| Eninde sonunda burada buluşacağımızı bile bile neden bu kedi-fare oyununu oynadın ki? | Open Subtitles | لمَ لعبة القطّ والفأر إذا كنتِ تعرفين أننا في في النهاية سنلتقي هنا؟ |
| Ok... karanlık çökene kadar sana izin veriyorum yarın sabah nerede buluşacağımızı söylemen için. Hey adamım, ben bir döngünün parçasıyım! | Open Subtitles | سأمنحك حتى هبوط الليل لتخبرني أين سنلتقي غداً صباحاً، أنا بارع |
| Evet, bir şey daha var. buluşacağımızı söyledin. | Open Subtitles | نعم، فقط هناك شيء واحد قلتِ بأننا سنلتقي |
| İyi geceler beyler. İkili üçlü gruplara ayrılın, nerede buluşacağımızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | . تفرقوا , إلى مجموعتين و ثلاثة مجموعات . تعلموا أين نجتمع |
| Biyoloji sınıfından iki çocukla buluşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | قلت لهم أننا سنقابل إثنين من زملائنا بصف الأحياء |
| Davam bittikten sonra, mahkemenin önünde buluşacağımızı sanıyordum, ama gelmediniz. | Open Subtitles | اعتقدتُ أننا سنجتمع أمام قاعة المحكمة بعد أن تنتهي محاكمتي , ولكنكم أيها الفتيات ذهبتوا |
| Babam burada buluşacağımızı söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرنا أبي أننا سنلتقي في هذا المكان |
| Nereye gideceklerini söyleyeceğiz. Takas için nerede buluşacağımızı söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنخبرهم لأين يذهبون، وأين سنلتقي لإجراء التبادل |
| Bu sefer yüz yüze buluşacağımızı sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بأننا سنلتقي شخصياً هذه المرة ضعي القناع |
| Marmaduke'ta akşam yemeğinde buluşacağımızı düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنّنا سنلتقي عند العشاء في مرمدوك. |
| Bir şeyler içmeyi önerdiğimde bir cafede ya da benim evimde buluşacağımızı hayal etmiştim. | Open Subtitles | عندما اقترحت اللقاء لاحتساء شراب تخيلت أننا سنلتقي في حانة أو في منزلي |
| Sonra buluşacağımızı sanıyordum. | Open Subtitles | مرحبا, اعتقدت أننا سنلتقي لاحقا. |
| Tabi canım, onlara orada buluşacağımızı söyle. | Open Subtitles | نعم، بالتأكيد، عزيزي، قل لهم اننا سوف نجتمع معهم هناك. |
| Burada buluşacağımızı söylemiştim. | Open Subtitles | يا إلهى ، أخبرتهم أن نجتمع هنا |
| Bu insanlarla düğünlerde buluşacağımızı sanırdık ama bunun yerine, "Cenazesine tüm yakınları davetlidir." | Open Subtitles | كنت أظن إننا سوف نجتمع, بحفلات الزفاف ولكن بدلا من هذا "يتم دعوتك بشكل ودى للجنازة" |
| En azından kiminle buluşacağımızı söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكنك على الاقل اخباري من سنقابل ؟ |
| Nerede buluşacağımızı daha sonra bildiririm. | Open Subtitles | سأعلمك بالمكان الذي سنجتمع به |
| Ona 3 saat içinde Central Park'ta buluşacağımızı söyle. | Open Subtitles | أخبره أنا سأقابله في ثلاث ساعات في المتنزه المركزي، |
| Barda buluşacağımızı sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك ستقابلني في الحانة |
| Miranda'ya oğlu ile buluşacağımızı söyledik bu yüzden çıkmalıyız bence. | Open Subtitles | أخبرنا ميرندا بأننا سنقابلها قريبًا، فأظن بأنه يتوجب علينا الذهاب أليس كذلك؟ |
| Bizimle kayalıkta buluşacağımızı söyledi Hadi. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيقابلنا عند الصخره . تعالى معى |
| Anneme Bunker Tepesinin orada geçit töreninde buluşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرت أمي بأننا سوف نقابلها في مسيرة بانكر هيل ، إتفقنا ؟ |
| Tekrar buluşacağımızı hissedip, rahatlıyorum. | Open Subtitles | أشعر بالراحة أننا سنتقابل ثانيةً |