Bunu yanlış anlama ama, senin hücrelerinin bozulma hızına bakarsak,.. | Open Subtitles | لا تفهمني خاطئة ولكن في معدل تدهور الخلايا الخاصة بك |
Nodülleri örten koruyucu kumaşlar bozulmuş. Derhal tedavi edilmesi gereken bir bozulma durumu. | Open Subtitles | جسمها دخل في مرحلة تدهور وبدء جسدها بالانهيار وفي حالتها تلك يجب علاجها فورا |
Zamanından önce, "bozulma" zillerini çalmaya gidiyoruz, dostum... | Open Subtitles | سنقوم بقرع أجراس الفساد .بيلي أعتقد أن ذلك سابق لأوآنه. |
Mantar orijinli sinaptik bozulma gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كما لو كان هناك خلل في بعض الوظائف الرئيسية |
Bu tarz bir bozulma bir sürü kişiye çok fazla para kazandırmıştır. | Open Subtitles | أسلوب للعيش؟ فساد كهذا يمكن أن يجني الكثير من المال لكثير من الناس |
Oluşan bozulma geyiğin yaklaşık 48 saat önce öldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | التحلل يظهر أن هذا الأيل قتل منذ حوالي 48 ساعة |
Kemik bozulma hızı ostropoz sınırının yüzde 80 üzerinde. | Open Subtitles | سرعة تحلل العظم هي 88 زيادة على مدى هشاشة العظام الأساسيّة |
Geminin normal uzaya çıkış noktasında anormal bir bozulma tespit ettim. | Open Subtitles | أكتشفت تشويه شاذ في مجال نقطة خروج السفينة من الفضاء الطبيعي |
Durum raporu: Birinci türden moleküler bozulma. | Open Subtitles | الحالة كالتالي، تحلّل جزيئي من الدّرجة الأولى. |
Çevresel bozulma ile başıboş kentsel yer değiştirmeye mi saplandık? | TED | هل نحن عالقون مع نزوح المناطق الحضرية المتفشي، مع التدهور البيئي؟ |
DNP'nin bozulma ürünleri ile birlikte, aminonitrophenol, ANP. | Open Subtitles | جنبا إلى جنب مع آثار من الناتج تدهور إدارة التخطيط الوطني، و aminonitrophenol والشرطة الوطنية الأفغانية. |
Diş eti hattı boyunca uzanan kemikteki bozulma miktarına bakarak, şunu söyleyebilirim ki kurbanınız yeni takma dişlerini aldıktan 5 ila 6 yıl sonra öldürülmüş. | Open Subtitles | استناداً إلى تدهور العظم عند خط اللثة هنا ...سأقول أن ضحيتنا ...تم قتله من خمس لست سنوات بعد أن حصل لنفسه على طقم جديد لامع |
Makine aktif oldu ama ekolojik bozulma seviyesi değişmedi. | Open Subtitles | ! مستوى تدهور البيئة لم يتغير منذ أن شغلنا الآلة |
Hayır. Artrit; eklemlerinizde bir bozulma var demek oluyor. | Open Subtitles | كلا، التهاب المفاصل هو تدهور المفاصل |
Kanıtlara bakılırsa, ...en faydalı yönelmenin adli bozulma üzerine yapılması gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | و بالنظر الى الادلة اعتقد انه طريق اكثر ربح "هو" الفساد القضائي |
Oğlumun masumluğu kanıtlandığına göre artık bu şehirdeki bozulma gün ışığına çıkabilir. | Open Subtitles | والآن وقد تم إثبات براءة ولدي، فقد صار الآن من الممكن كشف الفساد الذي يجتاح هذه المدينة. |
Uyduda neden bozulma olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف لماذا لدينا خلل بأقمارنا |
Yüksek sokakta bir bozulma var. | Open Subtitles | (لدينا خلل في شارع (نوبل. |
Anladım ki ligdeki bozulma... sadece bir başlangıçmış. | Open Subtitles | ..وأدركت أن فساد إتحاد الكرة كان مجرد البداية |
Yikim, bozulma kaos, düzen, büyüme sonsuz hayat. | Open Subtitles | دمار، فساد فوضى، نظام، نمو حياة أبدية |
Cesedin bozulma derecesi kalıntıların en az 2 aydır doğal etkenlere maruz kaldığını gösteriyor. | Open Subtitles | درجة التحلل تُوحي أنّ البقايا تعرضت لعناصر الجو لمدة لا تقل عن شهرين على الأقل |
Moleküler bozulma artıyor. - 200 metrelik bir karantina söz konusu. | Open Subtitles | التحلل الجزيئي يتزايد، أتوقع حجراً بمحيط 200 متر |
Toprağın organik karbon içeriğinde... parçacık büyüklüğü ve hacim yoğunluğunda dağılım ve bozulma var. | Open Subtitles | ثمة تحلل في محتوى الكربون العضوي في التربة كذلك توزيع معين و كثافة كبيرة |
Herhangi bir bozulma yaşanmadan vajinal boşluğu aydınlatacak seviyede ışıklandırılmış kamera merceğiyle işe başladık. | Open Subtitles | بدأنا بعدسة كاميرا بسيطة وما يكفي من الضـــــوء لإنارة التجويف المهبلي من دون تشويه. |
Hiç bir bozulma yok gibi gözüküyor. | Open Subtitles | لا يبدو أنّ هذا تحلّل. |
Yani, işte çevresel bozulma ve bahsettiğiniz dünya pazarlarındaki çöküşler arasında. | TED | تعلمون بين التدهور البيئي وإنهيار السوق العالمي الذي تتحدثون عنه |