Eğer bu adamın hayatını kurtarmaya çalışıyorlarsa, zamanları tükeniyor. | Open Subtitles | لو أنهم يحاولون إنقاذ حياة هذا الرجل فالوقت ينفد |
bu adamın hayatını, onu halk önünde suçlu çıkararak mahvedecek de değilim! | Open Subtitles | ولن أقوم بتدمير حياة هذا الرجل بإعلان أنهُ مذنب أمام العلن |
bu adamın hayatını kurtarmaya çalıştım ve onun bir aptal, çocukça ve nankör olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | و حاولت إنقاذ حياة هذا الرجل و أعتقد انه أحمق و صبياني و جاحد |
Evleniyorum ve bu adamın hayatını ve yüzünü kurtarıyorum tüm bunlara ben mi sebep oldum | Open Subtitles | سأتزوج، وأنا أحافظ على حياة هذا الرجل ووجهه. |
Anlaşılan bu adamın hayatını kurtarmışsınız. | Open Subtitles | يبدو أنك أنقذت حياة الرجل |
bu adamın hayatını kurtarabilecek tek şey daha en başta kazaya karışmaması olurdu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كان بإمكانه إنقاذ حياة هذا الرجل هو أنه لا يتعرض للحادث من البداية |
Yine de bu adamın hayatını kurtarmak için nükleer bombayı satmama yardım etmeye hazırsın. | Open Subtitles | وانت مستعدة لمساعدتي على بيع القنبلة النووية من أجل إنقاذ حياة هذا الرجل |
Tüm elimizdekilerle bu adamın hayatını eşelemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نكتشف حياة هذا الرجل بكل الامكانيات التي لدينا |
Ben değil! Buraya bu adamın hayatını kurtarmaya geldim, çıkartmaya! | Open Subtitles | لقد أُحضرت هنا لأنقذ حياة هذا الرجل وأخرجه! |
bu adamın hayatını araştırmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى معرفة حياة هذا الرجل |
bu adamın hayatını pazarlık kozu olarak mı kullanacaksın? | Open Subtitles | سوف تستغل حياة هذا الرجل كورقة مساومة؟ |
İlk düzeni terk etmen, bu adamın hayatını kurtarman. | Open Subtitles | "إبتعادكعن"الـنِـّظَـامالأَوْل, و إنقاذ حياة هذا الرجل. |
Bak, sadece bu adamın hayatını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط دعني أُنقذ حياة هذا الرجل |
bu adamın hayatını kurtarmayı denemek zorundayım. | Open Subtitles | -يجب أن احاول انقاذ حياة الرجل |