Beni ve bu salondaki birçok kişiyi pataklayabilir. | TED | ولا يزال بإمكانه أن يبرحني ضربًا وربما معظم من في هذه الغرفة. |
Hâlâ bu salondaki en yakışıklı adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا ما زلت أَعتقد بأنك الرجل الوسيم في هذه الغرفة |
bu salondaki herkes, bunu dinledikleri için artık daha aptal. | Open Subtitles | كل شخص في هذه الغرفة أصبح أغبى الآن لأنه استمع إليك |
bu salondaki sizler gibi önde gelen düşünürlere ihtiyacımız var. | TED | ولكننا نحتاج اناسا يشبهون جميع من في هذه القاعة, مفكرين قاده |
Ve cezaevlerinde çalıştığımda, bana çok bariz gelen buydu: bir çoğumuz için bu salondaki, ve ölüm hücrelerinde çalıştığım bir çok adamların da, merhamet tohumları bir kez bile sulanmamış. | TED | وعندما عملت داخل السجون كان من الجلي بالنسبة لي ان كثيرون منا في هذه القاعة وكل من عملت معه في زنزانات الموت .. نعاني من عدم رعاية بذرة التعاطف لدينا |
bu salondaki kadınlar bir ateş denizindeki nilüferleridir. | TED | ان النسوة هنا في هذه القاعة هن كزهرة اللوتس في بحر من نيران |
bu salondaki adamların yarısı, bu gece onların kollarında olmanı isterdi. | Open Subtitles | نصف الرجال في هذه الغرفة يتمنون أن تكوني بين أيديهم |
bu salondaki herkes. Siz, ben, bu şehirdeki herkes. | Open Subtitles | جميعنا في هذه الغرفة أنت , أنا , كل من بالمدينة |
Bugün bu salondaki herkesi şaşırtacak bir bilgi açıklayacağım. | Open Subtitles | سوف أكشف لكم اليوم معلومات ستُدهش كل شخص في هذه الغرفة |
Bugün bu salondaki herkesi şaşırtacak bir bilgi açıklayacağım. | Open Subtitles | سوف أكشف لكم اليوم معلومات ستُدهش كل شخص في هذه الغرفة |
bu salondaki her herife ne kadar hızlı otuzbir çekebilirsin? | Open Subtitles | كم السرعة التي تحتاجينها لمداعبة قضيب كل شخص في هذه الغرفة ؟ |
Bunu bu salondaki herkesten çok hak ediyorsun. | Open Subtitles | انك تستحقها اكثر من اي شخص موجود في هذه الغرفة |
bu salondaki herkes bir öğretmenden ya da bir yetişkinden etkilendi. | TED | الكل في هذه الغرفة تأثر بمعلم/ة أو شخص كبير. |
bu salondaki herkes en kötü durum senaryolarını duymuştur. | TED | كل شخص في هذه القاعة سمع بالسيناريو الأسوأ. |
bu salondaki gülmeyen tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في هذه القاعة الذي لا يضحك |
Eğer çocukluk günlerimize dönersek... sanırım o zamanlar bu salondaki çoğumuz adaletin otomatik olarak geldiğini sanırdık. | Open Subtitles | بالعودة إلى طفولتنا أعتقد أن معظم من في هذه القاعة يعتقد أن العدالة تأتى تلقائيا |
Bakın, böyle davranmaktan vazgeçmeliyiz... çünkü bu salondaki herkesin en azından gey kuzeni vardır. | Open Subtitles | عليكم التوقف عن هذا لأن الجميع في هذه القاعة على الأقل لديه ابن عم شاذ |
bu salondaki her bir dürüst insan, sizin bu sözlerinizi nefretle karşılamaktadır. | Open Subtitles | كل إنسان محترم في هذه القاعة غاضب من ما قلتيه |
...yani bu salondaki herkesin kabullendiği bir şeyi açık açık dile getirdin. | Open Subtitles | وأنا أعني، كل من في هذه القاعة .شيء كلنا نتّفق عليه |
Kavalyem bu salondaki en güzel kadın olduğundan dolayıdır. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لأنّ رفيقتي هي أجمل امرأة في هذه القاعة. |