"bunu söylemeyi" - Translation from Turkish to Arabic

• قول هذا
• قول ذلك
• أخبرها ذلك
• ذكر ذلك

Bunu söylemeyi bırakın artık! Neden herkes sürekli bunu söylüyor!
توقف عن قول هذا لي لماذا يصر الجميع على قول هذا؟

Bunu söylemeyi istemezdim, ama seninle ilgilenmiyorum, ve bunun nedeni birlikte çalışmamız değil.
لم أكن أرغب في قول هذا لكنني لستُ منجذبةً إليك وهذا ليس لأننا نعمل فقط معاً

Bunu söylemeyi keser misin lütfen. Kişisel selamın gibi bir şey oldu bu.
ياألهي ، هل يمكنكِ التوقف عن قول هذا تحول لترحيب خاص بي

Bunu söylemeyi bırakmalısın. Demek istediğim, ben sakinliğimi kaybetmem.
ينبغي أن تتوقف عن قول ذلك المهم هو ، انا لا أفقد صوابي

Paketleri az önce yolladığım müze müdürüne Bunu söylemeyi unutmayacağım.
سأتأكد من قول ذلك لأمين المكتبة الذي أرسلته للتو ليجمع أغراضه.

- Lütfen Bunu söylemeyi kes.
ـ من فضلك توقف عن قول هذا ـ لقد اخذت خطوة واحدة للامام

Özür dilerim. Cidden, Bunu söylemeyi bırak.
آسفة جداً، بجدية، توقفي عن قول هذا

Doğru. Sen iyisin. Cidden, Bunu söylemeyi kes!
هذا حقيقي , أنت صالح - جديـاً , توقفي عن قول هذا -

Herkesin gözlerini kontrol ettirmesi gerekir. Bunu söylemeyi kes.
توقفي عن قول هذا لا أحتاج لنظارات

- Bir soru daha. - Bunu söylemeyi kes, lütfen.
سؤال واحد فقط توقفى عن قول هذا من فضلك

Bunu söylemeyi sever, çünkü kulağa kötü geldiğini düşünüyor.
هو يحب قول هذا لأنه يظن انها كلمة قذرة

Bunu söylemeyi kesmelisin.
- عليك التوقّف عن قول هذا, يا صاح, حسناً؟

Keşke Bunu söylemeyi kessen.
أتمنى لو أنّكِ توقفتِ عن قول هذا.

Bunu söylemeyi kes, tamam mı?
توقف عن قول هذا

Kızım Bunu söylemeyi çok sever ve sonunda ben de sevmeye başladım.
ابنتي تحب قول ذلك و كما تبين , وانا ايضا

Tatlım, Bunu söylemeyi kesmen lazım.
حبّيبى، تَحتاجُ لتَوَقُّف قول ذلك الان.

- Baş edebilirim. - Bunu söylemeyi bırak artık. Neyin var senin?
-أنا أستطيع أن أعالج هذا كُفِ عن قول ذلك ، ما الخطأ بكِ ؟

Bunu söylemeyi keser misin?
هل ممكن أن تتوقف عن قول ذلك حسنا

-Hayır, değil. Bunu söylemeyi kes.
كلا ،هو ليس كذلك ،توقف عن قول ذلك

Hayır değilsin. Bunu söylemeyi bırakmalısın.
لا لست كذلك ويجب أن تتوقفي عن قول ذلك

Bunu söylemeyi bırakmamı ister ama bırakamayacağımı söylerim. Çünkü bırakmak vazgeçmek olur.
تخبرني بألّا أخبرها ذلك ، لكن أخبرها لا أستطيع، لأن هذا سيكون إستسلام

- Ve Bunu söylemeyi unuttun mu?
ـ الأ تظن عليك ذكر ذلك الأمر؟