Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu iffetini koruyanların kilisesi. | Open Subtitles | أكره قول هذا, و لكن هذا نشاط للكنيسة عن العفة |
İnan bana, gerçekten Bunu söylemekten nefret ediyorum ama çocukların... | Open Subtitles | صدقوني ، أنا أكره قول هذا الكلام لكن الفتى على حق |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama görünüşe göre babalara geldin. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا يا صاح، ولكن يبدو بأنّ حلولك. |
Bunu söylemekten nefret ediyorum çocuklar, fakat kızı evime götürmenin vakti geldi. | Open Subtitles | أكره قول ذلك ، يارفاق ولكن حان الوقت لأدعو الفتاة إلى المنزل |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu yeterince gerçek. | Open Subtitles | أكره أن أقول ذلك ، لكنه بالفعل واقعى بما فيه الكفاية |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bir süre daha Jim'i yiyor olacaktır. | Open Subtitles | اكره ان اقول هذا , لك ربما هو سيتسلى على جيم لفترة |
Kaptan, Bunu söylemekten nefret ediyorum... fakat yanlış adamı yakalamışsın. | Open Subtitles | أكره أن أقولها أيها القائد لكنك تتحدث مع الرجل الخطأ |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bahsettiğim şey buydu. | Open Subtitles | أكره قول هذا , لكن هذا بالضبط ما أتحدّث عنه |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama bize yardımı dokundu. | Open Subtitles | أكره قول هذا ولكنّه على الأرجح أسدانا معروفاً |
Evet, Bunu söylemekten nefret ediyorum, dostum... ama, sen konu dışı sayılırsın. | Open Subtitles | حسناً، أكره قول هذا ياصاحبي لكنك من النوع الذي ليس لديه علاقات ماذا؟ |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama sanırım bazı şeylerini satmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | أكره قول هذا ولكني أظن أنك ستضطرين لبيع أغراضك ماذا؟ |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama beni insan haklarını sorgulamaya itti. | Open Subtitles | أكره قول هذا لكنه جعلني أتسائل حول حقوق المدنية |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onları günah çıkartırken bir duymanız gerek. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا لكن يجدر بكم الاستماع لهم عند الاعتراف |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onun bir ilişkisi varsa, tüm erkekler gibi o da değişmez. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا , لكن إذا كان يحظي بعلاقة غرامية رجال كهذا لا يتغيرون |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama karın fıstık gibi. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا ، لكن زوجتك تبدو مثيرة جدا |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama neden oturup burada beklemiyorsun? | Open Subtitles | و الآن أكره قول ذلك لكن لماذا لا تنتظرين هنا؟ |
...- Bunu söylemekten nefret ediyorum, bunu söylemek büyük acı veriyor- evrimde baş döndürücü bir sıçramanın yapıldığı açık bazı durumlar vardır. | Open Subtitles | لكني في الحقيقة أكره قول ذلك فقول ذلك صعب علي هناك بعض الحالات من الواضح أنه حدثت فيها قفزات مذهلة في التطور |
Bunu söylemekten nefret ediyorum... ama Clark sana hiç güvenmeyebilir de. | Open Subtitles | أكره أن أقول ذلك لكن من المحتمل أن كلارك لن يثق بك مطلقاً |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, peki ya baban? | Open Subtitles | اكره ان اقول هذا لكن ماذا عن والدك ؟ |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bakıcının annesinin eşkaline uyuyor. | Open Subtitles | أكره أن أقولها مواصفاتها تطابق مواصفات والدة جليسة الأطفال |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama baban seninle yakınlaşmaya pek sıcak bakmıyor gibi. | Open Subtitles | اكره قول هذا لكن يبدو ان والدك لا يريد الترابط معك |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama hepimiz onun ölmüş olacağını düşünüyorduk. | Open Subtitles | أكره قولها ، لكن كلنا ظننا أنه سيكون ميتًا الآن |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama 13 evime geldi efendim. | Open Subtitles | أكره أن أخبرك بهذا ،سيدي ولكن "13" جاء إلى منزلي |
Evet adamım, Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama artık yatağa gitme zamanı geldi. | Open Subtitles | نعم ، احزر ماذا يا صغيري أكره إخبارك بذلك لكنه الوقت لتذهب إلى سريرك |