Ahlaki zulmünü alkışlıyorum ama bu kağıtlar suçlamalarını onaylamıyor, oğlum. | Open Subtitles | أصفق لغضبك الأخلاقي ولكن هذه الأوراق لا تثبت أياً من إتهاماتك بشكل محدد بني |
ve eğer bu akşam benimle gelmiyorsa, bu kağıtlar imzalanmayacak. | Open Subtitles | وإذا لم يذهب معي الليلة، هذه الأوراق لن تُوقع |
Bütün bu kağıtlar etrafa dağıldıktan sonra mı? | Open Subtitles | هل حصل ذلك بعد تبعثر هذه الأوراق بكل أرجاء الأرضية؟ |
bu kağıtlar için daha kalıcı bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا.. أريد شيئاً يربط هذه الأوراق بشكل ٍ دائم |
bu kağıtlar muhtemelen San Francisco'da yapacağı iş için gerekliydi. | Open Subtitles | ربما كانت الأوراق تتعلق باعماله فى سان فرانسيسكو |
Olay şu ki eğer bu kağıtlar görevine sadık bir polisin eline geçerse, maliye bakanlığının gözleri üzerine dikilecek. | Open Subtitles | بيت القصيد هو... إن وقعت هذه الأوراق بين يدي الضابط، فسينهال عليك مدقّقو حسابات مصلحة الضرائب |
ama bu kağıtlar berbat. | Open Subtitles | لكن هذه الأوراق طرف لا قيمة لها. |
bu kağıtlar çok kaygan. Bak. | Open Subtitles | هذه الأوراق زلقة جداً ، رأيت؟ |
Eğer bu kağıtlar halka açıklanırsa en fazla oyu alan kişi başkan olacak ama şüphe yok ki Star Wars'u Çinliler'e vermeyecek ve Disney'in onu elinde tutmasına izin verecek. | Open Subtitles | إذا هذه الأوراق أظهرت للعلن إذن الشخص الذي صوت له الناس سيكون رئيساً لكنه من دون شك سيبقي (ستار وورز) بعيداً عن (الصينيين) |