broşür, harita ve bazı faydalı telefon numaraları var. | Open Subtitles | الكتيب, خريطة بها أرقام هاتفية المفيدة هنا |
Vatandaşlık görev azminiz ve yangın söndürücüyle gelen bu broşür ihtiyacınız olan eğitimi size sağlayacak. | Open Subtitles | حسكم للواجب الوطني وهذا الكتيب الذي أتى مع طفاية الحريق هو كل التدريب الذي تحتاجونه أو ستتلقونه |
Eve götürebileceğimiz bir broşür, kitapçık gibi birşeyiniz var mı? | Open Subtitles | حسناً من الواضح لدينا الكثير لنناقشه هل لديك كتيب او كتاب |
Yakın okullardan sana birkaç broşür topladım. | Open Subtitles | إلتقطت بعض الكتيبات عن بعض المدارس القريبة ، حسنا ؟ |
Sen ve gelin sunakta duruyorsunuz oraya buraya broşür dağıtıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و عروستك واقفين في مذبح الكنيسة توزّعون المنشورات للحاضرين |
Birisi sana broşür mü verdi ya da topluluk içinde bir arkadaşın mı vardı? | Open Subtitles | لكن هل شخص ما أعطاكِ كتيّب أو لديك صديق من داخل هذه المجموعة |
Hoş geldiniz. Hoş geldiniz. Lütfen imza atın, bir broşür alın. | Open Subtitles | اوه.مرحبا.مرحبا.لو سمحت سجل معلوماتك للدوخول.خذ منشورة |
broşür bastırdığın için hayranlığını gizleyemiyormuş. | Open Subtitles | وأبدى اندهاشه لأنك وجدت وقتا لكتابة الكتيب |
Yatağının altında bulduğum üzerinde "Boston Çay Partisi" yazan broşür ne peki? | Open Subtitles | وماذا عن هذا الكتيب الذي وجدته تحت فراشك؟ |
broşür hazırlamaya cesaret ettim. | Open Subtitles | الآن، أتخذت بعض الحرية في إعداد الكتيب. |
Listedeki yeri ara ve kış sezonu için broşür getirmelerini söyle. | Open Subtitles | هل اتصلت بذلك المحل الموجود في القائمة و قمت بإخبارهم بأن يحضروا كتيب المعلومات الخاص بموسم الشتاء |
- Tamam, sanırım şimdi bana broşür falan vereceksiniz. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي النقطةُ حيث تُسلّمُني كتيب أَو شيء ما ؟ عفوا؟ |
Ben diyorum ki, sınırlamaları özetleyen bir broşür hiç almadım. | Open Subtitles | دفاعـًا عن نفسي أنا لم أتسلّـم كتيب يحدد القيود |
Sendikaya gittiğim zaman tonla broşür vermişlerdi. | Open Subtitles | عندما كنتُ مندوب الإتحاد أرسلوا لي بعض الكتيبات |
Sadece birkaç broşür aldım. Senden bunların hepsine bir bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | معي بعض الكتيبات أريد أن تروها كلكم |
1943'de müteffik uçakları Nazi Almanya'sı üzerinde uçuyor, on binlerce broşür aşağıdaki insanların üzerine yağıyordu. | TED | في عام 1943 انقضّت طائرة التحالف على ألمانيا النازية ممطرة عشرات الآلاف من المنشورات على الناس تحتها. |
Gitmeden önce sana özçekimlerin tehlikeleri hakkında bir broşür vereyim. | Open Subtitles | قبل أن تذهبين، سأعطيك كتيّب حول مخاطر السيلفي |
Belki buralarda açıklayıcı bir broşür filan vardır. | Open Subtitles | ربما لديه هنا منشورة شيء ما تشرحه |
O kadar sıkıcıydı ki, uyanık kalmak için broşür okumak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كان ممل واضطررت لقراءة الكتيّبات فقط لكي أبقى مستيقظة |
Onun yerine satıcıya gidip biraz broşür alalım. | Open Subtitles | دعونا نبحث عن وكلاء التعاقدات ولنحصل على بعض النشرات |
İki üç tane broşür yolluyor. | Open Subtitles | هذه المرأة ترسل إلى المنزل 3 أو 2 منشورات يوميا |
Hapishane binicilik programı ile ilgili elime bir broşür verdi. | Open Subtitles | قدّم لي كتيباً لبرنامج الفروسية في السجن... |
Bana, mâhkumları topluma kazandırma ile ilgili bir broşür verdiler. | Open Subtitles | أتعلمين أنهم اعطوني كُراسة للتكامل |
1800'lerde, İngiliz iktisatçı William Forster Lloyd, şu senaryoyu aktaran bir broşür yayınladı: | TED | في القرن 19، نشر خبير الاقتصاد البريطاني ويليام فورستر لويد كتيبا يصف فيه السيناريو الآتي. |
1970'lerde, diktatörlük konusundaki farkındalığı arttırmak için broşür yazarlarmış. Kopyasını çıkaracak paraları olmadığı için her şeyi 500 kere yeniden yazıp onları dağıtırlarmış. | TED | بالعودة إلى السبعينيات، كانوا يكتبون منشورات لنشر التوعية عن الدكتاتورية، ولأنهم لم يتمكنوا من دفع التكاليف نسخها، كانوا يعيدون كتابة نفس المنشور 500 مرة ويقومون بتوزيعها. |
Sonra bana bir öğüt ve bir broşür verdi | Open Subtitles | ثم اعطاني عظة وكتيب |
Adımları yapın, sonra bana bir broşür bırakın. d For the first time in my life d d I see love d pro7(İYİ SEYİRLER) | Open Subtitles | قم بتقديم منتجك ثم أترك منشوراً الحلقة الخامسة عشر |