"buradaymış" - Translation from Turkish to Arabic

    • كان هنا
        
    • كانت هنا
        
    • هاهي
        
    • هنا هو
        
    • كَانَ هنا
        
    • كانت هُنا
        
    • ظلّ هنا
        
    • بالتأكيد هنا
        
    Dava dosyasına göre Harry Grey buradaymış. Open Subtitles تقرير التعقب يخبرني بأن هاري جراي كان هنا.
    İçlerinden biri geçen gün bir iş için buradaymış... seni siyahlara yiyecek satarken görmüş. Open Subtitles واحد منهم كان هنا قبل بضعة أيام من أجل شيء رآك تبيعين الطعام للملونين
    Olabileceği bir sürü yer varken, o buradaymış. Open Subtitles من كل الأماكن التى يمكن الذهاب إليها كان هنا
    Bu onun olmayabilir.Bu araba çok eskiden beri buradaymış gibi Mmm,Sanmıyorum. Open Subtitles لايمكن ان تكون له هذه السيارة كانت هنا الى الابد لا اعتقد هذا
    Tık-tık. Göz kamaştırıcı gelinimiz de buradaymış. Gelinliğin harika. Open Subtitles دق-دق، هاهي العروس الفاتنة، فستانك جميل.
    Baban buradaymış. Kafalarından yine gençlik emmiş. Open Subtitles والدك كان هنا كان يمتص الشباب من رأسهم مجدداً
    buradaymış. Bu sabah 3:30 civarında. Bunu görebiliyorum. Open Subtitles هو كان هنا الساعه الثالثه والنصف هذا الصباح
    Chilton bir bahanesi var.Pazartesi gecesi buradaymış. 294 sayı yapmış. Open Subtitles ـ ياسيد مونك نحتاج للتحدث ـ ناتالي انظري الى هذه تشيلتن عنده عذر كان هنا ليلة الاثنين
    Hayır. Ama onun donanmasından. Baba buradaymış. Open Subtitles لا لاكن جزء من الأسطول كان هنا, أبي كان هنا
    Birkaç hafta önce buradaymış, yine uğradı mı? Open Subtitles نعرف بأنه كان هنا منذ عدة أسابيع، هل عاد ؟
    Uzun süredir buradaymış. Kiler yemek dolu. Open Subtitles كان هنا منذ البداية المخزن ممتليء بالطعام
    Uh, Duyduğumuz kadarıyla, şey, Milly Banks buradaymış. Open Subtitles اه , قيل لنا , اه , ميلي البنوك كان هنا.
    "Ve bunca zaman buradaymış, Filey Road, Cardiff' te. Çok önemli gizli işini yapıyormuş." Open Subtitles لكنه كان هنا طيلة الوقت يقوم بعمله الهام والسري في شارع فايلي بكارديف
    - Hayır. Hayır, ama buradaymış. Open Subtitles لكنه كان هنا كان هنا في محطة الحافلات تلك
    E- posta kayıtlarına göre dün gece buradaymış. Open Subtitles سجلات بريدها تقول إنها كانت هنا ليلة أمس
    buradaymış. Emin misiniz? Open Subtitles من فضلك أُنظر جيدا كانت هنا هل أنت متأكد ؟
    Çöl çiçeğim buradaymış. Open Subtitles هاهي زهرتي الصحراوية
    - Muhteşem torunum da buradaymış. - Büyükanne. Open Subtitles هاهي حفيدتي الرائعه
    İşe bakın buradaymış. Open Subtitles أوه، أنظر، هنا هو.
    Sabah buradaymış, tromboz. Open Subtitles يَقُولُ أنه كَانَ هنا اليوم مَع تخثّر في الدم
    - Dün gece saat 22.00 civarı buradaymış. - Ben de buradaydım. Onu görmedim. Open Subtitles ـ كانت هُنا عند الساعة 10 مساءً، البارحة ـ لقد كنتُ هنا إذاً، لكني لم أراها
    Bu pruva kaç yıldır buradaymış? Rıhtımda sekiz yıl mı kalmış? Open Subtitles يبدو أنه ظلّ هنا على رصيف الميناء لثمانية أعوام.
    Kesinlikle buradaymış Umalım da hala burada olsun. Open Subtitles هو بالتأكيد هنا دعنا نأمل أنه ما زال هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more