Şu da var ki, benimle bu konuşmayı yaptığında ben yedi yaşındaydım. | TED | الآن، أذكركم، أجرى هذه المحادثة معي عندما كنت في السابعة من العمر. |
- Ama ben hala bu konuşmayı yapmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، ولكن ما زلت اعتقد يجب أن لدينا هذه المحادثة. |
Bu yanıtı sıralayamıyorum ve bu konuşmayı yapıyorum. | TED | أنا غير قادر على إبداء هذه الاستجابة، وأنا أقوم بهذه المحادثة. |
Sen bir erkek sevseydin, bu konuşmayı üzüntü içinde yapardın. | Open Subtitles | -لو أحببتي رجلا من قبل -لكنتي ستقولي هذا الحوار بندم |
bu konuşmayı kim yazdıysa iyi bir espri anlayışı varmış. | Open Subtitles | من الواضح أنّ من كتب هذا الخطاب يتمتّع بحس الفكاهة. |
bu konuşmayı şaheserimi yerken yapsak çok daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | هذه المحادثة ستكون جيدة أكثر عندما نتعشّى على قطعتي النادرة ؟ |
Senin iyiliğin için bu konuşmayı yapmaktan da kaçındığımı anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | كما ترين لقد أردت أن أتجنب هذه المحادثة من أجل صالحك |
Anne! bu konuşmayı daha önce de yaptık, tamam mı? | Open Subtitles | أماه لقد خضنا في هذه المحادثة من قبل , مفهوم؟ |
Eğer ofisinde olsaydın, bu konuşmayı yüz yüze yapıyor olurduk. | Open Subtitles | لو كنت فى مكتبك الآن لكانت هذه المحادثة وجها لوجه |
bu konuşmayı daha önce yapmıştık. Bu terapi benim hakkımda değil. | Open Subtitles | لقد خضنا هذه المحادثة من قبل ، العلاج النفسي ليس حولي |
Ne seni işe alma yetkisine sahibim ne de bu konuşmayı sürdürmek istiyorum. | Open Subtitles | وانا ليس لدي كذلك السلطة كي اوظفك ولا الرغبة في اكمال هذه المحادثة |
bu konuşmayı içinizden biri evleneceği zaman yapmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ماذا لو قمنا بهذه المحادثة عندما يتزوج احد منكم؟ |
bu konuşmayı şu anda yapmamız şart mı? | Open Subtitles | هل يتوجب علينا ان نقوم بهذه المحادثة الان؟ |
Hayır, bu konuşmayı her halükarda yapmamalıyız çünkü bu benden başka kimseyi ilgilendirmez. | Open Subtitles | لا لم يكن ينبغي ان نقوم بهذه المحادثة ابداً لإن هذا في الحقيقة ليس من شأن احد سواي انا |
Bunu kanıtlayabilseydiniz bu konuşmayı yapıyor olmazdık değil mi? | Open Subtitles | حسنا ان كنتم تستطيعون اثبات ذلك لما اجرينا هذا الحوار اليس كذلك؟ |
Tam olarak durduramıyorsun, yoksa bu konuşmayı yapıyor olmazdık. | Open Subtitles | , أنت لا توقفه تماماً و إلا لم نكن لنجري هذا الحوار |
Duydum ki babam bu konuşmayı bir keresinde tüm kiliseye yapmış. | Open Subtitles | سمعتُ والدي و هو يلقي هذا الخطاب ذات مرة للكنيسة بأكملها |
Kendimi suçluyorum. bu konuşmayı çok daha önce yapmalıydım. | Open Subtitles | أنا ألوم نفسي، وجب أن نخوض هذا النقاش منذ وقت طويل |
bu konuşmayı ben yapsaydım, beni mağara adamı olmakla suçlardın. | Open Subtitles | لو كنت أنا من يتحدث تلك المحادثة لأتهمتيني بكوني إنسان نياندرتالي |
Böylece kıç hakkındaki bu konuşmayı başlattım ve şu ana fikir ile bitiriyorum: yürü ve konuş. | TED | وهكذا بدأت هذا الحديث عن المؤخره، لذا سوف انتهي بخلاصه الموضوع، والتي هي، المشي والحديث. |
Evde oturup çocuğunun saçını yapmaya karar vermeden önce mi sonra mı kendine bu konuşmayı yaptın? | Open Subtitles | هل قلت لنفسك هذا الكلام قبل أو بعد أن قررت الجلوس و العناية بشعر طفلتك ؟ |
bu konuşmayı ironik yapan da bu. | Open Subtitles | أجل هذا ما يجعل هذه المحادثه مفارقه كثيراً |
İyi ki bu konuşmayı yaptık. Seni seviyorum. | Open Subtitles | علي الرحب بني , سعيد لاننا قومنا بهذا الحديث |
bu konuşmayı yapmıştık. Bir dakika. | Open Subtitles | لقد تناقشنا في هذا من قبل - لحظة واحدة - |
Evlat, biz neden bu konuşmayı yıllar önce yapmadık sanki? | Open Subtitles | أتمنى لو أننا حظينا بتلك المحادثة منذ سنوات مضت |
Kız olan sensin zaten. O yüzden bu konuşmayı yapıyoruz. | Open Subtitles | لِهذا نحن سَيكونُ عِنْدَنا هذه المحادثةِ المشوّشةِ. |
Seninle bu konuşmayı yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد حقاً خوض هذه المناقشة معك |