"bruce'un" - Translation from Turkish to Arabic

    • بروس
        
    Ben bunun bir parçasıyım. Bruce'un bana veremediği yanıtlara ihtiyacım var. Open Subtitles باربر انا جزء من هذا الامر احتاج لاجابات بروس لم يعطها لى
    Onunla çalışacaksan tamam, ama yeni bir bulgu olmadan Bruce'un peşine düşmeni istemiyorum. Open Subtitles هل تريد الإنضمام إليها ,حسناً لكن لا أريدك أن تذهب إلى بروس من دون أدلة جديدة
    Bruce'un boktan bir müzik zevki vardı ama bu kadarı da abartı. Open Subtitles بروس كان ذوقه سيئاً بالموسيفى و لكن من المستحيل
    Bruce'un tam bir oyuncu olduğunu bilmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles ظننت انك ستحب ان تعرف ان بروس لاعب الى حد ما
    Onu çocukları bırakırken Bruce'un evinde düşürmüş olabilir misin? Open Subtitles هل تعتقدى انك ربما تركتيه عند بروس ؟ عندما كنتى توصلى الأولاد ؟
    Eğer Bruce'un orada düşürdüysem nedeni çocukları oraya bırakmam değildi. Open Subtitles اذا كنت تركته عند بروس فلم يكن السبب انى اوصل الأولاد
    Ona ihtiyacımız olabilir. Bruce'un suyuna gitmeyi başarabilen tek kişi o. Open Subtitles فربما نحتاجه فهو الوحيد الذى يدخل لغرفة بروس
    Ken Bruce'un albümünü dinlemek ya da telefonla konuşmak gibi. Open Subtitles مثل الإستماع إلى"كين بروس" مغني البوب، أو التحدث عبر الهاتف
    Bruce'un söylediğine göre Katie pazartesi gecesi kurabiye pişirmiş. Open Subtitles إذن بروس قال ان كايتي خبزت كعكات ليلة الإثنين
    Bruce'un arabasının şoför tarafında ve botlarında aynı çamurdan vardı ama arka tarafta hiç çamur yoktu. Open Subtitles سيارة بروس كان فيها نفس الوحل في جهة السائق الموجود على جزمته لكن لا يوجد طين بالمقعد الخلفي
    Doktorlar çantayı Bruce'un bileğinden ameliyatla çıkartmak zorunda kaldılar. Open Subtitles اضطر الأطباء إلى إزالة حالة من بروس المعصم للعمل.
    Bu sadece deneylerde iyi sonuç vermiş ve kesinlikle tehlikeli bir şey özellikle Bruce'un durumdan olan birisi için; senin için de tabii. Open Subtitles هذا هو فعال تجريبي و بالتأكيد متهور ، وخاصة لشخص ما في حالة بروس و لك.
    Toby, Bruce'un herhangi bir sorun yaşama ihtimaline karşı sen de gel. Open Subtitles توبي ، بحاجة لكم في حالة بروس ديه أية مشاكل.
    Bruce'un sikkafalı avukatı beni şeytan gibi, ...çocukları umurunda olmayan ihmalkar bir pislik gibi göstermeye çalıştı. Open Subtitles المحامي الذي عينه بروس يحاول جعلي أبدوا كأنني شيطان مهمل أحمق
    Bruce'un anlaşmayı bozmasına epey sinirleneceklerdir. Open Subtitles فهي ليست ستعمل يكون باردا جدا مع بروس كسر اتفاقهما.
    Bruce'un Jerome'u onu seyirci karşısında öldürmeye... ikna ettiğini söyledin? Open Subtitles قلت ، كان بروس قادرا على إقناع جيروم لقتله أمام جمهور؟
    Eski dostumuz Bruce'un beynindekileri görmek ister misin? Open Subtitles هل تحب رؤية مايوجد في رأس بروس واين؟
    Ayrıca Bruce'un hayatının aşkı olmayı umuyor. Open Subtitles وبحماقة تأمل أن تكون حياة حب بروس
    Bu Robert Bruce'un teminatı. Open Subtitles هذا عربون محبة من روبرت آل بروس
    Bruce'un Mexico'dayken dediği gibi, Open Subtitles وكما قال بروس عندما كنا في المكسيك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more