"burkulmuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • التواء
        
    • إلتواء
        
    • لويت
        
    • ملتوي
        
    • ملتوية
        
    Ama tekerlek yana doğru dönüyor fare kör ve ayak bileği çok kötü bir şekilde burkulmuş. Open Subtitles ما عدا ان عجلة القيادة تدور جانبياً و الفأر أعمى و لها التواء سيء في الكاحل
    Tabii ki acıyor gerizekalı! Çünkü burkulmuş. Open Subtitles يا أحمق بالتأكيد يؤلمني إنه التواء في الرسغ
    Çünkü 911'i arayacaksın, burkulmuş bir bilek için itfaiye ve cerrahi ekip gönderecekler. Open Subtitles لأنك سوف تتصلين ب 911 و هم سوف يرسلون سيارة الإطفاء و فريق جراحي من أجل إلتواء في الكاحل
    Ama kötü burkulmuş. Üzerine basmamalısınız. Open Subtitles لكن لديها إلتواء سئ لا يجب أن تمشي
    Yok bir şey, boynum burkulmuş. Hemen geliyorum. Sen sofrayı hazırla. Open Subtitles اوه لاشيء لقد لويت رقبتي فقط ساعود حالا بينما تسخنين الطعام
    Yok bir şey, boynum burkulmuş. Open Subtitles اولا شيء لقد لويت رقبتي فقط
    Bir geceliğine beynini durdurusun, ve ertesi gün uyandığında tek sahip olduğun şey, kötü bir baş ağrısı,burkulmuş bir bilek ve bir ananastır... Open Subtitles توقف دماغك ليلة واحده و كل ما يتبفى لك في اليوم التالي هو صداع الكحول السيء و كاحل ملتوي
    Sol kolum kırılmış, sol ayağım da burkulmuş. Open Subtitles ذراعي اليسار مكسورة وقدمي اليسار ملتوية
    Sağ bilek kötü burkulmuş. Open Subtitles فلديك التواء في معصمك الأيمن
    Sadece burkulmuş. Open Subtitles انه مجرد التواء
    burkulmuş bilek tedavi ediyorum. Open Subtitles لا يمكن تجاهل رئيس التواء
    burkulmuş gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنه التواء فقط
    Birinin ayak bileği burkulmuş, çok mühim bir şey değil. Open Subtitles ، إلتواء في الكاحل . لا ضرر كبيرٌ جداً
    Doktor da kolu burkulmuş diyor. Open Subtitles الدكتور يقول بأن لديها إلتواء في المعصم
    Jalil'i bileği burkulmuş halde yerde yatarken bulduk. Open Subtitles لقد وجدنا " جليل " على الأرض يعاني من إلتواء في الكاحل
    burkulmuş da olabilir kırılmış da. Open Subtitles سوف نأخذ (ليام) إلى المستشفى. ربما يكون إلتواء بسيط أو قد يكون كسراً.
    Çok fena burkulmuş. Open Subtitles لقد لويت بطريقه سيئه
    Düştüğünüzü gördüm ve bileğinizin burkulmuş olabileceğini düşündüm. Open Subtitles وأظنك قد لويت كاحلك
    burkulmuş bir bilekle üç kilometre yürüdüm. Open Subtitles لقد جئت مشياً مسافة ميلين بكاحل ملتوي وماذا فهمتي من أتركي محرك السيارة يعمل
    İnsanın üzerinde çok baskı yaratıyor. İyi haber, ne burkulmuş ne kırılmış. Open Subtitles لذا فإن الخبر السار هو أن إصبعك غير ملتوي ولا منكسر.
    Bilekleri burkulmuş, alnına beş dikiş atıldı. Open Subtitles معصم ملتوي,خمس غرزات في الجبهة
    Şimdi iyi, burkulmuş sadece. - Oldu mu? Open Subtitles لا بأس , إنها ملتوية فقط هيا إذهب
    Sadece bileği burkulmuş. Open Subtitles بل ساقها ملتوية, حسناً؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more