"buluşmamızda" - Translation from Turkish to Arabic

    • موعدنا
        
    • بموعدنا
        
    • إلتقينا
        
    • ميعادنا
        
    • لقائنا
        
    • موعد لنا
        
    • موعدين لنا
        
    • أثناء زيارتك
        
    Göl kıyısında bir yer vardır. İlk buluşmamızda oraya gitmiştik. Open Subtitles هناك مكان بالقرب من البرْكة، حيث قضينا فيه موعدنا الأول
    Onunla ilk ve tek buluşmamızda ruh ikizliğinden ve evlilikten bahsediyordu. Open Subtitles والأخير الأول موعدنا على عن يتكلم كان لقد الروح تؤام والزواج
    Sadece ilk buluşmamızda gözlüklerimi giymek istemedim. Open Subtitles لكنني لم أريد ارتداء نظارتي في موعدنا الأول
    Ben ikinci buluşmamızda seni hamile bırakmıştım. Open Subtitles بموعدنا الغرامي الثاني، جعلتك حبلى
    Geçen seferki buluşmamızda titrediğini fark etmedim mi sandın? Open Subtitles هل تعتقد أنّني لم ألحظ؟ أنّ يدك تهتّز؟ في آخر مرّة إلتقينا فيها، لقد بدوت لي و كأنّك على وشك أن تصاب بصرع
    Jacob ve ben ilk buluşmamızda buraya gelmiştik. Open Subtitles أوه جاكوب وأنا جئنا هنا فى ميعادنا الاول
    Başarılı görünüyordu. Üçüncü buluşmamızda bunu verdi. Open Subtitles كان يبدو انه شخص ناجح لقد اخبرنى بهذا فى لقائنا الثالث
    Seni sevdiğimi ilk buluşmamızda söylemiştim. Sen de bana söylemiştin. Open Subtitles قلت لكِ أنِ أحبك في موعدنا الاول و أنت قلتيها لي أيضاً.
    İlk buluşmamızda "Başımda belâ bir şeytan var..." Open Subtitles في موعدنا الأول مرحباً هناك شيطات يطاردني
    Yani burada beraber değiliz ama bir ön buluşmaya çıktık ve sonraki buluşmamızda da mangal yapacağız çünkü pirzolayı severim. Open Subtitles حسنا، لا نحن لسنا هنا معا الآن ولكننا خرجنا في موعد وسيكون موعدنا التالي
    İlk buluşmamızda ne demiştim sana bebeğim? Open Subtitles إنه طبيعي ، لكن ، عزيزي ماذا قلت في موعدنا الأول؟
    İkinci buluşmamızda bana tecavüz etti denebilir. Open Subtitles وأثناء موعدنا الغرامي الثاني، إغتصبني بشكل ما.
    Bir piknik hazırlayacaktım ilk buluşmamızda senin hazırladığın gibi ama o güzel havayolu bardaklarını nereden bulduğunu çözemedim. Open Subtitles كنت سأفرش سجادة تنزه مثل تلك التي وضعتيها في موعدنا الأول ولكن لم أعرف من أين حصلتي على
    Yani bu eğlenceliydi. İkinci buluşmamızda, elini kapıya çarpacağım. İkinci buluşma? Open Subtitles إذا ذلك كان مضحكا في موعدنا الثاني سأسحق يدك بالباب موعد ثاني؟
    Evet. İlk buluşmamızda evlenmek hakkında şakalaştık. Open Subtitles نعم، قد مزحنا حول الزواج في موعدنا الأول
    İkinci buluşmamızda seni Hint restoranına götürdüm ve Maze Runner filmi boyunca körili gaz çıkardın. Open Subtitles في موعدنا الثاني، اصطحبتكِ لتناول طعام هنديّ، ''وأنت تجشّأتِ بخُضام فيلم ''عدّاء المتاهة.
    Gerçekten öyleler. Ayrıca bunu ilk buluşmamızda söylemiştim. Open Subtitles هم كذلك , وعلى الرغم من هذا كان موعدنا الأول
    Gerçekten öyleler. Ayrıca bunu ilk buluşmamızda söylemiştim. Open Subtitles هم كذلك , وعلى الرغم من هذا كان موعدنا الأول
    İlk buluşmamızda gittiğimiz lokanta. Open Subtitles إنه.. مطعم حيث حظينا بموعدنا الأول
    İlk buluşmamızda gittiğimiz bir Meksika restoranı. Open Subtitles إنّه مطعم مكسيكي في (لوس أنجلوس) ذهبنا إليه عندما إلتقينا للمرّة الأولى.
    İlk buluşmamızda ne yediğimizi hatırladığına inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنك تتذكر ماذا تناولنا في ميعادنا الأول
    Üçüncü buluşmamızda ailesine nasıl açıldığından ve bu konuda konuşmayı reddettiklerinden bahsetti. Open Subtitles في لقائنا الثالث أخبرني أنه عندما صارح والديه بمثليّته رفضا التحدث إليه مرة أخرى
    İlk buluşmamızda bir yanardağ ile ilgili bir şeye bağışta bulunmuştun. Open Subtitles أذكر أنك تبرعت إلى شيء ما متعلق بالبراكين في أول موعد لنا
    İlk iki buluşmamızda Marley'in barına gittik bir iyi geceler öpücüğünü bile zor alabildim. Open Subtitles أنت وأنا ذَهبنا إلى حانةِ مارلي في اول موعدين لنا 180 00: 10: 36,093

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more