"buraya gelip" - Translation from Turkish to Arabic

    • تأتي إلى هنا
        
    • تأتي هنا
        
    • القدوم إلى هنا
        
    • القدوم هنا
        
    • المجيء هنا
        
    • يأتي هنا
        
    • تأتي الى هنا
        
    • آتي إلى هنا
        
    • يأتي إلى هنا
        
    • المجيء إلى هنا
        
    • أتيت هنا
        
    • آتي هنا
        
    • تأتي لهنا
        
    • يأتون هنا
        
    • جئت هنا
        
    Ah tanrım, Hal. buraya gelip şu lanet herife bir bak. Open Subtitles يا اللهي، هال يجب أن تأتي إلى هنا وتنظر لهذه القمامة
    Saatlerce çalışıyorum ve sen buraya gelip ev sahipliğimi mi eleştiriyorsun? Open Subtitles انااعمل طول الوقت ، وانت تأتي هنا لتنتقد أعمالي المنزلية ؟
    Eğer siktiğimin bir komünizm partizanıysan ve Amerikan ordusunun buraya gelip seni öldürmesini... istemiyorsan, yapacağın ilk şey ne olurdu? Open Subtitles إذا كنت آسيوي متعاطفٌ مع الشيوعية ولا تريد من الجيش الأمريكي القدوم إلى هنا وقتلك, ما أول شيء سوف تفعله؟
    Ciddiyim. buraya gelip onları almamı istedi biliyorsun, yanıma taşınıyor. Open Subtitles على محمل الجد لقد طلبت مني القدوم هنا و إحظارها
    buraya gelip bu işle ilgilenir misin diye sormak istedim. Open Subtitles ففكرت في المجيء هنا وارى هل انت لازلت مهتمة بذلك
    En başta öyleydi, şimdi bir hastane gizemi olduğu için, tüm hıyarlar, buraya gelip, fikir beyan etmek isteyeceklerdir. Open Subtitles سابقاً, لكن الآن أصبحت الحالة الغامضة للمستشفى, كل وغد في المستشفى يريد أن يأتي هنا و سنعطيهم سنتاتهم بالتساوي
    O yüzden sakın buraya gelip beni yargılamaya kalkma, tamam mı? Open Subtitles لا أرجوك لا تأتي الى هنا كي تصدري أحكاما علي.. اتفقنا؟
    buraya gelip konuşmak kolay mı sanıyorsun? Open Subtitles هل تظن أنه من السهل علي أن آتي إلى هنا و التحدث معك؟
    buraya gelip sormaya karar verdin, çünkü hiç hayır demiyorum. Open Subtitles وإعتقدتِ بأن تأتي إلى هنا وتطلبيه لأنني لا أرفض أبداً
    Ama ne kadar paranız olursa olsun buraya gelip birlikte çalıştığım insanların önünde beni küçük görmeye hakkınız yok. Open Subtitles ولكن كل أموالك لا تعطيك الحق في أن تأتي إلى هنا و وتشوهي سمعتي أمام الأشخاص الذين أعمل معهم
    Sana sadece buraya gelip bana bu söylemedin sanırım, değil mi? Open Subtitles أظن انك لم تأتي إلى هنا لتخبرني بهذا فقط, أليس كذلك؟
    buraya gelip, söyleyeceğini söyledin ama bu arada yemeğimi böldün. Open Subtitles والآن تأتي هنا وتقول مايجب عليك قوله وتقطع تناول وجبتي
    Ara sıra buraya gelip ev yemeği yemelisiniz. Open Subtitles من الأفضل أن تأتي هنا من حين لآخر لتأكل طعاما منزليا
    Şey, komutanım buraya gelip bize hakaret etmeniz gerekmez. Open Subtitles ليس هناك سبب يجعلك تأتي هنا وتسبنا يا سيدي
    Bak, buraya gelip bana söylediğin şeyi söyleyerek benden hiçbir şey değişmemiş gibi davranmamı bekleyemezsin. Open Subtitles اسمعي، لا يمكنكِ القدوم إلى هنا وإخباري بما قلتِه قبل قليل و التوقّع منّي بأن أتصرف وكأنه لم يتغيّر شيئاً
    buraya gelip, imparatora hizmetimde iyi şanslar dileyerek... beni ve annemi onurlandırıyorsunuz. Open Subtitles اسديت لي ولأمي شرفا عظيما عبر القدوم هنا.. وتمنيكم لي بالسلامة خلال أداء خدمتي للامبراطور
    Fakat şunu bilmelisin ki, buraya gelip, benim için çalışmasını... Open Subtitles حسناً, ولكن عليك المعرفة بأنني لم أطلب منه المجيء هنا
    Hiç değilse Tony buraya gelip ailemin işlerine burnunu sokmuyor. Open Subtitles على الأقل توني لا يأتي هنا ويتدخل في شؤون عائلتي
    buraya gelip, size ve bahtsız dostunuza yardım etmeleri için yetkililere haber verdim. Open Subtitles أنا أيضاً أتصلت بالسلطات حتى تأتي الى هنا لتساعدك مع صديقك الغير محظوظ
    buraya gelip,size bakmak için herşeyimden vazgeçtim,anlıyor musun? Open Subtitles لقد ضحير بكل شيء لكي آتي إلى هنا و أعتني بك ، حسناً ؟
    Bir çiftlik çocuğunun buraya gelip beni suçlamasına minnettar kalmadım. Open Subtitles لا أقدر فتى مزارع يأتي إلى هنا لكي يتهمني بجريمة
    -Siz çocuklar buraya gelip -bütün bu güzel seyleri çalabileceginizi mi sandiniz? Open Subtitles هل ظننتما أنه بوسعكم المجيء إلى هنا وسرقة كل هذه الأغراض الجميلة؟
    Bugün buraya gelip sana, asla benim affımı alamayacağını söylemeye geldim. Open Subtitles أتيت هنا اليوم لأقول أنك لن تجد المسامحه أبدا من طرفي
    Ya evde uyanık kalmakla kendimi kandıracaktım ya da buraya gelip, bir şeyleri çözmeye çalışacaktım. Open Subtitles نعم. فكرت أنّ بإمكاني الاستلقاء بالسرير مستيقظاً أو آتي هنا وأحاول فهم هذا الأمر
    buraya gelip, yeni havuzumda bana saygısızlık etmen hiç hoş değil. Open Subtitles أنا لا أقدر أن تأتي لهنا وتقلل إحترامي في بركتي الجديدة
    Bütün gün buraya gelip Points'teki asayişten şikayet eden.. Open Subtitles لا أستطيع أن أحصل على أيام عمل منتهية للمواطنين الذين يأتون هنا
    Sen, katliamdan hemen sonra buraya gelip krallığın uyumunu altüst edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles لقد جئت هنا, ممتنعاً عن قتل بعض السُمر الفارين وتظن بأنك قادر على إفساد تناغم مملكتنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more