Seni bu fırsatın üzerine atlayan ekibin bir parçası olmaya davet ediyorum. | Open Subtitles | أنا أدعوك يا ريك كي تكون جزء من الفريق الذي يحقق هذه الفرصة |
Umrumda değil ama senin bu fırsatın içine sıçmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا يهمني ولكنى لن أدعك تفوت علينا هذه الفرصة |
Ama sizin hakkınızda hem kendi ülkemde hem de yurtdışında öyle çok şey duydum ki bu fırsatın elimden kaçıp gitmesine göz yummama imkân yoktu. | Open Subtitles | لكني سمعت الكثير عنك سواء في بلدي أو في الخارج... لهذا لم أستطع أن أضيع هذه الفرصة. ما هى دولتك ؟ |
Hadi gel kollarıma, bu fırsatın kaçmasına izin verme. | Open Subtitles | - طيبتي أوه تعالي إلى أحضاني لا تضيِّعي هذه الفرصة |
bu fırsatın ziyan olmasına müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أسمح هذه الفرصة أن تذهب هدرا |
bu fırsatın da elinden gitmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | هل ستضيعين هذه الفرصة ؟ |
bu fırsatın ne kadar değerli olduğunun farkındayım. İnan bana. | Open Subtitles | أعرف ما تعني هذه الفرصة ثق بي |
bu fırsatın kaçmasına izin veremem. | Open Subtitles | لن ادع هذه الفرصة |
bu fırsatın büyüklüğü gözünden kaçıyor. | Open Subtitles | عمق هذه الفرصة يتملص منك |
Bryde balinası, muhtemelen bu fırsatın... en fazla 5 dakika süreceğini biliyor. | Open Subtitles | حوت (برود) على الأرجح تعلم أن هذه الفرصة تستمر لأقل من خمس دقائق |
bu fırsatın senin için başarılı olmasını gerçekten çok istiyorum Javadi. | Open Subtitles | أنا أريدُ أن أنتهز هذه الفرصة لتنفعُك يا (جفادي) |
Gerçekten bu fırsatın elinden kaçmasına izin mi vereceksin Narciso? | Open Subtitles | (نارسيسو)... أحقاً ستدع هذه الفرصة تمُر من بين يديك ؟ |
Bay Elia, bakın, ben bu fırsatın benim ve ekibim için ne ifade ettiğini size anlatamam. | Open Subtitles | سيّد (إليا)، اسمع... لا يُمكنني أن أصف لك كمْ تعني لي ولفريقي هذه الفرصة حقاً، لن نخذلك أبداً. |