Oysa ki, tanım gereği, bu kararlar bizler öldükten sonra bize olacaklarla ilgili. | TED | في الواقع، بحكم تعريفها، هذه القرارات حول شئ سيحدث لنا بعد أن نموت. |
bu kararlar Sağlık Bakanlığı veya bağışta bulunan yabancı kişiler tarafından verildi. ve bu şu veya bu şekilde belli olmaktadır. | TED | هذه القرارات تتخذ من قبل وزارة الصحة أو من قبل متبرعين أجانب، و هو نوع من الاستعراض. |
CA: Ve bu kararlar aslında Amerikayı farklı potansiyel kaynaklardan siber ataklara açık kılıyor, değil mi? | TED | كريس: وهل هذه القرارات تحتمل تعريض أمريكا للهجمات السيبرانية من مصادر أخرى |
Senin için neyin doğru olduğuna dair bazı önemli kararlar verilmeli ve bu kararlar nitelikli insanlarca verilmeli. | Open Subtitles | بعض القرارات المهمة يجب أن تكون تصنع حول ما هو مفيد لك وهذه القرارات يجب أن تصنع من قبل الناس المؤهّلين |
bu kararlar, bir çok farklı bilgilerin doğru bir şekilde yargılanmasıyla alınır. | TED | هذه هي القرارات التي تتطلب الأحكام الصحيحة عن أنواع مختلفة كثيرة من الحقائق. |
Onun yardımcı başkanı Deleg ve onun savunma sekreterinde... bu kararlar alındı. | Open Subtitles | وفوض له في منصب نائب الرئيس ووزير دفاعه... السيطرة على هذه القرارات. |
bu kararlar objektif ve rasyonel olarak verilmeli. | Open Subtitles | هذه القرارات يجب ان تكون مبنيه على موضوعيه وعقلانيه |
bu kararlar uyuşturucunun, alkolün, meslektaşların baskısının ve korkunun etkisindeyken veriliyor. | Open Subtitles | تُتخذ هذه القرارات تحت تأثير المخدر والسكر الضغط النفسي والخوف |
bu kararlar buradan çok uzakta, kurula seçilen görevliler tarafından veriliyor, atananlar tarafından değil. | Open Subtitles | هذه القرارات اتخذت بعيداً عن هنا من المكتب الرسمي المنتخب، لست أنا من عينهم. |
bu kararlar buradan çok uzakta, kurula seçilen görevliler tarafından veriliyor, atananlar tarafından değil. | Open Subtitles | هذه القرارات اتخذت بعيداً عن هنا من المكتب الرسمي المنتخب، لست أنا من عينهم. |
bu kararlar tamamen fazilete dayalı olacak. | Open Subtitles | ستعتمد هذه القرارات على الجدارة المستحقة |
bu kararlar apaçık Oyuncu'nun hareket biçimininin bir yansıması. | TED | هذه القرارات تعتبر إنعكاس واضح لقاعدة الممثل . |
bu kararlar her zaman bizim anlamamız için değildir. | Open Subtitles | هذه القرارات ليس دائمًا لنا ان نفهمها |
Ya da bazen bu kararlar onların adına verilir. | Open Subtitles | أو احيانا هذه القرارات تكون من اجلهم |
Hiç söylemediğin tüm bu kararlar yok mu. | Open Subtitles | كل هذه القرارات التي لم تقول شيئا عنها. |
bu kararlar ailemiz hakkında. | Open Subtitles | مثل هذه القرارات تتخذها عائلتنا |
Fakat günümüzdeki yaşam çok daha karmaşık kararlar vermemizi gerektiriyor ve bu kararlar düşünmekten çok içgüdüsel etkenlerle alındığında bundan sağlığımızdan, eğitime, parasal konulardan, suç işlemeye kadar bütün hayatımız etkileniyor. | TED | ولكن بيئة اليوم تتطلب عملية اتخاذ قرارٍ أعقد بكثير، وهذه القرارات منحازةٌ لعوامل غير واعية أكثر مما نتصور، مؤثرًة على كل شيء من الصحة والتعليم إلى الموارد المالية والعدالة الجنائية. |
Ancak yasama kararları da var ve kanun koyucu bu kararlar farklı bakış açılara sahip insanlar arasında iletişimi, katılımı, tartışmayı, kafa yormayı gerektiriyor. | TED | لكن هناك قراراتٌ تشريعيّة، وهذه القرارات التّشريعيّة تتطلب نقاشاً بين أشخاصٍ من مختلف وجهات النّظر، تتطلب المشاركة، تتطلب المناظرة، تتطلب المشورة. |
Ve bu kararlar Afrika'yı etkiliyor. | TED | وهذه القرارات تؤثر على أفريقيا. |
Her gün önem sırasına göre verdiğiniz birçok karar vardır, bu kararlar dünyayı düzeltir. | TED | هناك أوامر عظيمة والمزيد من القرارات التي تقومون بها يومياً لفهم العالم بشكل صحيح |