Tımarhanede olan Lloyd Braun'du, ben değil. | Open Subtitles | لويد برون كان في مستشفى المجانين , لست أنا |
Konuyu yeniden açıyorum ama, Lloyd Braun da işin içinde olabilir. | Open Subtitles | كان بإمكاني إرجاعها , ولكن لويد برون تدخل |
Ve tahminimce Lloyd Braun'un da bir alakası vardır? | Open Subtitles | وأتصور أن لويد برون له علاقه بذلك أيضا ؟ |
Şu anda, Village'de Eva Braun'un hayatıyla ilgili bir oyunda oynarken, ara vermiş durumdayım. | Open Subtitles | أنا في فترة انقطاع الآن ، أعمل في مسرحية في القرية عن حياة إيف برون. |
Amerikalılar saldırı sonrası hangi yöne dönmüşler, Braun'a sor. | Open Subtitles | إسأل بران فى أى إتجاه كان الأمريكى يدور بعد كل هجوم |
Dieter Rams'ın işlerinden ve Braun firması için ürettiği nesnelerden etkilenerek tasarım bilincine sahip olmuş bir çok insan vardı. | TED | الناس الذين يقومون بالتصميم بشكل واع جدا فإنهم يستوحونها من أعمال ديتر رامس، المواد التي كان يصممها لشركة تدعى براون. |
Manikürcüm Eva Braun'dan öğrendim. | Open Subtitles | انا سمعت الخبر من مقصصة اظافري إيفا برون |
Siz daha Lloyd Braun'u görmediniz, değil mi? | Open Subtitles | ألم تروا لويد برون , أليس كذلك ؟ |
Dünya Savaşı'nda sırada, "Hitler ve Eva Braun'un Çılgın Aşkı" var. | Open Subtitles | بعد قليل في "عالم من حرب" (هتلر) و(إيفا برون) متحابان بجنون |
Ryan Braun. Robin Yount emekli olalı 20 yıl oldu. | Open Subtitles | رايان برون , روبن يونت اعتزل قبل 20 سنة |
Evert Braun'la konuşacaktım. | Open Subtitles | واحد من المشاريع كان ايفيرت برون. |
Evet Erik, bu arada Evert Braun'u iyice inceledim. | Open Subtitles | أجل. بالمناسبة لقد تفقدت إيفرت برون. |
Beau Braun'u bu zamana kadar fikirlerimizle besleyen sendin. | Open Subtitles | انت كنت تعطي افكارنا ل " بوو برون " طوال ذلك الوقت |
-Kim? Eski komşum Lloyd Braun. | Open Subtitles | هذا الرجل كان جاري في الصغر، (لويد برون) |
Evet, Evet. Çılgın demişken, Lloyd Braun'u duydun mu? | Open Subtitles | نعم نعم , بالحديث عن الجنون , هل سمعت عن لـ(لويد برون) ؟ |
Bu konuda Lloyd Braun'un nüfuzunu kullanmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتمنى أن يكون بإمكان (لويد برون) أن يأتي ببعضا من معارفه |
- Lloyd Braun'la sakız çiğniyordum. | Open Subtitles | - كنت امضغ العلكه مع لويد برون |
- Lloyd Braun'un değil, ama kasiyerin. | Open Subtitles | - ليس لويد برون , ولكن المحاسبه |
Lloyd Braun'u kandırmak için takıyordu. | Open Subtitles | كان يفعل ذلك ليخدع لويد برون |
Ve bunu NIH'den meslektaşım Alan Braun ile yaptık. | TED | وقد قمت بها مع زميل لي يدعى " الان بران " في المعهد الوطني للصحة |
Braun'dan bahsedip "Sadelik gelişmişliktir." diyorsun. | Open Subtitles | وعن جعة "بران" وأن الأناقة في البساطة |
Werner von Braun, 2.Dünya Savaş'ı bittikten sonra, 'Bilim ve din birbirine zıt değildir. | TED | ويرنر فون براون ، في أعقاب الحرب العالمية الثانية، يقول العلم والدين ليسا متضادين |