"bunu yapmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للقيام بذلك
        
    • لفعل ذلك
        
    • لفعل هذا
        
    • للقيام بهذا
        
    • أجل القيام بذلك
        
    • لفعلها
        
    • لأفعل هذا
        
    • لعمل هذا
        
    • لتفعل ذلك
        
    • لعمل ذلك
        
    • وللقيام بذلك
        
    • لتحقيق ذلك
        
    • ولفعل ذلك
        
    • لتقوم بذلك
        
    • لكي تفعل هذا
        
    bunu yapmak için fikirlerin ağ yapısına geri dönmemiz lazım. TED حسنا، يمكننا أن نعود إلى هيكل شبكة الأفكار للقيام بذلك.
    O yüzden bunu yapmak için daha iyi bir zaman düşünemiyorum. Gel. Open Subtitles هذا هو السبب في أنني لا يمكنني تصور وقت أفضل للقيام بذلك.
    bunu yapmak için minibüs gibi büyük bir araca ihtiyaçları vardı. Open Subtitles لا بد من وجود سيارة لهم لفعل ذلك سيارة كبيرة شاحنة
    bunu yapmak için bir doğru, bir yanlış yol var. Henüz avucumuzda değil. Open Subtitles هناك طريقة صحيحة وطريقة خاطئة لفعل ذلك هو ليس في جيبنا حتى الأن.
    Hakkında Tüm l bakım Grand Design sürdürmektedir, ama bunu yapmak için, ben yakında papaz ruhunu iddia gerekir. Open Subtitles كل ما أهتم به هو أن أحافظ على الترتيب لكن لفعل هذا ، فيجب أن أحصد روح القسيس قريباً
    bunu yapmak için üç milyar dolarlık Hadron çarpıştırıcısına ihtiyacınız yok. Her çocuk için bu elinizin altında ve her çocuk bundan keyif alabilir. TED ولا تحتاج إلى مصادم هيدروني بثلاثة ملايير دولار للقيام بهذا. هذا موجود لكل طفل، وكل طفل يمكنه الإستمتاع بهذا.
    Üzerlerinde yaklaşık 15 kg ağırlığında giysi ve teçhizat taşıyorlar ancak bunu yapmak için eldivenlerini çıkartmaları gerekiyor. TED يرتدون نحو 15 كلغ من الملابس والاشياء، ولكن عليهم نزع قفازاتهم للقيام بذلك.
    Buna rağmen, Archie bunu yapmak için izin almayı başardı. TED ولكن "أرشي كوشران" استطاع ان يحصل على تصريح للقيام بذلك
    bunu yapmak için teknoloji veya bilgisayarlarla ilgisi olmayan birkaç şeyden şimdi bahsetmek zorunda kalacağım. TED والآن للقيام بذلك سيكون عليّ الحديث عن أشياء كثيرة والتي ليس لها علاقة بالتقنية والحواسيب.
    Ve ben, bunu yapmak için, bizi kuşatan evreni incelemekten daha iyi bir yol düşünemiyorum. TED لا أستطيع التفكير في طريقة أفضل للقيام بذلك إلاّ من خلال دراسة الكون من حولنا.
    Ama bunu yapmak için muazzam ölçekte yeni bir teknoloji geliştirmeliyiz. Open Subtitles لكن لفعل ذلك سيتحتم علينا تطوير . تقنية جديدة بمقاييس هائلة
    bunu yapmak için de tek yapmamız gereken birisini askeri hapishaneden kaçırmak. Open Subtitles وكل ما علينا فعله، هو تهريب شخصاً من سجن عسكري، لفعل ذلك
    Bilmiyorum. Sanırım, bunu yapmak için iyi bir sebep bulamadım. Open Subtitles لا أعلم، أظن أني لم أجد سبباً مقنعاً لفعل ذلك
    bunu yapmak için buradan daha uygun bir yer düşünemiyorum. Open Subtitles لا يُمكننى التفكير فى مكان أفضل من هنا لفعل هذا
    bunu yapmak için sarf ettiği çabayı hayal edebiliyor musun? Open Subtitles هل يمكنك تخيل كميه القوه التي تلزم لفعل هذا ؟
    bunu yapmak için iki yöneticinin aynı anda baskılarını taraması gerekir. Open Subtitles فهذا بحاجة موظفين ومسح بصماتهم في في آن واحد لفعل هذا.
    Bu dehşet verici gerçekten, bunu yapmak için çok kötü bir sebep. TED هذا أمر مريع، في الواقع، هذا سبب بائس للقيام بهذا.
    bunu yapmak için, kim olduğunu bulmalıyız. Open Subtitles من أجل القيام بذلك ، لدينا لمعرفة من هو.
    Ben ise bunu yapmak için bu kadar beklediğime inanamıyorum. Open Subtitles ما لا أستطيع تصديقه كم لزمني من الوقت لفعلها
    Hayır anne, para almayacağım. bunu yapmak için ben para veriyorum. Open Subtitles ،لا يا أمي، لن يدفعوا ليّ .بل أنا ادفع لأفعل هذا
    bunu yapmak için toplantı masasına ve çevresine ait detaylı resimler olmalı ellerinde. Open Subtitles لعمل هذا يجب أن يكون لديهم كاميرات فيديو ثابتة قريبة
    bunu yapmak için bundan daha fazla t.şağa ihtiyacın var. Open Subtitles لديك العديد من الكرات لتفعل ذلك ، أتعلم هذا ؟
    bunu yapmak için yüksek ısıya dayanıklı kırmızı silikon kullandık. TED استخدمنا سيلكون احمر يتحمل الحرارة العالية لعمل ذلك
    bunu yapmak için, bu üç çok keskin orağı havada çevireceğim. TED وللقيام بذلك سوف اقوم بالتلاعب بهذه المناجل الحادة
    diyerek gitmiyor. Ve işte araştırmanın ana noktası bu ve bunu yapmak için bir adım daha atmamız gerekiyor. TED وهذا هو محور موضوع البحث، ونحتاج لتحقيق ذلك أن نمضي خطوة للأمام،
    bunu yapmak için bir dizi saçmalığa başvurmamız lazım. çünkü entelektüellerin ilerlemeden nefret ettiğini öğrendim. TED ولفعل ذلك علينا أن نضيف بعض السخرية، لأنني اكتشفت أن شريحة المثقفين تكره التقدم.
    Gözlerimiz, gürültülü bir verideki modelleri algılamakta pek iyi değil fakat makine öğrenimi algoritmaları bunu yapmak için tasarlanır. Bu yüzden, Christy'nin gerçek zamanda neye baktığını yorumlayabilmek için birçok resim ile veriyi alıp girişini yapıp bir bilgisayarı eğitebilir miyiz? TED الآن، عيوننا ليست بتلك الجودة في التقاط الأشكال من بيانات مشوشة، ولكن آلة تتعلم الخوارزميات مصممة لتقوم بذلك فحسب، إذًا هل نستطيع أخذ العديد من الصور والبيانات وتغذية حاسوب وتدريبه ليكون قادرًا على تفسير ما تنظر إليه كريستي في الوقت الحقيقي؟
    bunu yapmak için, seni anlayan ve destekleyen birine ihtiyacın var. Open Subtitles لكي تفعل هذا, أنت تحتاج إلى شخص يفهمك و يقوم بدعمك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more