"burada yaşayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعيش هنا
        
    • يعيشون هنا
        
    • تعيش هنا
        
    • يسكن هنا
        
    • عاش هنا
        
    • عاشت هنا
        
    • تسكن هنا
        
    • عاشوا هنا
        
    • العائشين هنا
        
    • يَعِيشُ هنا
        
    Burada yaşayan her canlı kıyıların düzenine ayak uydurmak zorunda. Open Subtitles كل شيء يعيش هنا يجب ان يمشي على إيقاع الساحل.
    Burada yaşayan her Amerikalı için bir dosya tutuyorlar. Open Subtitles إنهم يحتفظون بملفات عن كل أمريكي يعيش هنا
    Burada yaşayan ikizler tıbbi mantar ve ekstaziyi yasal olarak alabiliyorlar. Open Subtitles التوائم الذين يعيشون هنا يحصلون وبشكل قانوني على الحبوب المنشطه والمخدّره
    Şansıma, Burada yaşayan diğer insanlar da yalnız yaşıyor. Open Subtitles لحسن الحظ، القوم الآخرين الذين يعيشون هنا أيضا يعيشون لوحدهم
    Burada yaşayan Siren'i* ben öldürdüm. Bu yüzden göl kurudu. Open Subtitles حوريّة البحر التي كانت تعيش هنا قتلتُها، لذلك جفّت البحيرة
    Ben Jessé'yim. Bu mektup daha önce Burada yaşayan Jesus için. Open Subtitles اسمي [جيسي], والرساله تم ارسالها الى [جيسوس] الذي كان يسكن هنا
    çünkü hepimizin 200,000 yıl önce Burada yaşayan biriyle akrabalığı var. Open Subtitles لأننا جميعا ذوي صلة بشخص ما عاش هنا قبل 200،000 سنة.
    Belki Burada yaşayan biridir ve Anahtarıda olabilir.. Open Subtitles إضافة إلى، من هو كان قد يعيش هنا. لربما حتى قفل.
    Burada yaşayan herkesi kutsamanı ve onlara nimetlerinden zenginlik getirmeni istiyoruz. Open Subtitles من أجل مباركه كل من يعيش هنا وأجلب لهم الخير من كل الثمار
    Burada yaşayan kişi benim arkadaşımdı. Onun bilgisayarına ihtiyacım var. Open Subtitles الرجل الذى كان يعيش هنا صديقى أريد كمبيوتره
    Burada yaşayan hayvanları görebilmek oldukça zordur, sanki görünmez olmuşlardır. Open Subtitles و من يعيش هنا يصعب للغاية اكتشافهم إنهم كالأشباح
    Affedersiniz. Daha önce Burada yaşayan bir adam vardı. Kaçırılan küçük de bir oğlu vardı. Open Subtitles اعذرني، كان هنالك رجلاً يعيش هنا كان لديه ولداً والذي اختطف
    Malesef şehre yaklaştıkça, Burada yaşayan o kadar çok insanı etkileyebilirler. Open Subtitles و للأسف ، فكلما كانوا أقرب إلى المدينة كلما قد تؤثر على الناس الذين يعيشون هنا
    Artık Burada yaşayan 4400'ler, benim için paspasın altına anahtar bıraktılar. Open Subtitles من الذين يعيشون هنا الآن من الـ4400 تركوا مفتاح لى تحت الحصيرة
    Burada yaşayan bir çok insan bu tür şeylerden uzak dururlar. Open Subtitles معظم الناس الذين يعيشون هنا يندفعون من شيء لآخر
    Ama aslında 40 yıl öncesine kadar Burada yaşayan insanlar varmış. Open Subtitles لكن في الواقع البَشَر‏ كانوا يعيشون هنا قبل 40 سنة.
    Bunun tek sebebi... Burada yaşayan bitki ve hayvanların yoğunluğu değil. Open Subtitles و هو ليس فقط بسبب كَثَافَة النباتات والحيوانات التي تعيش هنا.
    Burada yaşayan bir bayan mı diyorsun? Hayır. Open Subtitles ماذا تعني, امرأة تعيش هنا, لا انا اعيش وحدي
    Burada yaşayan canlılar çok maharetli olmak zorunda. Open Subtitles على المخلوقات التي تعيش هنا أن تكون واسعة الحيلة.
    Anlamıyorum. Burada yaşayan adam bir yıl önce öldürüldü. Open Subtitles لا أستوعب هذا ، من كان يسكن هنا مات منذ سنه
    600 yıl kadar önce Burada yaşayan bir Kızılderili kabilesi vardı. Open Subtitles كان هناك قبيلة الهنود التي عاش هنا قبل أكثر من 600 سنة.
    Burada yaşayan ve her şeyi görüp deliren kızı? Open Subtitles والفتاة المجنونة التي عاشت هنا والتي رأت كل شيء ؟
    Burada yaşayan küçük kız, kendimi daha iyi hissetmemi sağladı. Open Subtitles الفتاة الصغيرة التي تسكن هنا غيّرت رأيي حول المسألة كلها
    Burada yaşayan insanların çoğunluğu; ya kıyı köylerde balıkçılık yaparak yaşıyorlardı, ya da göçebelerdi, çevrede su bulabilmek için dolaşıyorlardı. TED معظم الناس الذين عاشوا هنا سواء على الساحل او في القرى او صيد الاسماك او البدو الذين يتنقلون في الجوار بحثا عن الماء.
    Bak, yanınızda pek sözüm geçmiyor olabilir ama hâlâ şerif benim ve hâlâ Burada yaşayan kişileri temsil ediyorum. Open Subtitles -أنصت . لعلّي لا أمثل لكم أهميّة كبيرة، لكنّي ما زلت المأمورة وإنّي ما زلت ممثلة البشر العائشين هنا.
    Burada yaşayan bir kadını izliyorduk Mrs. Willowby. Open Subtitles نعم، نحن نُراقبُ الإمرأةَ ذلك يَعِيشُ هنا , a السّيدة Willowby.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more