Şuan sakın konuşma yoksa yemin ederim bu bardağı gözüne sokarım. | Open Subtitles | ليس الآن و إلا أقسم أن أكسر هذا الكأس بين عينيك |
Geri çekil, yoksa bu bardağı yüzüne sokarım. | Open Subtitles | تراجع أو أغرز هذا الكأس في وجهك النديّ |
Geri çekil yoksa bu bardağı o mürekkep suratına saplarım. | Open Subtitles | تراجع أو أغرز هذا الكأس في وجهك النديّ |
bu bardağı soğuk suyla doldurabilir misiniz? | Open Subtitles | سيدى؟ أنا أريد ان أملأ هذا الكوب ببعض الماء البارد؟ |
Tamam o zaman. Şimdi ben bu bardağı bitirip diğerini de içeceğim. | Open Subtitles | حسناً ، إذن ، أجل ، الأن سوف اشرب هذا الكوب كاملاً وبعدها سأشرب أخر |
Sen nasılsın? - Harikayım. bu bardağı ben yaptım hatta. | Open Subtitles | - عظيم ، أتعرفين أنا في الواقع صنعت هذا الكوب - |
Mesela diyelim ki kazara bu bardağı düşürdüm. | Open Subtitles | مثال على ذلك... سأقول أنني نقلت هذا الكأس بعيدا. |
"Önem" kelimesini kullanırsan bu bardağı alırım, gırtlağına sokarım sonra boğazına yumruk atarım ve boğazını parçalarım. | Open Subtitles | ؟ "واذا استخدمت كلمة " نهتم سوف أخذ هذا الكأس واقحهم في اسفل حنجرتك |
bu bardağı Bay Sylvan'ın lavabosunda buldum. | Open Subtitles | جلبتُ هذا الكوب من مغسلة السيّد (سيلفان) |
Roger, eğer oğlumla ilgili tek kelime daha edersen, bu bardağı boğazına öyle bir sokarım ki, kıçın sandalyeye sıkışır. | Open Subtitles | ..روچر)، إن قلت كلمة أخرى عن ولدي) سأغرز هذا الكوب عميقاً في حلقك حتى تثبت مؤخرتك إلى المقعد |
bu bardağı Yusuf'a verdim. | Open Subtitles | أعطيت " يوسف " هذا الكوب |