Bildiğiniz gibi ben Bu tür şeyleri hafife alanlardan değilim. | Open Subtitles | كما تعرف ، لست الرجل الذى يستخف بمثل هذه الأشياء |
Rutin olarak Bu tür şeyleri izlerler telefonda gerçekte sizin olup... | Open Subtitles | إنهم عادة يبلغون العميل بهذه الأشياء وهم لم يستطيعوا الاتصال بك تليفونياً |
Pekâlâ, ben bir mühendisim aletlerimi, yedek parçaları, Bu tür şeyleri saklamak için bir apartman dairesini depo olarak kullanırım. | Open Subtitles | حسنا ، حسنا ، أنا مهندسة لذا أنا أستخدم شقة للتخزين أدوات ، أجزاء فائضة ، هذا النوع من الأشياء |
- Ben olsam endişelenmezdim. Devamlı Bu tür şeyleri uydurur ve çok ender haklı çıkar. | Open Subtitles | أنا لا أقلق بخصوص هذا الشأن دائماً ما تخترع أشياء كهذه |
Hepinizin bildiği gibi, Bu tür şeyleri gizli tutmak isterler. | Open Subtitles | أنتَ خصيصًا تعلم أنّهم يحبّذون التستر على أمور كهذه. |
Eğer Bu tür şeyleri çok fazla düşünürsen sonunda kafayı sıyırırsın. | Open Subtitles | إذا فكّرتَ في هذه الأشياء كثيراً فسوف تدفع نفسك للجنون |
Bu tür şeyleri konuşmuyoruz. | Open Subtitles | بربكِ، تعلمي أنّنا لم نتحدث عن هذه الأمور |
Bu tür şeyleri konuşmakta kimin iyi olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم من الجيد التحدث في مثل هذه الاشياء .. ؟ |
Bu tür şeyleri saklamanın boktan bir şey olduğunu sen söylememiş miydin? | Open Subtitles | لم تخبريني أنها أحد تلك الأمور التي يجب الحفاظ عليها سراً ؟ |
Bu tür şeyleri bana bırakmanın zamanı gelmedi mi sence? | Open Subtitles | لكن ألا تعتقد أنه ربما حان الوقت أن تترك هذا النوع من الأمور لي؟ حسناً، ما دمت قد دفعت ثمن كليتك، |
Seni çok fazla eleştirdiğimi düşünebilirsin ama bana göre önceki deneyimlerimden yola çıkarak Bu tür şeyleri "iyi ki biliyormuşum" sınıfına koyuyorum. | Open Subtitles | ربما أنتى وجدتيها صعبة المنال,لكن بالنسبة لى عندى معرفه أولويه بمثل هذه الأشياء و أنها تكمن تحت مسمى من الجيد أن تعرفى |
İnsanlar Bu tür şeyleri pek takmazlar. | Open Subtitles | لا يهتم الناس بمثل هذه الأشياء |
Bu tür şeyleri sürekli yaparım. | Open Subtitles | أقوم بمثل هذه الأشياء طوال الوقت. |
Bu tür şeyleri bana niçin anımsatmıyorsun, kızım? | Open Subtitles | لماذا لاتستطيعى ان تُذكّرينى بهذه الأشياء يا فتاة ؟ |
Bebekler Bu tür şeyleri hisseder. | Open Subtitles | الأطفال يمكنهم الشعور بهذه الأشياء |
Dükkanın sahibi olan kadın Bu tür şeyleri pek sevmeyen biri. | Open Subtitles | المرأة التي تملك المخزن فلنقل أنها لا تحب هذا النوع من الأشياء |
Eğer Bu tür şeyleri seviyorsan, çok güzel kokuyorlar. | Open Subtitles | رائحتها زكية إذا تحب هذا النوع من الأشياء |
Devamlı Bu tür şeyleri uydurur ve çok ender haklı çıkar. | Open Subtitles | إنها دائماً تألف أشياء كهذه.. تعلم.. ولكنها لم تكن أبداً على حق |
Bu göreve Bu tür şeyleri... önlemek için getirilmiştim.. | Open Subtitles | تم إحضاري هنا للتأكد بعدم حدوث أمور كهذه |
Yani ben evli olduğumdan Bu tür şeyleri pek yapamıyorum. | Open Subtitles | أقصد... أنا متزوج ولذا لا أفكر في هذه الأشياء |
Bu tür şeyleri Bo ve Kenzi ile konuş olmaz mı? | Open Subtitles | تكلمي مع بو و كينزي عن هذه الأمور موافقة ؟ |
Kendilerini evlerinde hissediyorlar, Belki anneleri... Bu tür şeyleri hoş karşılamıyordu. | Open Subtitles | يجعلهم يشعرون انهم في بيوتهم لأن ربما أمهاتهم لا يقدرون مثل هذه الاشياء |
Bu tür şeyleri hiç yapmazdı. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يفعل تلك الأمور أبداً. يتمنى لو أنه يستطيع أن يسحب كلامه. |
Bu tür şeyleri bilmem gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أجهل أنّه يفترض بي معرفة هذا النوع من الأمور |
Ve biliyorsun Bu tür şeyleri haftalar öncesinden planlıyorlar ki belki birileri gelip izler. | Open Subtitles | تعلم أنهم يخططون لهذه الأشياء كل أسبوعين فقط ليحضر أحد ما |
Evet. Mickey Bu tür şeyleri ezbere bildiğini söylemişti. | Open Subtitles | نعم، قال ميكي أنك ستظل تثرثر حول هذا الأمر |