"bu durumdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا الموقف
        
    • هذا الوضع
        
    • هذه الحالة
        
    • هذا المأزق
        
    • هذه الورطة
        
    bu durumdan kendini kurtarmak için de otoriteye itaat etmek zorunda kalacak. Open Subtitles .. ليخرج نفسه من هذا الموقف يجب أن يعصي السلطة ..
    Ama bu durumdan sorumlu olan tek kişi Sam Baily'nin kendisi. Open Subtitles لكن الشخص الوحيد المسئول عن هذا الموقف هو سام بيلي
    Nazilerin Slav uzmanları, bu basit halkın basit geleneklere sahip bu halkın, bu durumdan hoşlanacağını umdu. Open Subtitles التجربه النازيه مع السلافيين كانت تأمل أن ينسجم هؤلاء البسطاء بتقاليدهم البسيطه مع هذا الوضع
    bu durumdan kurtulmak için Sadece bir kişi yardım edebilir bize. Open Subtitles هناك رجل واحد فقط يمكنه إنقاذك من هذا الوضع.
    Peki, bu durumdan faydalanarak kardeşinin karısını becermendeki gerekçen ne? Open Subtitles ما هو عذرك لاِستغلالك هذه الحالة و تضاجع زوجة أخيك؟
    Sızlanmayı kes ve bizi bu durumdan kurtarmanın bir yolunu bulmaya bak. Open Subtitles كُن هادئاً و فكر بشيئاً ما يُمكنه أن يخرجنّا من هذا المأزق.
    bu durumdan kaçamak laflarla yırtacağımı sanmıyorum. Open Subtitles انا لا اعتقد انى سأكون قادر على تعريف كتابى فى هذا الموقف
    Ben de daha zamanımız varken bu durumdan yararlanmaya karar verdim. Open Subtitles لقد قررت أني سأستفيد من هذا الموقف طالما هذا ممكناً
    Eğer bu durumdan canlı olarak kurtulabilirsem, et yemekten ve insanlarla alay etmekten vazgeçeceğim. Tamam mı? Open Subtitles إذا خرجت من هذا الموقف حياً فسأتخلى عن اللحم و السخرية ، حسناً؟
    General, Şerif Carter bu durumdan hiçbir şekilde sorumlu değildir. Open Subtitles جنرال، المأمور كارتر ليس مسئول عن هذا الموقف
    Hayır, durun. Hayır, bu durumdan kurtulmam lazım. Open Subtitles لا ، انتظروا ، لا المفروض أن أخرج من هذا الموقف
    Eğer yaban kazı avına gidersen bu durumdan çıkmanın yakınında bile olamayız ve geminin kontrolünü almak için yeterli vaktimiz kalmaz. Open Subtitles عندها لن نكون قريبين حتى من إخراج نفسنا من هذا الموقف وسيكون لدينا وقت أقل لنستعيد السيطرة على هذه السفينة
    Eğer bu durumdan rahatsızsan şimdi gidebiliriz. Open Subtitles إذا هذا الوضع غير مريح لك ,أنا بخير لتذهب الأن
    Şu an seni bu durumdan tek kurtarabilecek kişi benim. Open Subtitles حاليا انا الشيء الوحيد الذي سيساعدك على الخروج من هذا الوضع
    bu durumdan tamamen kurtulacağımı söylemiştin. Open Subtitles وعدكم كان بأن تخلّصوني من هذا الوضع تمامًا.
    Virginia, bu durumdan en az senin kadar mutsuzum. Open Subtitles فرجينيا, إنّني غير راض عن هذا الوضع مثلك تماماً.
    Ki kabul etmeliyim ki bu çok yaptığım bir şey değil. bu durumdan hoşlanmıyorum. Open Subtitles أقرّ بأنّي مُهمَّش، لا يروقني هذا الوضع.
    Yapmayın çocuklar, hiçbirimiz bu durumdan hoşlanmıyoruz. Open Subtitles هيا، يا جماعه، لاأحدمنايحب هذا الوضع.
    Aslında, eğer herkes işbirliği yaparsa hepiniz bu durumdan yara almadan kurtulabilirsiniz. Open Subtitles إذا تعاون الجميع معنا فسوف نخرج جميعاً من هذه الحالة بدون أذى
    Zayıf bir haldeyim diye bu durumdan faydalanmak istiyor. Open Subtitles يعتقد لإنّي في هذه الحالة الضعيفة، يمكنه استغلال الموقف. حسناً، سحقاً له.
    Sen onun annesi değilsin, bir analistsin onu kendi haline bırak, bu durumdan kendisi kurtulacaktır. Open Subtitles أنتِ لستِ أمّـه أنتِ محلّلـة دعيـه وشأنه سيخرج من هذا المأزق لوحده
    bu durumdan kurtulabileceğinizi mi zannediyorsunuz? Open Subtitles هل تريد الخروج من هذا المأزق على قيد الحياة؟
    Seni bu durumdan kurtardığımda 200 bin alırım. Open Subtitles مائتا ألف دولار عندما أخرجتك من هذه الورطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more