Bu demek oluyor ki film endüstrisinin elinde eşitlikle alakalı hikayeleri bütün dünyaya yaymak için inanılmaz bir güç var. | TED | وهذا يعني أن صناعة السينما لديها وصول غير مسبوق لتكون قادرة على توزيع قصص عن المساواة في جميع أنحاء العالم. |
Bu demek oluyor ki, neredeyse her yıl 130 milyon bebek doğuyor. | TED | وهذا يعني أن قرابة 130 مليون طفل يولدون في كل عام. |
Bu demek oluyor ki, doktorlar ve hemşireler... ...hastaların sağlıklarına yeterli zamanı ayıramıyorlar. | TED | مما يعني أن الأطباء و الممرضات الموجودين لن يتوافر لهم الوقت لرعاية المرضى. |
Ortak geçiş kağıdı alabildim... Bu demek oluyor ki size refakat edeceğim. | Open Subtitles | لم أستطع سوى إحضار تصريح نقل مرافق مما يعني أنه يجب أن أصحبها |
Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. | TED | هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم. |
Bu demek oluyor ki; sonsuzluğun bir parçası yerine kaynağı oluyorsun. | Open Subtitles | و هذا يعني أنك مصدر اللاتناهي و ليس مجرد جزء منه |
- Bu demek oluyor ki test... - Test sonuçsuz çıktı. | Open Subtitles | هل هذا يعنى أن الإختبار - الإختبار لم يعطى نتائج قاطعه- |
Peki, Bu demek oluyor ki o çocukların peşinden gitmemizi istiyor. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يعني أنها تود منا الذهاب لإنقاذ هؤلاء الأطفال |
Bu demek oluyor ki katilimiz bu kapağın diğer ucunda olabilir. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ القاتل قد يكون في الطرف الآخر لهذا الغطاء |
Bu demek oluyor ki; yönetim, işlerini yapabilmeleri için gerekli olan her şeyi sağlamak zorunda. | TED | وهذا يعني أن الإدارة عليها أن تجهز لهم كل شيء هؤلاء الأشخاص بحاجة إلى أن يقوموا بعملهم |
Elbette, Bu demek oluyor ki profesyonel Pedro yandaşı basınla çok ciddi uğraşman gerek. | Open Subtitles | وهذا يعني أن عليك أن تقوم بتغطية إعلامية قوية |
Bu demek oluyor ki,katilin sol tarafında muhtemelen bir şey vardı. | Open Subtitles | وهذا يعني أن القاتل قد تركت شيئا وراء أيضا. |
Bu demek oluyor ki şu an birbiriyle el sıkışan sizler biyokimyasal olarak birbirinizden daha çok hoşlanmak ve birbirinize yardım etmek üzere yönlendirildiniz. | TED | مما يعني أن جميع من قام بالمصافحة منكم مستعد كيميائيا ليحب ويريد مساعدة بعضهم البعض. |
Bu demek oluyor ki, o kaltağın maskesini sonsuza kadar düşürmek için.. ..yarın akşama kadar zamanımız var. | Open Subtitles | مما يعني أن أمامنا مهلة حتى منتصف ليلة الغد لكشف القناع عن هذه الحقيرة مرة وللأبد |
Bu demek oluyor ki o şey dışarıdayken biz çıkamayız. | Open Subtitles | مما يعني أنه لا أحد منا سيخرج من هنا بينما هذا الشيء بالخارج |
Bu demek oluyor ki bunun yarısı bir zamanda Checkmate tüm veritabanımı çekebilir. | Open Subtitles | مما يعني أنه في نصف ذلك الوقت يمكن لـ''مات الشاه'' أن يحصلوا على بيانات فريقي بالكامل |
Bu demek oluyor ki masal henüz mutlu sona ulaşmadı. | Open Subtitles | هذا يعني أن القصة لم تجد حتى الآن نهاية سعيدة. |
Sanırım Bu demek oluyor ki ödevini yarın akşama kadar bitirmiş olacaksın? | Open Subtitles | أوه, انا اعتقد ان هذا يعني أنك سوف تنتهين من الواجباتك المنزلية؟ |
Bu demek oluyor ki, dağın arkasında bulunan Taliban yanlısı şüpheliler, yanlış kişilerdi. | Open Subtitles | حسنا,هذا يعنى أن المشتبه به الطالبانى الذى تم مناورته من خلف الجبل كان المشتبه به الخاطئ |
Bu demek oluyor ki; o senin kalbini kırdı, ve şu an başına ne geldiyse, hakediyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنها قد حطّمت قلبك . و الآن إنها تنال ما تستحقه |
Bu demek oluyor ki CIA takımının binanın içine girmesini kolaylaştırabilirsin. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ بإستطاعتك تيسير دخول فريق المخابرات المركزيّة داخل المبنى |
Bu demek oluyor ki dün gece bir bar dolusu şüpheli varmış. | Open Subtitles | الذي يعني أن هناك بار ملئ بالمشتبه بهمِ هنا في الليلة الماضية |
Bu demek oluyor ki daha çok donlu kız işe almalıyız. | Open Subtitles | حسناً, هذا يعني ان عليّ تجنيد المزيد من فتيات السروايل |
Bu demek oluyor ki, beş yaş itibariyle hayatınızın kalanında iyi göremiyorsunuz. | TED | هذا يعني بأن قبل بلوغ عمر الخمس سنوات لن تتمكنوا من الرؤية بشكل جيد طيلة فترة حياتكم |
Ama bu sabah, senin evinde yalnız uyandım, Bu demek oluyor ki, evden gizlice çıktın. | Open Subtitles | لكن هذا الصباح , استيقظت ووجدت نفسي في منزلك بمفردي مما يعني أنك تسللت خارج منزلك |
Eğer o gittiyse, Bu demek oluyor ki sen tekrar görevdesin. | Open Subtitles | لذا، إن غادرت فهذا يعني أنّك ستعودين مكانها |
Bu demek oluyor ki geleneksel metotlardan 100 gün önce kanseri tespit edebildik. | TED | هذا يعني أننا اكتشفنا هذا السرطان مبكراً بحوالي 100 يوم عن الطرق التقليدية. |
Bu demek oluyor ki birlikte konuşup birlikte hareket etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنه يجب عليكما التفاهم وتأكد بأنكما على نفس الرأي |