| Artık bir önem arz etmiyor ve limandaki herkes bunun farkında. | Open Subtitles | لم يعد في حالة جيدة، والجميع في هذا الميناء يعرف ذلك. |
| Cinsel taciz için kesinlikle var. Çoğu İK departmanı da bunun farkında. | TED | بالتأكيد أنت بحاجة لسياسة بشأن التحرش الجنسي، وأعتقد أن معظم أقسام الموارد البشرية تدرك ذلك. |
| bunun farkında. Sadece bir bahane arıyordu. | Open Subtitles | إنه يعلم ذلك لقد كان يبحث فقط عن مبرر |
| Yalnızca henüz bunun farkında değil. - Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | ـ لكنه لا يعرف هذا بعد ـ كيف يمكنك أن تكون متأكداً؟ |
| bunun farkında olmayabilir, ama yaptığı şey oydu. | Open Subtitles | ربما لاتكون تعرف هذا ولكن هذا ما كانت تفعله |
| Adamı daha yeni duyurduk. Geri dönemeyiz. O da bunun farkında. | Open Subtitles | .عيّنّاه للتوّ لا يمكننا التراجع ، هو يدرك ذلك |
| Uh, ben merak ediyorum, siz bunun farkında mısınız? | Open Subtitles | أ .. أتسائل إن كُنتِ على علم بذلك أو لا. |
| Ama sen bunun farkında değilsin. | Open Subtitles | لكنك لن تفهم ذلك |
| Geçen yaz fena halde fıstıklaştı ve anlaşılan bunun farkında değil çünkü hala seninle konuşuyor, oynaşıyor vesaire. | Open Subtitles | لقد اصبحت مثيرة للغاية نهاية الصيف الماضي وهي من الواضح انها لم تدرك هذا بعد لانها لا تزال تتحدث معك وتغازلك |
| Sanırım ruhunu şeytana sattı ve bunun farkında bile değil. | Open Subtitles | أظنه قد باع روحه لكائن شرير و هو لا يعلم بذلك بعد |
| Sizde hepimizin istediği o şey var ve senden başka herkes bunun farkında. | Open Subtitles | إنّكما تملكان ذلك الأمر الذي نريده جميعًا والجميع يبدو بأنّه يعرف ذلك عداكِ. |
| Babamın iş yapma şekli geride kaldı. O bile bunun farkında. | Open Subtitles | كاى ان عمل والدى سينتهى و حتى هو يعرف ذلك |
| Rommel bunun farkında, bu yüzden askeri araçlarını nehirden geçirmeye çalışacak. | Open Subtitles | و رومل يعرف ذلك و لذا فهو يحاول نصب أسلحته عبر نهر ميرديريت في أيّ مكان قدر المستطاع |
| Ruthie'yi çok sevdiğini biliyorum, fakat o bunun farkında değil gibi. | Open Subtitles | أعرف أنك تحبين " روثى" لكن يبدو أنها لا تدرك ذلك |
| Çünkü bunun farkında olamamış olabilirsin ama ben senin en büyük fanatiklerindenim. | Open Subtitles | لانك ربما لا تدرك ذلك لكني احد اكبر انصارك |
| - Buradaki her polis bunun farkında. - Yine de bana faydası olmadı, değil mi? | Open Subtitles | كل شرطي في هذا المكان يعلم ذلك - هذا لا يساعد، صحيح؟ |
| Açıkçası bunun farkında olmamasına da kırılıyorum. | Open Subtitles | وبصراحة .. مؤلم أنه لا يعلم ذلك |
| Birinin bilmediğini zannedip, bunun farkında olmamak ise bir hatadır. | Open Subtitles | أن لا تعرف وتظن أن الآخر لا يعرف هذا خطأ |
| Sarafine da bunun farkında. | Open Subtitles | سارافين تعرف هذا أيضاً, وتعرف أنه بدون التعويذة |
| Onun sırrımla derin bir ilişkisi var. Lakin bunun farkında değil. | Open Subtitles | إن لديه روابط عميقة بسرّي، إلّا أنّه لا يدرك ذلك. |
| Devlette pek çok hatrı sayılır kişi bunun farkında. | Open Subtitles | 'كثير من الناس المعترف بها في الدولة على علم بذلك. ' |
| bunun farkında mısın bilmiyorum ama ne zaman projeler arasında olsan biraz güvensiz oluyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تدرك هذا ولكن حينما تكون في فترة ما بين تولي المشروعات تميل لأن تصبح مُزعزع الثقة |
| Bu ilk değil son da olmayacak ama şimdi Tanner bunun farkında. | Open Subtitles | أنها ليست المرة الأولى ولن تكون الأخيرة والآن تانر يعلم بذلك |
| Önce nehri geçmelerini sağlamalıyız. Fransızlar bunun farkında. | Open Subtitles | يجب علينا أن نعبر النهر أولا , الفرنسيون يعرفون ذلك |
| bunun farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدركين ذلك ؟ |
| On beş yıldan müebbete hapis. bunun farkında mısın avukat bey? | Open Subtitles | ستسجن لخمسة عشر عاما هل أنت مدرك لذلك ، أيها المستشار؟ |
| Bu insanların hepsi tehlikede ve bunun farkında değiller. | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس في خطر ولا يدركون ذلك حتى |
| Burayı çekip çeviren sensin ve o da bunun farkında. | Open Subtitles | و هو يعلم هذا هذا لايهم،دايفيد،إنه رئيسي |