Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. | TED | لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة |
Evet, sadece altına kaçırdığında bu kadar hızlı hareket eder. | Open Subtitles | أجل، لا يتحرّك بهذه السرعة إلا عند يود الذهاب للحمام |
Ama sıtma karaciğerini bu kadar hızlı mahvetmezdi özellikle ona vermediğime göre. | Open Subtitles | لكنّ الملاريا لن تدّمر كبده بهذه السرعة خصوصاً وأنّنا لم نصبه بها |
İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum | Open Subtitles | ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة |
Daha önce bu kadar hızlı giriş izni alan görmemiştim. | Open Subtitles | لم تسبق لي رؤيتكم تقومون بالتحقق من الهوية بهذه السرعه |
- bu kadar hızlı gidebilen biri olur mu hiç? | Open Subtitles | غير معقول كيف يمكن لشيء أن يمر بهذه السرعة ؟ |
Benim anlamadığım şey, bu kadar hızlı bir şekilde nasıl yerimizi buldular? | Open Subtitles | تعرف ما الذي لم أفهم هو كيف يعرفون مكاننا تماماً بهذه السرعة. |
Açıkçası hiç bu kadar hızlı yapılan bir anlaşma görmemiştim. | Open Subtitles | أن نبدأ به؟ للعلم، لم أر صفقة تتم بهذه السرعة. |
Bu garip parmakları bir duvara bu kadar hızlı tırmanırken nasıl kullandıklarını merak ettik. | TED | وقد تسائلنا عن كيفية استخدامهم لهذه الأصابع الغريبة لتسلق الجدران بهذه السرعة |
Toplum sağlığı profesörü olarak bu ülkelerin bu kadar hızlı büyüdüklerini görmek garip değil. | TED | بالنسبة لي, كأستاذ صحة عامة, لم أتفاجأ ان كل هذه البلدان استطاعت ان تنمو بهذه السرعة |
Hadi tatlım, bu kadar hızlı gitme. Yavaşla biraz. | Open Subtitles | تمهلي يا عزيزتي ليس بهذه السرعة تمهلي قليلاً |
Daha önce hiç bu kadar hızlı olmamıştı. | Open Subtitles | هذه المرة الأولى التي يحدث فيها هذا بهذه السرعة |
Madmartigan! Bebek varken asla bu kadar hızlı gitme | Open Subtitles | إياك والقيادة بهذه السرعة فى وجود رضيعة, يا مادمارتيجان. |
Pekala, Rudy, bu kadar hızlı olma, bu kadar hızlı olma. | Open Subtitles | حسناً يا رودي ليس بهذه السرعة,ليس بهذه السرعة |
Kobay kim olursa olsun, bu kadar hızlı bir geçiş, kötü bilim demek. | Open Subtitles | التحوّل بالتجربة بهذه السرعة علمٌ خاطىء أياً كان حقلُ التجارب لهذا |
İki sayıyı bu kadar hızlı toplayan birini daha önce görmemiştim. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُ أي شخص أضفْ عددين بهذه السرعة. |
Liseden beri hiç bu kadar hızlı koşmamıştı. | Open Subtitles | لم يركض بهذه السرعة منذ كان في المدرسة الثانويَّة |
Araştırmayla geçen yıllarım boyunca hiç bu kadar hızlı yayılan bir virüs görmemiştim. | Open Subtitles | في كل بحوثاتي لم ارى فايروس ينتشر بهذه السرعة |
Onun görelilik teoremi hiçbir şeyin bu kadar hızlı gidemeyeceğini söylüyordu. | Open Subtitles | نظريته للنسبية قالت انه لا شيء يُمكنه أَن يسافر بتلك السرعة |
Hiç bu kadar hızlı hareket etmemiştin, Steven. Acelen ne? | Open Subtitles | لم تقم من قبل بالانتقال بهذه السرعه ستيفن، لماذا التسرع؟ |
Beş dakika içinde seni ararım. bu kadar hızlı bağlantı kuramazlar. | Open Subtitles | سأتصل بك هناك بعد خمس دقائق لن يستطيعوا المراقبة بهذة السرعة |
Kimsenin bu kadar hızlı yapabileceğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه يمكن لاى شخص ان يفعل هذا بسرعة |
bu kadar hızlı mı? | Open Subtitles | هل هذا سريع جداً |
Bir işin bu kadar hızlı kurulacağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أتصور أن الأعمال قد تدار بمثل هذه السرعة |
- İşler bu kadar hızlı ilerlerken çok da fazla derine inemedik. | Open Subtitles | لمْ يكن لدينا وقت كافٍ للبحث بشكل أعمق، ليس مع سير الأمور بشكل سريع. |