"bozulur" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتدهور
        
    • تتعطل
        
    • تنهار
        
    • يفسد
        
    • ينكسر
        
    • تفشل
        
    • تنكسر
        
    • كُسِرَ
        
    • سيفسد
        
    • يفقدونها
        
    • بالعطل
        
    • الأفق في
        
    Zamanla, parmak izinde bulunan bir çeşit yağ olan skualen miktarı belirli bir oranda bozulur. Open Subtitles مع مرور الوقت، كمية من السكوالين واحد من الزيوت الموجودة في بصمات الأصابع تتدهور بمعدل ثابت.
    Asansörlere güvenmem. Onlar bozulur, düşerler ve insanları sakat bırakırlar. Open Subtitles أنا لا أثق بالمصاعد انها تتعطل وتسقط وتتسبب بشل الناس
    Bilgisayar belleğinin değişmez ve daimi olduğunu düşünürüz ancak oldukça kolay bozulur. TED نحنا نميل للتفكير بذاكرة الحاسب كما لو أنها ثابتة ومستقرة ولكنها في الحقيقة تنهار مرتبتها بشكل سريع ومنصف
    Orada pervaneler ve pas dahi bozulur ve hırsızlar saldırır ve çalar. Open Subtitles حيث يفسد السوس والصدأ، وحيث ينقب السارقون ويسرقون
    Arayamazsın. Elbette, yoksa anlaşma bozulur. Birine anlattığımızı nereden bilecek? Open Subtitles حسنا حتى لا ينكسر الاتفاق كيف سيعرف بذلك؟
    İşe yarar ve bir noktada ayrılırız ve geminin milyon yıllık yapısal bütünlüğü bozulur ve sonunda buharlaşırız. Open Subtitles أو تعمل حقاً و في نقطة ما ننفصل و السفينة التي عمرها مليون سنة تفشل سلامة بنيتها التحتية
    Ama ,ansızın büyü bozulur, ...ne isterseniz yaparlar. Open Subtitles لكنْ عندما تنكسر روحها ستفعل أيّ شيءٍ تريدينه
    "Yoksa, yeminin bozulur." Open Subtitles "كُلّ قَسَم تُقسمُة كُسِرَ بواسطتك؟
    "Ayrıca eğer fabrikalarda çalışacak olurlarsa, sağlıkları bozulur ve moral olarak çökerler." Open Subtitles وسوف تتدهور صحتهم ومعنوياتهم أذا أنخرطـوا فـى العمل بالمصانـع
    Manyetik kasetler 15 yılda çok fazla bozulur. Open Subtitles الأشرطة المغناطيسية تتدهور كثيرًا خلال 15 سنة.
    -Uçaklar her gün bozulur sen de biliyorsun bunu, hem de herkesten iyi. Open Subtitles الطائرات تتعطل يومياً وأنت تعلم ذلك أكثر من الجميع
    Arabam her zaman bozulur. Telefonu kullanmam gerekiyor. Open Subtitles سيارتي دائمًا تتعطل أحتاج لاستخدام التليفون فقط
    Genelde öyle anlarda işler bozulur. Open Subtitles هذا عادة عندما تنهار الأرض من تحت أقدامك
    Ve genellikle, uzun yıllar sonra bozulur. TED وعادة، بعد سنوات عديدة، تنهار.
    Çünkü et buzlukta daha yavaş bozulur. Bu yüzden soğuk tutuyorlar. Open Subtitles لأن اللحم يفسد بشكل أقل في الثلاجة لذا يحاولون إبقاء المكان بارداً
    Ufak bir şey değişirse, bütün sistem bozulur. Open Subtitles شيء واحد يتغير فالنظام بأكمله قد يفسد
    Telefon içine fazla nem çekerse bozulur. Open Subtitles إذا زادت الرطوبة بداخل الهاتف ، قد ينكسر
    Seni seven biri diğerlerini yapmadan önce beşinci adımı yaparsa büyü bozulur. Open Subtitles , اذا الشخص الذي يحبك فعل الخطوات الخمس بدون فعل . الخطوات الاربع التي قبل . التعويذة تفشل
    Yakında bozulur bu. Open Subtitles سوف تنكسر قريباً
    "Yoksa yeminin bozulur." Open Subtitles "كُلّ قَسَم تُقسمُة، كُسِرَ بواسطتك "
    Burada açılmaz. İlaçlar bozulur. Open Subtitles لا يمكننا فتحها هنا فأن الكثير من البنسلين سيفسد
    İçki içenler genellikle bozulur. Open Subtitles معظم المدمنين على الخمر يفقدونها
    Bir sistemi limitleri üzerinde çalıştırıp daha da hızlanan bir tempoyla çalıştırmaya devam edersek ne olduğunu bir düşünün: sistem bozulur ve durur. TED وما يحدث حين تشغل نظاما متجاوزا حدوده ونستمر في ذلك في معدل تسارعي مستمر هو أن النظام يتوقف عن العمل ويصاب بالعطل.
    Dönersin ve dengen bozulur, sonra kalkarsın, güvenmen gereken tek şey vücudunu ne kadar iyi tanıdığın ve iki ayağını nereye koyacağındır. Open Subtitles وكُل ما عليك إدراكه، ما مدى معرفتكَ لجسمك. ووضع قدميك على الأرض، وإيجاد الأفق في نفسك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more