| Ne var bu okullarda, parmak boyaları altından mı? | Open Subtitles | ماذا لأنهم وصلوا في هذه المدارس، الطلاء الاصبع الأصفر المصنوع من الذهب؟ |
| boyaları, duvar kağıtlarını yerler ve kabuklarını tarihi eserlerin üstüne bırakırlar. | Open Subtitles | و هي تأكل الطلاء, و ورق الحائط و تضع برازها على الأثار التأريخية |
| Ve sonrasında da, boyaları deneyeceğiz ve yemek odası olacak odada piknik yapacağız. | Open Subtitles | وتركيبات الحمام، ثم ليلة الغد سنضع عينات الطلاء على الجران منزلنا و سنقوم في نزهه كي نختار مكان غرفة الطعام |
| Ama bir süre sonra, resmin en başına gidip tüm boyaları boya tenekelerine koymaya karar verdim. | TED | ولكن بعد مدة، قررت أن أعيد الدهان إلى العلب |
| -Yüzündeki şu boyaları da sil! -Oldu! | Open Subtitles | و امسحي كل المكياج حسنا |
| Boya, saç boyaları, cila. | Open Subtitles | الطلاء,الصبغات,طبقات زجاجية... |
| Pastel boyaları çıkartırız, kahvelerimizi yaparız iki-üç gün içinde hallederiz bu işi. | Open Subtitles | سنحضر أقلام التلوين والشراب المخمر وبعض من القهوة وننهي هذا المشروع في يومين أو ثلاثة |
| İstediğin boyaları aldım, arabada hepsi. | Open Subtitles | أحضرتُ لك كل الطلاء الذي طلبتَه. كله في السيارة، حسناً؟ |
| Pasqual Lütfen boyaları yeme. | Open Subtitles | رجاءً لا تَأْكلْ الطلاء,باسكال |
| Hem duvardaki boyaları da söker. | Open Subtitles | هذا سيقشّر الطلاء من على الحيطان |
| -Bana paramı ver yoksa bir dahaki sefere boyaları değişiriz. | Open Subtitles | -أعطني مالي -وإلا في المرة القادمة سنتبادل الطلاء |
| Sprey boyaları kokladığını hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنها غاضبة من بخاخ الطلاء |
| Silin şu boyaları yüzünüzden. | Open Subtitles | أمسح هذا الطلاء الغبي من على وجهك |
| - boyaları çoktan aldık ama. - Yine boya kullanacağız. | Open Subtitles | لدينا كل الطلاء - لا زلنا سنستخدم الطلاء - |
| Kalabalık sıralar halinde savaş boyaları ve tüyleriyle Apaçiler ve adamlarının başında o destansı hücumu yöneten Thursday. | Open Subtitles | كان هذا عملا رائعا كانت هناك طابور حشدت من الأباتشي في الطلاء حربهم والاغطيه ريشة... وهنا كان ثيرسداي يقود رجاله في تلك البطولية |
| - boyaları bozmayacaksın James! - Hiç merak etme. | Open Subtitles | (أنت لن تخرب الطلاء يا (جيمس - لا تقلقِ - |
| Yanlış boyayı kullanıyor. Arabaların kendine özel boyaları vardır. | Open Subtitles | إنها تستخدم النوع الخاطيء من الدهان لدى السيارات دهانٌ خاصّ |
| Harika. Ben boyaları kaldırayım. Sen de git ona göster. | Open Subtitles | جيد، سأعيد الدهان لمكانه و أنت أذهب له |
| "İyileştiğinegöreartıkelin, Bütün bu boyaları karıştıracak olan kim?" | Open Subtitles | "الآن بما أن يدك تحسنت من الذي سيقوم برجّ الدهان هُنا؟" |
| -Yüzündeki şu boyaları da sil! -Oldu! | Open Subtitles | و امسحي كل المكياج حسنا |
| Ekibinizin geri kalan üyeleri geldiğinde, Doktor Curtis fosforlu vernik için biyokimyasal boyaları dengeleyecek. | Open Subtitles | حينما يصل بقيّة أعضاء فريقكم، الد. (كورتيس) سيُوزن الصبغات الكيميائيّة الحيوية للورنيش الفوسفوري. |
| Etrafında on binlerce leziz şekerler varken pastel boyaları mı yiyor? | Open Subtitles | بربك، إنه محاط بعشرة ألاف قطعة من الحلوى وهو يأكل أقلام التلوين ؟ |