"bulacağınızı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستجد
        
    • ستجدون
        
    • تجدني
        
    • تجدوني
        
    • ستجده
        
    • سَتَجِدُ
        
    • سوف تجد
        
    • تجدون
        
    • تجداني
        
    • تجدنى
        
    • ستعثرون
        
    • ستجدا
        
    • ستجدان
        
    • ستجدني
        
    • ستجدها
        
    İlerleyen zamanlarda davaya katkı sağlayacak nasıI kanıtlar bulacağınızı asla bilemezsiniz. Open Subtitles لن تعرف ابدا اي ادلة شرعية ستجد للمساعدة في قضيتنا لاحقا
    Başka yerde daha büyük bir koleksiyon bulacağınızı sanmıyorum. Open Subtitles أنا لا أعتقد أنت ستجد مجموعة أعظم من تلك في أي مكان
    bulacağınızı sanmıyorum bayanlar. Gidip elbise alın. Open Subtitles لآ أعتقد أنكم ستجدون , سيداتي أفعلوا ما ئلائمكم
    Suçlayabilecek olduğunuzda, beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz. Open Subtitles إن حصلت على ما يكفي لاتهامي تعرف أين تجدني
    Kullanışlı olabilir. Ayrılacak olursak, beni nerede bulacağınızı bilirsiniz. Open Subtitles أتعلمون، قد تكون مفيدة إن انشقينا، ستعلمون كيف تجدوني
    # Ne bulacağınızı söyleyemem ama # # Aşk bahşedilmiş olabilir safınıza # Open Subtitles لا أستطيع أن أخبرك بما ستجده ربما يمنحك الحب راحة البال
    Güzel şehrimizi bizzat gezme fırsatı bulacağınızı umarım. Open Subtitles أَتمنّى بأنّك سَتَجِدُ الوقتَ لرُؤية مدينتِنا الجميلةِ من المصدر الأصلي.
    Oraya bütün gün baksanız bile bir şey bulacağınızı sanmıyorum. Open Subtitles حسنا، يمكنك أن تبحث هناك كل يوم، أنا لا أعتقد أنك سوف تجد أي شيء.
    - Bu anlaşmayı kabul etmek gerçek katilleri yakalamanın tek yolu. Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz. Open Subtitles ...تبقى الحقيقة هي أن الموافقة على هذه الصفقة هي الطريقة الوحيدة لكي تقبضوا على المجرمين الحقيقين تعرفون أين تجدون
    Sabahın beşinde yemekhanede kimi bulacağınızı asla bilemezsiniz. Open Subtitles لا يمكنك أن تعرف أبداً من ستجد بالكافتيريا في الخامسة صباحاً
    Portakal şekerlemesi? Pekala, bunu bulacağınızı hiç zannetmiyordum. Open Subtitles قشور السكر، حسناً لم أعتقد أبداً من أنك ستجد هذا
    Uyandığında içinde bulunduğu durumdan kaçmasını engelleyecek bir yol bulacağınızı eminim, hanımlar. Open Subtitles أثق حينما يستيقظ ستجد السيدات طريقة لإبعاده عن الهرب من تنبؤاته
    Eminim biliyorsunuzdur ama aradığını bulacağınızı sanmıyorum. Open Subtitles متأكد من هذا, ولكن لا اظن انك ستجد من تبحث عنه
    bulacağınızı sanmıyorum bayanlar. Gidip elbise alın. Open Subtitles لآ أعتقد أنكم ستجدون , سيداتي أفعلوا ما ئلائمكم
    Onu uzunca bir süre içeri tıkmak için yeterli kanıtı bulacağınızı tahmin ediyorum. Open Subtitles أظن ستجدون أدله تكفي أن يسجن لمدة طويلة جداً
    Beyninizi kurtarmak istiyorsanız, beni nerde bulacağınızı biliyorsunuz. Open Subtitles إذا كنت تريد إنقاذ دماغك، أنت تعلم أين تجدني
    Eğer bana ihtiyacınız olursa, nerede bulacağınızı biliyorsunuz. Open Subtitles إذن، لو كنتم بحاجة إليّ، فأنتم تعرفون أين تجدوني.
    Burada ne bulacağınızı sandığınızı bilmiyorum. Open Subtitles لا أدري ما الذي ستجده هنا
    Güzel şehrimizi bizzat gezme fırsatı bulacağınızı umarım. Open Subtitles أَتمنّى بأنّك سَتَجِدُ الوقتَ لرُؤية مدينتِنا الجميلةِ من المصدر الأصلي.
    Bu kızı çok içten bulacağınızı düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنك سوف تجد أن انها صادقة جدا.
    Bunu ilginç bulacağınızı garanti ederim. Open Subtitles أنا متأكد أنكم سوف تجدون ذلك مشوق
    En azından, beni her zaman nerede bulacağınızı bileceksiniz. Open Subtitles -حسناً، على الأقل تعرفان أين تجداني دائماً
    Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa, beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz. Open Subtitles حسنا اذا احتجت لأى شئ آخر فأنت تعلم أين تجدنى
    Sadece Michael'ı nasıl bulacağınızı bilmeliyim. Open Subtitles اريد ان اسمع كيف ستعثرون على مايكل
    Birbirinizi bulacağınızı tahmin edebilirdim. Open Subtitles ربما كنتُ لأكتشف أنَكما ستجدان الطريق لبعضكما
    Beni bulacağınızı biliyordum. Open Subtitles عرفت انك ستجدني
    Size nerede bulacağınızı söyleyeyim. Son derecede aptallık edip, oraya bakmadınız. Open Subtitles سأخبرك اين ستجدها, حيث كان يجب عليك ان تبحث من قبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more