Bunun doğru olduğunu ikimiz de biliyoruz, sadece duymak istiyorum. | Open Subtitles | هيا نحن نعلم أن هذا صحيح أنا فقط أريد سماعها |
Ve hızın fazileti gereği Bunun doğru olduğunu anlamak önemli. | TED | ومن المهم أن ندرك أن هذا صحيح بخصوص تأثير السرعة وحدها. |
Eğer Bunun doğru olduğunu sanıyorsan gerçekten aynaya bakman gerek. | Open Subtitles | إن اعتقدت أن ذلك صحيح فعليك مراجعة نفسك جيداً |
Bugünden itibaren Bunun doğru olduğunu bilmeni sağlayacak her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | و سأفعل كل ما أستطيعه كل يوم ، من الآن فصاعدا لتعلمي أن هذا حقيقي |
Bunun doğru olduğunu düşünüyorsan tetiği çek. | Open Subtitles | أذا كنـُـت تعتقد بأن هذا صحيح أضغط على الزناد |
Bunun doğru olduğunu farzetsek bile onlara yardım edecek kim vardı ki? | Open Subtitles | لنقل ان هذا صحيح ولكن ايا كان من سيكون معهن سيكون يساعدهن |
Artık Bunun doğru olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | والتلاعب بالجينات الوراثية حسنا ,الآن أرى أن هذا صحيح |
Bunun doğru olduğunu ve senin sayende olduğunu biliyorum ama çok kafa karıştırıcı. | Open Subtitles | وأعلم أن هذا صحيح وأعلم أنه بسببك، لكن، إنّه مُحيّر، |
Pekala, asıl senin bana baba olduğundan çok daha iyi bir baba oldu! Bunun doğru olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه أقرب كأب لي أكثر منك - لا أعتقد أن هذا صحيح - |
Bunun doğru olduğunu sanmıyorum Uyuşturucu. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا صحيح أيتها المخدرات |
Birileri bilgi sızdırıyor. Bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | شخص ما يسرب المعلومات لابد أن هذا صحيح |
Ama yüreğimde Bunun doğru olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنني أعلم في قلبي أن هذا صحيح |
Bu sabahtan sonra Bunun doğru olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | وبعد هذا الصباح، سأقول أن ذلك صحيح. |
Bunun doğru olduğunu nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نعرف أن ذلك صحيح ؟ |
- Sence bu doğru mu? - Hayır. Bunun doğru olduğunu düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أن هذا حقيقي كانيجبأن أخبركبهذاباكرا,أناآسف .. |
Kusura bakmayın ama Doktor Bunun doğru olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، مع كامل الإحترام أيُّها الطبيب لا أعلم أن هذا حقيقي |
Ama mantıken Bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بدا غريبًا أنا... منطقيًا، تعرفين بأن هذا صحيح |
Ve Bunun doğru olduğunu, bana ve kendine itiraf etmeni sağlayacağım. | Open Subtitles | و لسوف أجعلك تعترف لي و لنفسك في المستقبل بأن ذلك صحيح |
Sen neye inanırsan inan, bunun sonunda barış falan yok. Bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لن يوجد سلام بعد كل ما يحدث الان و مهما كان رايك المعارض لي,انت تعلم انها الحقيقة |
- Hayır. Bunun doğru olduğunu sanmıyorum anne. | Open Subtitles | لا ، لا أعتقد أن ذلك صحيحا يا أمي |
Ona bağırana kadar Bunun doğru olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك مدى صحة ذلك كان حتى صرخت في وجهها. |
Kalbinde Bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين في قرارة نفسك أن هذا هو الصواب |
İkimize de hiçbir zaman zarar vermediğini söyledi. Ve Bunun doğru olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | قال إنه ما كان يؤذى أى منا وأعرف أن هذا حقيقى. |
Bunun doğru olduğunu biliyorsun Carol. | Open Subtitles | (تعرفين أن ذلك صواب يا (كارول |
Seni kızdırdığım için üzgünüm Dale, ama Bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنا آسف إن كان هذا يغضبك يا دايل ولكنك تعرف أنها الحقيقة |