| Parayı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أريد أية إحتمالات يجب أن نجد تلك النقود |
| Bu yıl moda magazin dergi bölümümüz... için bir fotoğrafçı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | هذه السنة، يجب أن نجد مصور لمجلة أزياء متجرنا |
| Hey, şoför, daha hızlı sürmen gerekiyor. Bisikleti bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنت, أيها السائق, عليك أن تسرع علينا أن نجد الدراجة |
| Bu adamın uyuşturucu kaçakçısı olduğunu kanıtlayacak birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصًا يُثبِت بأن هذا الرجل تاجّر مخدرات |
| Aynı boyutlarda başka bir tane bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ربما لا علينا إيجاد واحد آخر بنفس الحجم بالضبط |
| Beraber onları bulmamız gerekiyor! | Open Subtitles | لأن دراكولا والوحش يجب أن يدمروا معاً , يجب أن نعثر عليهم |
| Birileri daha zarar görmeden Warren'la öbürlerini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نجد أي شيئ من قبل أن يتأذي أي شخص آخر |
| Demek ki, başka bir salgın başlamadan kaynağı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا، يجب أن نجد المصدر قبل تفشي آخر يحدث |
| Bir parti bulmamız gerekiyor aksi halde yemin ederim bizi küçük bebek gibi giydirip elimize şeker verecek. | Open Subtitles | لذا يجب أن نجد حفلة، أو أقسم أنه سيجعلنا نوزع حلوى متنكرون كـ أبناء الأوكتو |
| Katliam gibi olacak. Sahne arkasını bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ستكون هذه مذبحة، يجب أن نجد المنطقة الخلفية. |
| Bu yeri cennete çevirirken ihtiyaçlarımızı karşılamanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | TED | يجب علينا أن نجد طريقة لتحقيق احتياجاتنا، بينما نجعل من هذا المكان جنة عدن. |
| Bilmiyorum, ama uyanmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعلم ، لكن علينا أن نجد طريقة لنستيقظ |
| Bugün yapabileceğimiz gerçekçi bir şey bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجد شيء واحد واقعي يمكننا القيام به اليوم. |
| Gerçek Tom Baldwin'i geri getirmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor, ve bir şeyler bildiğimizden şüphelenmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | حسنا ، يجب علينا إيجاد طريقة لإعادة توم بالدوين الحقيقى و يجب ألا يشك بأننا نعلم شيئا |
| Tamam. Şimdi de iki duruma da uygun bir kıyafet bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً الآن علينا إيجاد ملابس تصلح للمناسبتين |
| Hayır. Bu yüzden de onu bulmamız gerekiyor. Gerçeği öğrenmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | لا، لهذا يجب أن نعثر عليه إنها الطريقة الوحيدة لمعرفة الحقيقة |
| Bu adamın size ne söylediğini bilmiyorum ama bu sinir gazını hemen bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا قال لك هذا الرجل ولكن لابد أن نعثر على هذا الغاز الان |
| Hâlen buradan çıkmak için bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لازلنا نحتاج لمعرفة طريق للخروج من هنا. |
| Metro ile anca buraya kadar gelebiliyoruz. Taksi bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | هذا مانستطيع الوصول اليه بالنفق ,نحتاج أن نجد سيارة أجرة |
| O halde bu üç davada da yer alan birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا نحتاج لإيجاد شخص في القضايا الثلاثة كلها |
| Organize olmaya başlamanın zamanı. Burada nasıl hayatta kalacağımızı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حان الوقت لنبدأ بالتنظيم علينا معرفة كيف سنستمر هنا |
| O görüntülerin yerini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نريد معرفة المكان الذى يبث تلك الصورة |
| Neden bir tek genin çok sayıda kadında meme kanserine sebep olduğunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف لماذا الطفرة في جين فردي يمكن أن تقود إلى الإصابة بسرطان الثدي لدى العديد من النساء |
| Belki de ikisi. Ama önce onu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ربّما سنفعل الأمرين، وإنّما يجب علينا إيجادها أولا. |
| Evet, öyleyse sadece silahları içeri sokacak daha akıllıca bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نعم ، حسناً سيتعين علينا العثور على أفضل طريقة لجعل الأسلحة في كل شيء |
| Pekala, şimdi baharat bizde, Korsanların yerini bulmamız gerekiyor. - Güneyde bir şey var mı? | Open Subtitles | ايها الرجال, الان طالما حصلنا على التوابل, علينا ايجاد المعسكر |
| Bu demek istediğimi anlatıyor işte gerzekler. Aklı başında birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | .هذا يوضح مقصدي، أيها الأغبياء .إننا بحاجة لإيجاد شخص شرعي |