"buluşacaktık" - Translation from Turkish to Arabic

    • نتقابل
        
    • سنتقابل
        
    • سنلتقي
        
    • نقابل
        
    • أن أقابل
        
    • سنقابل
        
    • أن نلتقي
        
    • أقابلها
        
    • نقابله
        
    • لقائنا صباح
        
    • أن توافيني
        
    İyi ama ikimiz Copa'da buluşacaktık, onu evlenmeye ikna edecektik. Open Subtitles لكن في "كوبا" حينما نتقابل سأحاول الحصول عليه ليتزوج مني
    Bir akşam yemeği için buluşacaktık, baş başa romantik bir yemek. Open Subtitles كان من المفترض ان نتقابل للعشاء واحده من هذه اللقاءات الرومانسيه الخاصه بأثنين
    Çin mahallesinde buluşacaktık fakat ortada görünmediler. Open Subtitles كنا سنتقابل فيما بعد فى تشاينا تاون لكنهم لم يظهروا
    Eğer ayrı düşersek ya da herhangi bir şey olursa, her zaman orada buluşacaktık. Open Subtitles اتّفقنا أنّه إذا انفصلنا أو حدث شيء سنلتقي هناك دائماً
    Şey, acaba siz... kadınlarla buluşacaktık... Open Subtitles بالمناسبة هل تعلم كيف نقابل نساء لن لن يهتموا
    Tanrım bu da neyin nesi? Kıçımın yeni arabası... Bakar mısınız, karımla burada buluşacaktık da... Open Subtitles يا للجحيم ما هذا؟ أعذرني، كان من المفترض أن أقابل زوجتي هنا
    Hani adamınla burada buluşacaktık? Open Subtitles قلت إننا سنقابل صاحبك هنا.
    Jimnastik salonunda buluşacaktık. Kaçtığını söylediler. Her şey yolunda mı? Open Subtitles من المفروض أن نتقابل في الصالة الرياضية لقد قالوا بأنك ذهبت هل كل شئ بخير؟
    Parayı paylaşmak için gelecek hafta buluşacaktık Open Subtitles من المفترض ان نتقابل الاسبوع القادم ، لنتقاسم المال
    Bağış açık arttırması hakkında konuşmak için buluşacaktık. Open Subtitles كان من المفترض ان نتقابل عند مزاد الجمعية الخيرية
    Ertesi gün gemide buluşacaktık Ben konferansta çok kaldım Open Subtitles خطتنا كانت ان نتقابل على العبّارة و تأخرت انا فى قاعة الاجتماعات
    Tek bildiğim.... ... bu gece onunla New York'ta buluşacaktık. Open Subtitles .. كل ما أعرفه أنه من المفترض أن نتقابل الليلة في نيويورك
    Bu akşam burada buluşacaktık ama sanırım beni ekti. Open Subtitles وكنا سنتقابل هنا الليلة لكني أظن أنه تجاهلني
    Tayland'da buluşacaktık ve bu yüzden çok gergindim. Open Subtitles كنا سنتقابل في تايلند ولهذا كنت متوتر جداً
    Parkta buluşacaktık. Open Subtitles حسنا .. نعم نعم سنتقابل في الحديقه.
    Detonatörün fiyatı için buluşacaktık. Open Subtitles كنا سنلتقي لتحديد ثمن مفتاح التفجير
    Birkaç hafta önce Maeve ile buluşacaktık. Open Subtitles قبل أسبوعين انا و مايف كنا سنلتقي
    Ama babamla burada buluşacaktık. Ne yapacağız? Open Subtitles لكننا يفترض أن نقابل أبي هنا، فماذا سنفعل؟
    Sözde bir arkadaşımla buluşacaktık. Gelmedi... Open Subtitles كان من المفروض أن أقابل صديقة، ولكنها لم تأت
    Daniel'in büyük halasıyla buluşacaktık. Open Subtitles .(سنقابل عمة (دانيال
    Hani buluşacaktık? - Boş ver. Open Subtitles أين كنت كان من المفترض أن نلتقي في مخزن النبيذ
    Pazar günü buluşacaktık ama partiyi unutmuşum. Open Subtitles وكان عليّ أن أقابلها يوم الأحد، إلا أنني نسيت
    Adamla bir kafede buluşacaktık ama gelmedi. Open Subtitles كان من المفترض أن نقابله في مقهى لكنه لم يظهر أبدا
    Son zamanlarda bunu huy edindi. Bu yüzden cumartesi buluşacaktık. Open Subtitles لقد كانت هذه طريقة لعبه في الآونة الأخيرة هذا كان سبب لقائنا صباح يوم السبت , كي أعيده
    Bu sabah 10'da buluşacaktık hani? Bütün gün bekledim. Open Subtitles كان يفترض أن توافيني عند العاشرة صباح اليوم، وأنا أنتظركَ طول اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more