Bu tip bir teknoloji milyonlarca aracı tek bir sisteme entegre edecek. | TED | هذا النوع من التكنولوجيا سوف يدمج الملايين من المركبات في نظام واحد |
Bu arada, dönüştürme, özellikle Bu tip dönüştürme çok fazla sıcaklık ortaya çıkarıyor. | TED | بالمناسبة، عمليّات التسميد تصدر كميات عالية من الحرارة، وخاصّة هذا النوع من التسميد. |
Buralarda hiç kimse Bu tip bir olay konusunda tecrübeli değildir. | Open Subtitles | لا يوجد أحد هنا ذو خبرة في هذا النوع من الجرائم. |
Oldukça serbesttiler. Sanki Bu tip sıkı şeylere bağlı kalmıyormuş gibi. | Open Subtitles | و كان متقدماً جداً ربما لم بسمعوا بهذا النوع من الصرامة |
Bu tip yapılanmalarda hata yapan insanlarla her an karşılaşmak mümkün. | Open Subtitles | في مثل هذه المؤسسات، الأخطاء ممكن أن تظهر في أي وقت |
İnsanlar sık sık bana Bu tip canlılar ile niye ilgilendiğimi sorup durur. | Open Subtitles | كثيراً ما يسألني الناس، لمَ علينا أن نهتمّ بمثل هذه المخلوقات. |
Resmi rapora göre Bu tip uçaklar daha önce de benzer kazalar yapmış. | Open Subtitles | طبقا للتقرير الرسمي, هذا النوع من الطائرات كان لديه ستّ مراحل مماثلة مؤخرا |
Güzel, Bu tip bir suçlu kendini böylesi bir şova katılmaktan alıkoyamaz. | Open Subtitles | هذا النوع من الجناة لا يستطيع مقاومة ادخال نفسه فى عرض كهذا |
Kısa süreli hafıza kaybı Bu tip yaralanmalarda sıkça görülür. | Open Subtitles | فقدان الذاكرة القريبة أمر شائع في هذا النوع من الإصابات |
İnsanların Bu tip alerjiye karşı hassasiyetini azaltan keşifler yapıldı. | Open Subtitles | هناك بعض المحاولات يزيل هذا النوع من الحساسية عند الناس |
Bu tip taciz ve muziplik ona çocukluk anılarını hatırlatır. | Open Subtitles | هذا النوع من الاعتداء والمضايقة سيرجع لها كل ذكريات الطفوله |
Işın tedavisi ile Bu tip kanserlerde iyileşme oranı % 95'lerdedir. | Open Subtitles | هذا النوع من السرطان قابلٌ للعلاج بالأشعّة بنسبة 95 في المائة. |
Ama Bu tip travma geçiren biri senin aklını allak bullak edebilir. | Open Subtitles | ولكن هذا النوع من صدمة يمكن أن اللعنة حقا الذاكرة الخاصة بك. |
İnsanlar yaşlandıkça, Bu tip bir cerrahi yol izlemeyi seçmeleri gerekmez. | TED | عندما يشيخ الناس، ليس بالضرورة ان يختارو متابعة هذا النوع من العمليات. |
Bu tip projeleri yapan daha çok okul olmalı. | TED | ينبغي أن تقوم المزيد من المدارس بهذا النوع من المشاريع. |
Bu tip yerlerde büyümüş o kadar çok insan var ki, tahmin edemezsin. | Open Subtitles | وهناك المزيد من الناس الذين ينشأون في مثل هذه الأماكن مما كنت اعتقد. |
Önemli değil, Karin, çünkü Bianca Bu tip yüzeysel şeylere önem vermez, yani önemli değil. | Open Subtitles | حسنا, كارين , لان بيانكا لا تهتم بمثل هذه الأشياء السطحية. لذلك هذا عادي |
Bu tip tüplerden yapılıyorla r-- Hollanda'da bunlara elektrik tüpleri diyoruz-- | TED | وهي مصنوعة من هذا النوع من الأنابيب أنابيب كهربائية، نسميها في هولندا |
Bu tip evler sinirimi bozuyor. Şimdi bu kavşağın güzelliği bozuldu. | Open Subtitles | .مساكن مثل تلك تجعلني محطم .إنهم يخربون المبنى بالكامل |
Ve açıkçası Bu tip bir sistem kişisel devinimlerin geleceğini sürdürülebilir kılacaktır. | TED | وبصراحة ذلك النوع من الانظمة هو الذي سوف يجعل مستقبل التنقل الشخصي محتملا. |
Bence Bu tip durumların, tüm hak ihlallerinin çözümü gerçekten iki şeye bağlıdır. | TED | أعتقد أن الحل لأي من هذه الحالات وأي انتهاك للحقوق، يعتمد في الواقع على أمرين. |
Bu tip durumlar içi yanmaz battaniye getirmiştim yanımda. | Open Subtitles | أحضرت سرير قابل للنفخ فقط لمثل هذه الحالات |
Bu tip bir şeyi daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لكن هذا الكائن هو عكس أي شيء آخر رأيته من قبل. |
Bitirdik ve Bu tip işler yapmaya devam ettik. | TED | لقد انهينا العرض، لكن مازلنا مستمرين في انتاج مثل هذا النوع من الأعمال. |
Bu tip davalara bakan birini tanıyorum. | Open Subtitles | أنا ربّما أعرف شخصاً ما يتعامل مع هذه الأنواع من القضايا |
Floransa stüdyolarında 200 senedir aktarılan resim tekniğinin Bu tip bir anlatım için yeterince donanımı yoktu. | TED | تقنية الرسم التي ثم توارثها لـ 200 عام في ورشات فلورنسا، لم تكن معدّة لهذا النوع من القصص |
Biz Bu tip olaylarla her zaman karşılaşıyoruz. | Open Subtitles | لاتقلق. نُعالجُ هذا النوعِ مِنْ الشيءِ كُلّ الوَقت. |
Etrafı ona inanan insanlarla çevriliydi, inançları uğruna her şeyi yapabilecek insanlar, ve Bu tip bir sadakat dünyayı değiştirdi. | Open Subtitles | لقد أحاط نفسه بالأشخاص الذين صدقوا أنه يكافح من أجل هدف سامٍ وهذا النوع من الرؤى يمكن أن يغير العالم |