"bulacaktır" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستجد
        
    • يجد
        
    • سيعثر
        
    • يجدك
        
    • ستعثر
        
    • سيكتشف
        
    • سيجدك
        
    • سيجدون
        
    • يعثر
        
    • يجدنا
        
    • يجده
        
    • فسيجد
        
    • سيجدنا
        
    • سيجدها
        
    • يجدها
        
    Patty Tobinleri alt etmek için ihtiyacı olan şeyi bulacaktır. Open Subtitles باتي ستجد ما تحتاجه للنيل من عائلة توبن ، ثق
    Jüri senden neden nefret ettiğini bulacaktır. Efendisine yaptığın bir şey yüzünden. Open Subtitles المحكمة ستجد مبررا لكرهه لك, ستقول, بسبب شئ ربما فعلتيه لسيده
    - Bekle de adam evine yerleşsin ondan sonra pazar günlerini geçirmek için daha güzel bir yol bulacaktır. Open Subtitles . دعوه يتأقلم مع جو هذه المدينة سوف يجد طرقاً جيدة ليقضي أوقات فراغه بأمور جيدة
    Birileri bizi bulacaktır. Beş dakika, sonra içeri girerim. Open Subtitles أحد ما سيعثر علينا خمس دقائق و بعدها سأدخل
    Çok geçmeden istediği gibi birini bulacaktır yine. Open Subtitles سوف يجدك شخص أخر بنفس المواصفات التى يريدها إنها مسأله وقت فقط
    Eminim polis bulacaktır. Yerinde olsam bunun için endişelenmezdim. Open Subtitles واثق من أن الشرطة ستعثر عليها أنا لستُ قلقاً بشأنها
    Ama daha genç. Bir gün doğru insanı bulacaktır. - Buldu bile o insanı. Open Subtitles هذا مخزي، لكنّها شابّة ويوم ما ستجد الرجل المناسب
    Balistik zavallı polislerin içinde o silahtan atılmış mermiler bulacaktır. Open Subtitles وحدة القذائف ستجد رصاصة في واحد من رجال الشرطة الأربعة جائت من سلاحه.
    Şimdi, sanırım polis bunu baya etkileyici bulacaktır. Open Subtitles والآن، أعتقد أن الشرطة ستجد هذا مثيراً جداًً على الأقل
    Kişiliği olan bir takım daha yetenekli bir takımı yenmenin yolunu bulacaktır. Open Subtitles الفريق ذو الشخصية الاقوى يجد الطريق ليهزم الفريق ذو الموهبة الافضل
    Görünüşe göre bir kaç pislik avukat bir yolunu bulacaktır. Open Subtitles حسناً ، بالظاهر أن هناك محامي وضيع يحاول أن يجد طريقة
    Eminim sizi bulacaktır. Open Subtitles السماء ليلاً، مع إحراق شعاره وأنا على يقين بأنه سيعثر عليكم
    Nereye gidersek gidelim, bizi bulacaktır. Open Subtitles سيعثر علينا في أي مكان سنذهب إليه.
    Eminim çocuk hazır olduğunda seni bulacaktır. Open Subtitles أنا متأكدة عندما يكون الصبي جاهزاً فإنه يعرف كيف يجدك
    Polis katili bulacaktır ve bulduklarında da... Open Subtitles ستعثر الشرطة على القاتل، و حينما تفعل...
    Güzel.Eğer bebek annedeyse Mutlaka birileri onları bulacaktır. Open Subtitles لو كانت بحوزة أمّها، فإنّ شخصاً ما سيكتشف مكان وجوده.
    Polis seni bulamazsa, güven bana Flash kesin bulacaktır. Open Subtitles إذا لم تتمكن الشرطة من إيجادك، فصدقني سيجدك البرق
    Ormana attığım öğretmeni birileri bulacaktır ama. Open Subtitles ولكنهم سيجدون المدرس لقد وضعته في الغابة
    Onu bulamıyorum; ama eğer NOC listesinin bende olduğunu öğrenirse o beni bulacaktır. Open Subtitles لا يمكنني أن أعثر عليه ولكن لو علم أنني أملك القائمة فسوف يعثر علي هو
    Eğer Heru-ur'un aradığı Sha're ise, bizi bulacaktır. Open Subtitles إذا كان " حورس " هو الذى يبحث عن " شاراى "َ سوف يجدنا
    Oyunculardan biri katilse, Frank onu bulacaktır, her birini araması gerekse de. Open Subtitles إذا أحد اللاعبين هو القاتل سوف يجده فرانك
    Eğer bir erkek sivrisinek salarsanız ve etrafta dişi bir sivrisinek varsa, erkek dişi olanı bulacaktır. TED لو أطلقت بعوضة ذكرًا وكان هناك بعوضة أنثى في الجوار، فسيجد الذكر الأنثى.
    Ne derece kaçtığımız veya saklandığımız fark etmeksizin kader, ölüm gibi, bizi bulacaktır. Open Subtitles لايهم كم حاولنا الجرى والاختباء بشدة القدر , مثل الموت , سيجدنا دائما
    Eğer bu doğruysa o yaratık yakın zamanda onu bulacaktır. Open Subtitles إن كان هذا صحيحاً، فإن المخلوق سيجدها قريباً.
    Acıktığında en kolay avı bulacaktır. Open Subtitles عندما يشعر بالجوع سيختار أسهل فريسة يُمكنه أن يجدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more