"bulundurma" - Translation from Turkish to Arabic

    • حيازة
        
    • وحيازة
        
    Yasa dışı silah bulundurma ve cinayeti de suçlarına ekleyin. Open Subtitles .. أضِف حيازة الأسلحة غير القانونيَّة و القتل للتُهم الموجَّه إليه
    Peki, uyuşturucu mahkemesine çıkacak, bulundurma suçunu kabul edip tedavi olma şartı ile tahliye edilecek. Open Subtitles حسناً، عليه أن يردّ بأنه مذنب على تهمة حيازة المخدرات ويوافق على إطلاق سراح مشروط مع علاج يترافق وذلك
    bulundurma suçunu kabul edip, uyuşturucu mahkemesi yargıcını... - ...uyuşturucudan arınmak istediğine ikna edeceksin. Open Subtitles ردّ أنك مذنب على تهمة حيازة المخدرات وأقنع المحكمة أنك ستخضع للعلاج وإعادة التأهيل
    Trafikle ilgili suçlamaların yanına bir de bulundurma cezası eklemişe benziyor. Open Subtitles و الآن يبدو أنهم أضافو حيازة أخرى بغرض الإتجار أيضاً
    İlaçların hilesiz olduğu doğrulandığında, bulundurma ilaç etkisi altında araç kullanma ve direnme suçlamalarını düşürecekler. Open Subtitles بمجرد التأكد من صحتها سيسقطوا حيازة و القيادة تحت تأثير المخدر و مقاومة الإعتقال
    Suçlamaları; yasadışı silah bulundurma, ...yasadışı patlayıcı bulundurma, ihraç belgeleri üzerinde oynama. Open Subtitles إدانات : حيازة اسلحة نارية بشكل غير شرعي حيازة متفجرات بشكل غير شرعي تزويير تصاريح التصدير
    İçkili araç kullanma, uyuşturucu bulundurma, huzur kaçırma. Devam edeyim mi? Open Subtitles القيادة تحت تأثير الكحول , حيازة الممنوعات , السلوك المخل بالنظام هل عليّ المتابعة ؟
    Eşini dövme, uyuşturucu bulundurma, soygun. Open Subtitles بتهمة العنف المنزلي , حيازة الممنوعات , السطو
    Burgess ve Gallant kokain temin etme ve bulundurma suçuyla beraber tutuklandı. Open Subtitles لقد قبض عليهم معاً بتهمة حيازة ونية بيع الكوكايين
    Her zamanki sorununa ek olarak kokain bulundurma suçu. İlk duruşması, öğle yemeğinden sonra. Open Subtitles كالمعتاد , حيازة الكوكايين أول جلسة لها بعد الغداء
    her zamanki:kokain bulundurma. öğle yemeğinden sonra ilk seansı var. Open Subtitles كالمعتاد , حيازة الكوكايين أول جلسة لها بعد الغداء
    Buna gelince; hakkındaki suçlama, hırsızlık ve kayıtdışı silah bulundurma. Open Subtitles ثم اذهب إلى منزل هذا الأخرق وحمل جده تهمة حيازة سلاح ناري.
    Seni şüphesiz bir şekilde bulundurma ve satma suçundan yakaladık. Bu federal hapisanede 20 yıl eder. Open Subtitles لدينا تهمة حيازة مخدّرات بقصد البيع هذا سجن لـ20 سنة
    Eroin bulundurma suçundan yakaladık bu şefi. Open Subtitles لذا قمنا بضبط ذلك الطاهي بتهمة حيازة الهيروين.
    Ohio Eyaleti'nin Malcolm Davies'e açtığı davada yasa dışı madde bulundurma suçundan biz, jüri, sanık Malcolm Davies'i... Open Subtitles في أمر قضية ولاية أوهايو ضد مالكوم دايفيس لتهمة حيازة مادة منشطة غير مشروعة
    Her ikisinin de uyuşturucu bulundurma ve fuhuştan sabıkası var. Open Subtitles كلا الطفلين لديهم سوابق في حيازة المخدرات والدعارة
    BroadmoorOvombirpatlamaoldu bulundurma. Biz tekne çesit yapiyoruz. Open Subtitles وقع انفجار على حيازة برودموفوم . نحن نقوم بتجربة نوع من القوارب
    Dükkân hırsızlığı, uyuşturucu bulundurma, haneye tecavüz... Open Subtitles سرقة المعروضات و حيازة المخدرات واقتحام المنازل
    Uyuşturucu bulundurma ve fiili saldırıdan buradaydı. Open Subtitles كان هنا بتهمة حيازة المُخدّرات والإعتداء.
    Ölmeden önce etkileyici bir kötü karar listesi yapmış, bu kararlar arasında şunlar da var, uyuşturucu ve silah bulundurma, uyuşturucu suçları, Open Subtitles قام بمجموعة خيارات مثيرة للاهتمام بدرجة سوءها قبل ان يقتل متضمنة ولكن ليست مقتصرة حيازة المخدرات و تهمتان من المتاجرة
    Soygun, silahlı soygun, uyuşturucu bulundurma ve satma. Open Subtitles السرقة والسطو المسلح, وحيازة وامتلاك مع القصد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more