Hem de çok garip bir kurşun, ki bu da onu daha çekici yapıyor. | Open Subtitles | وهي غريبة نوعاً ما، مما يجعلها مثيرة للأهتمام أكثر. |
bu da onu doğadaki en acımasız ve en hızlı yangınlardan biri yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعلها واحدة من أشرس و أسرع الحرائق في الطبيعة. |
Ki bu da onu "çekici bela doktirini" davasının ders kitabı yapar. | Open Subtitles | مما يجعلها أنموذجًا مثاليًا لقضية الخطر الجاذب |
bu da onu yatakta kaldırmazsa hiçbir şey kaldırmaz. | Open Subtitles | إن لم يدفعها ذلك إلى الاستيقاظ فلا أمل لنا. |
Kentucky Derbisi başladığı yıl olan 1875'ten bu yana her sene düzenlenmiştir ve bu da onu dünyanın hiç ara vermeden en uzun süre düzenlenen yarışı yapıyor. | Open Subtitles | يقام الكنتاكي ديربي سنويا منذ أن بدأ عام 1875 مما جعله أفضل سباقات العالم نظرا لعراقته |
bu da onu onlar kadar kötü yapıyor. | Open Subtitles | وهذا ما يجعله مجرد سيئا كما هم. |
bu da onu dünyadaki en sağlam yakartop oyuncusu yapıyor. Topu at Blazer. | Open Subtitles | مما يجعل منها اشرس امرأه في العالم في الكرة المطاطيه |
bu da onu yetişkin yapar. Yaptıklarının cezasını çekecek. | Open Subtitles | مما يجعلها بالغة، وبوسعها مواجهة العواقب. |
bu da onu ana hedef yapıyor. | Open Subtitles | وإنتهاءاً بتوجيهِ ضرباتٍ جويةٍ عن بعد للمنظمات الإرهابية في العراق وسوريا مما يجعلها هدفاً رئيسيّاً |
Çünkü CEO işi sikine takmıyor, ki bu da onu prenses gibi giyinmiş bir para tuzağı³ yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعلها أسهماً توهم أنها فرصة لا تعوض |
Aslında, benim de bir çocuğum var, ki bu da onu anneanne yapar. | Open Subtitles | في الحقيقة، لدي طفل مما يجعلها جدة |
bu da onu her ölüme suç ortağı yapar. | Open Subtitles | مما يجعلها شريكة في كافة الجرائم. |
Yok, gözler bundan daha derin, burun kemiği daha sert, bu da onu daha belirgin yapıyor. | Open Subtitles | لا، العيون متعمقة قليلاً أعدتشكيلها،وسقفيةالأنفأطوب بكثير... مما يجعلها أكثر وضوحاً ... |
bu da onu çakma bir evlilik için mükemmel bir hediye yapar. | Open Subtitles | مما يجعلها الهدية المثالية لزواج خدعة. |
bu da onu yatakta kaldırmazsa hiçbir şey kaldırmaz. | Open Subtitles | إن لم يدفعها ذلك إلى الاستيقاظ فلا أمل لنا. |
bu da onu harika bir yüzücü yaptı. | Open Subtitles | مما جعله سباحاً ماهراً |
bu da onu, benim tam zıttım yapıyor. | Open Subtitles | مما جعله على عكسي تمامًا |
bu da onu, benim tam zıttım yapıyor. | Open Subtitles | مما جعله على عكسي تمامًا |
Bir şey çalmış. bu da onu hırsız yapar. | Open Subtitles | لقد سرق شيئاً, وهذا ما يجعله لصاً |
bu da onu içerideki kusursuz casusumuz yapar. | Open Subtitles | مما يجعل منها شخص داخلي مثالي |