"buzların" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجليد
        
    gerçekten harika buzların yanında , bu mağaraların içinde başka ne var? TED إضافة إلى الجليد البارد جدّا، ما الذي كان هناك أيضا داخل الكهوف؟
    Sualtı hava akımları buzların zayıflamasına, dengesizleşmesine ve sürekli yer değiştirmesine neden oluyor. Open Subtitles الشقوق السفلية قد زادت من تهشم الجليد و عدم ثباته و تغيره الدائم
    Buz tavan mavi ve yeşil parlıyordu çünkü güneş çok yukarıdan buzların üzerine doğru geliyor ve hepsini aydınlatıyordu. TED كان الجليد بالسقف يعكس لمعانا أزرق و أخضر لأنّ أشعة الشمس القادمة من فوق من بعيد كان تشعّ من خلال الجليد و تضيؤه كلّه.
    kargalar balıkçıların ağları buzların içine salmasını bekliyorlar. Ve balıkçılar uzaklaştığı zaman, TED تنتظر الغربان من صائد الأسماك أن يتركوا ثقوباً في الجليد وعندما يغادر الصياد،
    Kıtanın üzerinden uçarken buzların tersine yolculuğunu görebilirsiniz. Open Subtitles عندما تحلّق فوق القارة فإنك ترى رحلة الجليد في الاتجاه المعاكس.
    Bu çok utanç verici birşey. Sadece arkadaşlarınla takılacağını söylemiştin. Arkamı döndüm ve sen buzların üzerindeydin. Open Subtitles قلت إنك ستخرجين مع أصدقائك فقط فأدير ظهري وأجدك على الجليد
    İnceleme için tüm buzların çözülmesi mi gerekiyor? Open Subtitles هل يجب أن نذوب الجليد تماما لتفحصيها؟ لا.
    Toprak üzerindeki kar eriyor olabilir, ancak denizdeki buzların erimesine daha zaman var. Open Subtitles قد يختفي الجليد حالياً من الأرض لكن لم يذب ثلج البحر بعد
    buzların kırılmasıyla, kutup ayısının yaklaşması bile zor. Open Subtitles بعدما تفرّقت صفائح الجليد لا يستطيع الدبّ حتى الاقتراب منها
    Onlar artık zombi ayılar aşırı sıcaklamış, aç buzların dönüşüne özlem duyan. Open Subtitles ..إنها دببة شبه ميّتة ..تعاني من فرط الحرارة، و جائعة و متلهّفة لرؤية الجليد مجددًا
    Yani eğer benimle o içkiyi içmezsen otel odamdaki buzların israf olacağı anlamına geliyor. Open Subtitles ما يعني أن الجليد في غرفتي بالفندق ستذهب سدى إلا إذا كان لديك هذا الشراب معي
    Ama belli ki, buzların arkasındaki Karanlık Reyon'da kanıtlar varmış. Open Subtitles ولكن على مايبدو ان هناك دليل في الجناح المظلم لما وراء الجليد
    Altı yedi yaşlarımdayken dedem bana Kuzey ve Güney Kutbu'ndaki buzların eriyeceğini anlatırdı. Open Subtitles أخبرني جدي عن ذوبان الجليد مستقبلًا بالقطب الجنوبي
    Çünkü size şunu söyleyebilirim ki, buzların umrunda değil. TED لأني أعلمكم أن الجليد لا يهتم.
    Balığa çıktığımızda, buzullardan kırılıp, denize düşen ... buzların çıkardığı sesleri duyardık. Open Subtitles سمعت عندما ذهبنا الصيد... صوت صدى للكسر الجليد في الأنهار الجليدية , الذي سقط في البحر.
    buzların çözülmesini sağlayacak, ihtiyacımız olan tek kişi sensin. Open Subtitles أنتَ الشخص المناسب لإذابة الجليد
    Ve kırılan buzların yarattığı basınç sonucu kırıldı. Open Subtitles و تحت الضغط و الجليد ... تكسرت السفينة أخيراً
    buzların kapanması endişesi var hala. Open Subtitles لا تزال هناك مخاوف من تكون الجليد مجددا
    Bunlar toprağın hayvanları, buzların değil. Open Subtitles حيوانات الأرض ليست مثل حيوانات الجليد
    Burada kalırsanız buzların üstünde sadece kanınız kalacak zaten. Open Subtitles بل دماؤكم على الجليد هي كل ما سيتبقّى...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more