Bütün bu karışıklığın içinde anneni .öperken ona vereceksin. Anladın mı? | Open Subtitles | خلال هذه الفوضى تقبّل والدتك و تمررها لها، هل فهمت؟ |
bu karışıklığın bizim işimizi batırmadığını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا ، هل تظن أن هذه الفوضى لا تفسد أعمالنا ؟ |
Hayır, bizi bu karışıklığın içine sokan politik dürüstlük. | Open Subtitles | كلا, التصحيح السياسي هو ما قادنا إلى هذه الفوضى |
Çünkü bu karışıklığın sebebi ikimiz de değiliz. | Open Subtitles | بما أنهُ لا أحد منا، تسبب في هذه الفوضى. |
Birisi seni zorda bırakmadıkça bu karışıklığın içinde olmazdın. | Open Subtitles | ما كنت ستكونين في هذه الفوضى إن لم يكن أحدهم يلوي ذراعك. |
Birisi seni zorda bırakmadıkça bu karışıklığın içinde olmazdın. | Open Subtitles | ما كنت ستكونين في هذه الفوضى إن لم يكن أحدهم يلوي ذراعك. |
İçmen yüzünden bu karışıklığın içindeyiz zaten. | Open Subtitles | الشرب الخاص بك هو ما رطنا في هذه الفوضى. |
İlk başta bu karışıklığın başlaması tamamen senin politik noksanlığındandı! | Open Subtitles | كان نقصك سياسي هذا بدية هذه الفوضى بالدرجة الأولى! |
Tüm bu karışıklığın merkezinde bir Stilinski var. Ne kadar da şaşırtıcı. | Open Subtitles | يوجد "ستلينسكى" فى منتصف كل هذه الفوضى يا لها من مفاجأة |
Tüm bu karışıklığın merkezinde bir Stilinski var. Ne kadar da şaşırtıcı. | Open Subtitles | يوجد "ستلينسكى" فى منتصف كل هذه الفوضى يا لها من مفاجأة |
Biz bu karışıklığın içindeyiz çükü o bunu kabul etmiyor. | Open Subtitles | نحن في هذه الفوضى لأنه أبى قبول ذلك. |
Burada olsaydı, bu karışıklığın içinde olmazdım. | Open Subtitles | لا، لو كان هنا، لن أكون في هذه الفوضى. |
bu karışıklığın düzeltilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تزيل هذه الفوضى |
Herkesi bu karışıklığın içine çekti. | Open Subtitles | جر الجميع في هذه الفوضى. |