Bu sefer değil! İçinde yalnızca bir çocuk varmış. Küçük bir oğlan çocuğu. | Open Subtitles | ليس هذه المرة لم يكن هناك سوى طفل رضيع فائق الجمال |
Ama sen ve kardeşin... ..buradan gidemeyeceksiniz Bu sefer değil. | Open Subtitles | .لكنانتوشقيقك. .لنتستيقظا. ليس هذه المرة |
Beni ele geçirdin sandın değil mi? Bu sefer değil, seni ufak orospu çocuğu. Hey. | Open Subtitles | ليس هذه المرة ايها الوغد ذو الحجم الصغير لو سمحت |
Ama Bu sefer değil, ...ve onun için değil. Şimdi bana bant bulun ki posteri yerine yapıştırayım. | Open Subtitles | حسناً، ليس هذه المرّة و ليس لها |
Normalde çekiciler insanı çaresiz ve beş parasız bırakır ama Bu sefer değil. | Open Subtitles | في العادة يقطرون السيارة ويتركون أصحابها حزينين ومفلسين ولكن ليس هذه المره |
Bu sefer değil. | Open Subtitles | ليس هذه المرة شارلوك هولمز شخصية خيالية لمحقق استشاري |
-Hayır Bu sefer değil. | Open Subtitles | لا, ليس هذه المرة, هذه لعبة خطرة |
Bu sefer değil Doktor, o noktayı çoktan geçtik. | Open Subtitles | ماذا بحق الجحيم - ليس هذه المرة دكتور ألآن لقد تخطينا هذه الخطوة الآن - |
- Zengin olacağız. - Bu sefer değil, beyler. | Open Subtitles | سوف نكون اغنياء ليس هذه المرة يا صديقى |
Ve Bu sefer değil. Bu, kesinlikle biyolojik bir karar. | Open Subtitles | و ليس هذه المرة هذه مسألة حيوية تماماً |
İşler böyle yürümüyor. Bu sefer değil. | Open Subtitles | الأمور لا تسير هكذا، ليس هذه المرة |
Bu sefer değil. Ben varken olmaz! | Open Subtitles | ليس هذه المرة , ليس وأنا موجود |
Değil. Bu sefer değil. | Open Subtitles | . ليس في الواقع ، ليس هذه المرة |
Bu sefer değil. Bu piç kurusu unutulmayacak. | Open Subtitles | ليس هذه المرة ليس مع هذا الوغد |
- Ben yalnız çalışırım. - Bu sefer değil. | Open Subtitles | ـ أنّي أعمل بمفردي ـ ليس هذه المرة |
Ama Bu sefer değil. | Open Subtitles | . لكن ليس هذه المرة |
Yanlış bir şey yapmıyoruz. Bu sefer değil. | Open Subtitles | نحن لا نفعل أي شيء خاطئ ليس هذه المرّة |
Ben yeterli değilim, Bu sefer değil. | Open Subtitles | ولستُ كافيًا إليها، ليس هذه المرّة |
Hayır, Bu sefer değil. | Open Subtitles | لا، ليس هذه المرّة |
Bu sefer değil. | Open Subtitles | وهذه الناحية من المكتب تكسب دائمًا ليس هذه المره |
- Bu sefer değil. - Önünde çalışmak için iki günün var. | Open Subtitles | ليس في هذا الوقت يمكنك الحصول على يومين للعمل عليه |
Yo, yo, hayır... Bu sefer değil, Bu sefer değil. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ليست هذه المرة ، ليست هذه المرة |
Bazen. Bu sefer değil gerçi. | Open Subtitles | أحيانًا, ليس في ذلك الوقت رغم ذلك |
Beni kandırmaya çalışmadı, Bu sefer değil. | Open Subtitles | إنها لم تخدعنى للحظة,ليس تلك المرة |
- Niyetim o değil. Bu sefer değil. | Open Subtitles | لا أهدّف لأن أكون أحمق، ليس في هذه المرّه. |
Bu sefer bizi yakalayamıyacaklar. Bu sefer değil. | Open Subtitles | لن يمسكوا بنا هذة المرة ليس هذة المرة |