"bu şeylerin" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذه الأشياء
        
    • هذه الأمور
        
    • هذه الاشياء
        
    • تلك الأشياء
        
    • هذه الأشياءِ
        
    • هذه المخلوقات
        
    • الأشياء التى
        
    Son unsur, bu şeylerin gerçekten gelişmesine yardım eden, ortaklıklardı. TED والعنصر الأخير الذي ساعدنا في تطوير هذه الأشياء كان الشراكة.
    İlk başta bu şeylerin test etmekteki amaç sırt incinmeleri, haksız mıyım? Open Subtitles إصابات الظهر كانت السبب في اختبار هذه الأشياء من البداية، أليس كذلك؟
    önemli olduğunu bildiğim bu şeylerin içlerine sızmak ve herkesin görebileceği şekilde şifresini ortaya çıkarmak istiyorum. TED أريد أن أخترق أعماق هذه الأشياء التى أعرف أنها الأهم وأمكن الجميع من فك شفرتها.
    Tüm bu şeylerin ortak bir şekilde olması gerekir. TED ويجب أن تحدث جميع هذه الأمور على نحو متداخل ومتزامن.
    Ve bu ışık bu şeylerin bir birleriyle haberleşmesindeki veri transferi için kullanılabilir. TED وهذا الضوء يمكن استخدامه لبث البيانات اللاسلكية ان هذه الاشياء تستخدمه للتواصل مع بعضها البعض.
    Burada dediğine göre bu şeylerin bir sürü yan etkisi var. Open Subtitles يقول هنا هناك العديد من ردود الأفعال المعادية من تلك الأشياء.
    bu şeylerin içine ne koyuyorlar, ha? Open Subtitles ماذا يَضِعونَ في هذه الأشياءِ على أية حال؟
    Tüm bu olanlardan önce bu şeylerin de birer insan olduğunu hatırlamış. Open Subtitles لقد تذكر أن هذه المخلوقات كانت بشراً قبل كل هذا
    Ancak aslında olan, bu şeylerin varlığı ve bunların bir şekilde bütünleşip, çakışıp, birçok farklı şekilde birbirine bağlanıyor olması. TED ولكن ما يحدث هو أن هذه الأشياء تتواجد بشكل تكاملي وبشكل متصل ومتتداخل بطرق عديدة ومختلفة.
    Çünkü bu şeylerin nereden geldiğini bilmek imkânsız. TED لأنه من المستحيل أن تعرف مصدر هذه الأشياء.
    Gene de, bu şeylerin hayatta kalmaya yardım etmesi, onları taşıyanlara bağlıdır. TED ولكن لتساعدنا هذه الأشياء على النجاة، يجب لنا أن نحملها معنا.
    Havada bu şeylerin yanından geçerken, onlara sürtünüyor ve çokça sürtünme yaratıyoruz, bu da ısıyla sonuçlanıyor. TED عندما نتحرك خلال هذه الأشياء في الهواء، فنحن نفرك ضدهم ونُحدث الكثير من الاحتكاك وينتج عن هذا حرارة.
    Burada kimseye karşı üstün gelmeyi kasdetmiyorum, Fakat bizler gittik ve bir e-kitap okuyucusu olmak için bu şeylerin birisini kullandık. TED و لا أنوي هنا أن أفسد الأمر و لكن جعلنا من واحدة من هذه الأشياء قارئ كتب الكترونية
    Bu çok cafcaflı ve çok süslü albüm kapaklarını tasarladım. Bir ileri (post) modernist veya tarihselci olduğum için değildi -- bu şeylerin ne olduğunu bile bilmiyordum. TED فحصلت على أغلفة اسطوانات غنية ومحكمة التصميم ليس لأنني كنت عصرية أو غير عصرية لأنني لم أكن أعلم حقيقة هذه الأشياء
    Ve bu şeylerin performansı o kadar iyileştirilmiş ki eğer araçlar hakkında biraz farklı düşünürseniz bir şeyleri gerçekten değiştirebilirsiniz. TED وقد أصبحت أداء هذه الأمور جيدة جداً إذا قكرت قليلاً في المركبات بطريقة مختلفة، يمكنك حقاً تغيير الأشياء.
    Artık bu şeylerin farkını söyleyemiyor olmamız ne anlama gelir? TED ماذا يعني ذلك أننا لا يمكننا معرفة الاختلاف بين هذه الأمور بعد الآن؟
    Çalışabilmenin tek şartının bu şeylerin birleştirilmesi olduğunu anlayan yeni iş modelleri yeniden tanımlanacak. TED هو إعادة تحديد النماذج الجديدة للأعمال هذا يعني أن الترخيص الوحيد للعمل سيكون الجمع بين هذه الأمور.
    bu şeylerin kuantum alan teorisi ile açıklanabilmesinin bir yolu tüm ihtimallerin bir kerede genişleme ve gelişmesidir. TED لذا تفسر هذه الاشياء في نظريات الفيزياء الكمية.. كل الاحتمالات تتسع وتتطور في آن واحد.
    Biz tüm bu şeylerin gerçekleşmesini beklerken, işte kendiniz için yapabileceğiniz şeyler. TED وبينما ونحن في انتظار حدوث هذه الاشياء هذا ما يمكنك القيام به لنفسك:
    Ben hala ikna olmadım belki de bu şeylerin akıl hastanesinden deliler olup traş olmayı ve tırnaklarını kesmeyi unuttuklarını düşünebilirim. Open Subtitles فاْنا لا اصدق هذا, واعتقد ان هذه الاشياء قد هربت من مستشفى الامراض العقليه ونسوا ان يحلقوا ويهذبوا اظافرهم
    bu şeylerin keskin dişleri var ve onların tükürüklerinden insanın beynine solucan girebiliyormuş. Open Subtitles تلك الأشياء لديها أسنان حادة مثل الموس وبصاقه ممكن أن يصيبك بدودة المخ
    bu şeylerin değerli olmasının tek sebebi böyle olması gerektiğine dair karar vermiş olmamızdır. TED السبب الوحيد لوجود قيمة لمثل تلك الأشياء هو أننا جميعًا قررنا أنها ذات قيمة.
    Aman Tanrımı. bu şeylerin etiketleri daha net olmalı. Open Subtitles الغالي الله، هم يَجِبُ أَنْ يَعتبروا هذه الأشياءِ جداً أكثرِ.
    bu şeylerin belli bir ömürleri var. Open Subtitles و فجأة مات هذه المخلوقات لها حياة محدودة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more