"bu kadar erken" - Translation from Turkish to Arabic

    • بهذه السرعة
        
    • هذا الوقت المبكر
        
    • مبكراً هكذا
        
    • بهذه السرعه
        
    • في هذا الوقت الباكر
        
    • باكراً
        
    • بهذا الوقت الباكر
        
    • مبكرا جدا
        
    • في وقت مبكر جدا
        
    • مبكراً جداً
        
    • مبكر جداً
        
    • بوقت مُبكر جدًا
        
    • بهذا السرعة
        
    • بهذا الوقت المبكر
        
    • باكرا
        
    Burada sona ermesini ummuştum, ama bu kadar erken değil. Open Subtitles لقد تمنَّيت أن أكون هنا بالأعلى، ولكن ليس بهذه السرعة
    bu kadar erken evlenme teklifi etmek istediğinizden emin misiniz? Open Subtitles هل أنت متأكد بأنّك تريد فِعلُ هذا بهذه السرعة ؟
    Artı, babamla birlikte bu kadar erken işe dönmekten beni vazgeçireceğinizi düşündüm. Open Subtitles كما أنّي ظننتك أنت ووالدي ستحاولان إثنائي عن العودة للعمل بهذه السرعة.
    En son ne zaman bu kadar erken bir toplantı yaptı? Open Subtitles متى كانت اخر مرة دعا لاجتماع فى هذا الوقت المبكر ؟
    Bebeğim doğmadan önce, sadece gençliğimde bu kadar erken kalkardım o da hala bir önceki geceden uyanık olmamdan olurdu. Open Subtitles قبل أن أضع طفلي فالمرة الوحيدة التي أستيقظت فيها مبكراً هكذا كان في سن العشرينات حينما أكون لازلت لم أنم
    bu kadar erken sıçrarsak, motorlara zarar verebiliriz. Open Subtitles لو قفزنا بهذه السرعه سوف تصيب المحركات بالضرر
    Yani daldırın elleri ceplere yahut ne bileyim erkek cüzdanlarınızı çıkartın falan neyse ve bağışlayın çünkü birkaçınız yatakta yanımda olmadan bir daha asla bu kadar erken kalkmak istemiyorum. Open Subtitles لذا اخرجوا محافظكم، أو حقائبكم الرجالية وأيّا كان، وامنحونا الآن لآنني لا اتمنى أن استيقظ في هذا الوقت الباكر مجدداً
    O zaman niye bu kadar erken kalktık. Open Subtitles لمّ كان علينا الاستيقاظ باكراً الى هذا الحد؟
    Hayal ediyorum herhalde. bu kadar erken dönmemeliydim buraya. Open Subtitles من المحتمل أن يكون كل هذا خياليا فقط لم يكن عليه أن يعود بهذه السرعة
    Hayır inandım, sadece bu kadar erken beklemiyordum. Open Subtitles صدقتك ، ولكنني لم اعتقد أنك ستأتي بهذه السرعة.
    Evlenmeni hep istemiştim zaten. bu kadar erken beklemiyordum. Open Subtitles لطالما حلمت بهذا اليوم، ولكن ليس بهذه السرعة.
    Keşke bu kadar erken dönmek zorunda olmasaydınız. Open Subtitles أنا أتمنّى بالطبع ألا تضطري الي العودة بهذه السرعة
    bu kadar erken mi pes ediyorsunuz? Belki biraz rüşvet verebilirim. Open Subtitles هل ستتركى الأمر بهذه السرعة ربما سأقوم بالتصفيق الحار.
    Belki de Stanford'u bu kadar erken terk etmemeliydik. Open Subtitles ربما لم يكن علينا مغادرة ستانفورد بهذه السرعة
    Çayım ve bisküvim vardı, ama seni bu kadar erken beklemiyordum. Open Subtitles ،سأشرب الشاي مع كعكات صغيرة لكني لم أتوقعك بهذه السرعة
    Ama burada bu kadar erken saatte içmeyiz. Open Subtitles لكننا لا نشرب الخمر ف هذا الوقت المبكر من اليوم
    Sizin bu kadar erken yatacağınızı düşünmemiştim, kızlar. Open Subtitles لم أظن أنكما يا فتيات سوف تخلدان للنوم مبكراً هكذا
    Kuşu bu kadar erken salmanın zalimlik olacağını, zayıf olduğundan ve uçamadığından dolayı kesinkes öleceğini, benim kuşu serbest bırakma isteğimin onun hazır olduğu anlamına gelmediğini söylemişti. Open Subtitles لقد قال .. سيكون من القسوة ترك العصفور يمضي بهذه السرعه فسيموت بالتأكيد من تلقاء نفسه
    Arkadaşlar, insanı bu kadar erken saatte uyandırmaz. Open Subtitles إنَّ الأصدقاء لا يوقظون أصدقائهم في هذا الوقت الباكر ولكن أصدقائي يفعلون ذلكـ
    Kocamın boş gününde bu kadar erken kalktığıma inanamıyorum. Open Subtitles بيج : لا أصدق أنني نهضتُ باكراً من أمام زوجي من أجل هذا
    bu kadar erken evde ne yapıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعل في المنزل بهذا الوقت الباكر ؟
    Kariyerinde bu kadar erken sana bir laboratuvar verilmesinin biraz tuhaf olduğunu kabul etmelisin. Open Subtitles يَجِبُ عليك أن تَعترفي بأنه غير عادي إلى حدٍّ ما كي يعرض عليك مختبرك الخاص في مهنتك بشكل مبكرا جدا
    bu kadar erken geldiğiniz için teşekkürler. Open Subtitles أقدر مجيئك في في وقت مبكر جدا هذا الصباح
    Demek Avrupa borsalarından faydalanmak için bu kadar erken kalkıyorsun? Nasıl bir şey bu? Open Subtitles إذن انت تستيقظ مبكراً جداً للتاجر علي أسواق الأموال الأوروبية؟
    Sizi bu kadar erken görmeyi beklemiyordum. Open Subtitles لم أكن أتوقّع أن أراك هنا بالأسفل في وقت مبكر جداً
    bu kadar erken uyanacağını tahmin etmedi sanırım. Open Subtitles هي لَمْ تُعتقد بأنّك كُنْتَ ستَستيقظُ بهذا السرعة
    Soruşturmayı yaparken bu kadar erken safhada eleme ve odaklanma işlemlerini yapmayız. Open Subtitles للمصباح بما فيها عدم وجود السبب لن نضيع تركيزنا بهذا الوقت المبكر
    Kusura bakmayın ortalık biraz dağınık. Sizi bu kadar erken beklemiyordum. Open Subtitles انا متأسف لان المكان فوضوي قليل لكني لم اتوقع بان تأتوني باكرا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more