Benim bir ordumu oluşturuyorlar, arkamda gördüğünüz boyutlarda heykeller Buradalar, bunlar benim hayatım, gerçekten. | TED | إنه يحتوي على جيش مني ومنحوتات بالحجم الطبيعي كما ترون من خلفي إنهم هنا إنهم حقاً حياتي |
Buradalar ve de orada Pembe filler heryerde | Open Subtitles | إنهم هنا وهناك الأفيال القرنفلية فى كل مكان |
Buradalar. İnsanlar. Şimdi tam zamanı. | Open Subtitles | انهم هنا الآن,هؤلاء القوم, لقد حان الوقت الآن |
Çünkü sırf Buradalar diye yaptıkları şeyler artık yanlış olmuyor. | Open Subtitles | ولكن لمجرد هم هنا يجعل من لا خطأ بعد الآن. |
Kardeşlerim. Delen Ayı, Küçük Geyik ve Mısır Kadın. Sanırım Buradalar. | Open Subtitles | "أخواتي "الدب الحفار"و الآيل الصغير" و "المرأة الذرة أعتقد أنهم هنا |
Buradalar, şu cehennemde ve hiçbir çıkış yok. | Open Subtitles | إنّهم هنا فوق التل هناك بدون طريقة للخروج |
Öteki iki adama sorun. Yarım saattir Buradalar. | Open Subtitles | اسأل الرجلين الآخرين إنهم هنا منذ نصف ساعة |
Şimdi Buradalar. Ya biz onları öldürürüz ya da onlar bizi. O kadar. | Open Subtitles | إنهم هنا ، إما أن نقتلهم أو يقتلوننا ، هذا كل شىء |
Cesedi morg doktoruna götürmek için Buradalar. | Open Subtitles | إنهم هنا لنقل الجثمان إلى مكتب الفحص الطبي |
Ona ne olduğunu öğrenmek için Buradalar ve hepinizden, tüm sorularına en iyi şekilde cevap vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | إنهم هنا لمعرفة ماذا حصل له و أريد منكم جميعاً الإجابة عن أيّ أسئلة يطرحونها عليكم بأفضل ما يمكنكم |
Siyah giyinenler, beni yakalamak için Buradalar. | Open Subtitles | هؤلاء ذو اللباس الأسود, إنهم هنا ليمسكوني |
Buradalar, oradalar, tahmin etmek imkansız. | Open Subtitles | انهم هنا ، وانهم هناك ، من المستحيل التنبؤ |
- Daniel, geldiler, Buradalar! | Open Subtitles | دانيال, انهم هم.. انهم هنا بيتي, اخرجي من هناك.. |
Onlar sadece kaçaklara bir ders olsun diye Buradalar. | Open Subtitles | انهم هنا لمساعدتي في اعطاء عبرة لهؤلاء المنشقين |
o halde FBI, düşündüğümden daha kötü durumda demektir. İşte Buradalar. | Open Subtitles | أذن اذا الأتحاد الفيدرالي اسوء مما كنت أعتقد ها هم هنا |
Adamlar savaşmak için Buradalar ve bunu yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | الرجال يريدون فرصه ليؤدوا ما هم هنا لأجله |
Bence Buradalar. İhtiyacımızdan fazla yemek getiriyorsun. | Open Subtitles | أنهم هنا ، فأنت تحضر طعام أكثر من اللازم |
Dinle. Ridge Uydusu için Buradalar. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أنصِت، إنّهم هنا في محطّة البث الفضائيّ عند المرتفع الجبليّ، أتسمعني؟ |
Bak, Buradalar ve seni arıyorlar. - Aileni de kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد وصلوا وهم يبحثون عنك الآن لقد إختطفوا عائلتك |
Düşmanımız olarak gördüğümüz ve burada yaşamak isteyen o insanlar bugün Buradalar. | Open Subtitles | أناسٌ كنا نراهم أعداءاً بالأمس وها قد أتوا ليعيشوا بيننا اليوم |
Dört senedir öyle yapmaya çalışıyoruz. Hâlâ Buradalar. | Open Subtitles | حاولنا القيام بذلك لأربع سنوات، وما يزالون موجودين. |
Buradalar, her gün daha da iyi hale geliyorlar. | TED | إنهم موجودون هنا, يصيرون أفضل وأفضل كل يوم |
- Evet, efendim. Buradalar. - Bana işaret edebilir misiniz, lütfen? | Open Subtitles | ــ نعم يا سيدي، إنهما هنا ــ هلا أشرتِ إليهما من فضلِك؟ |
Evet, evet! Buradalar! | Open Subtitles | نعم, نعم, نعم إنهم هُنا, إنهم في منزلي |
Aşamaların tamamı fotoğrafta görüntülenemez, ama onların aura'ları sahnelenebilir, işte Buradalar. | TED | لم يكن بإمكانهم جميعاً الظهور على المسرح ، ولكننا سنقدّم هالتهم هنا على المسرح ، هاهم. |
Ruslar bizi tek parça halinde ele geçirmek istiyorlar, bu yüzden Buradalar. | Open Subtitles | الروس بحاجة لاحتلالنا في قطعة واحدة، وهذا هو السبب في وجودهم هنا |
Bak ne diyeceğim, konuklarımız uzun zamandır Buradalar. | Open Subtitles | اسمع هذا, ضيفينا موجودان هنا منذ بعض الوقت |