gerçekten harika buzların yanında , bu mağaraların içinde başka ne var? | TED | إضافة إلى الجليد البارد جدّا، ما الذي كان هناك أيضا داخل الكهوف؟ |
Sualtı hava akımları buzların zayıflamasına, dengesizleşmesine ve sürekli yer değiştirmesine neden oluyor. | Open Subtitles | الشقوق السفلية قد زادت من تهشم الجليد و عدم ثباته و تغيره الدائم |
Buz tavan mavi ve yeşil parlıyordu çünkü güneş çok yukarıdan buzların üzerine doğru geliyor ve hepsini aydınlatıyordu. | TED | كان الجليد بالسقف يعكس لمعانا أزرق و أخضر لأنّ أشعة الشمس القادمة من فوق من بعيد كان تشعّ من خلال الجليد و تضيؤه كلّه. |
kargalar balıkçıların ağları buzların içine salmasını bekliyorlar. Ve balıkçılar uzaklaştığı zaman, | TED | تنتظر الغربان من صائد الأسماك أن يتركوا ثقوباً في الجليد وعندما يغادر الصياد، |
Kıtanın üzerinden uçarken buzların tersine yolculuğunu görebilirsiniz. | Open Subtitles | عندما تحلّق فوق القارة فإنك ترى رحلة الجليد في الاتجاه المعاكس. |
Bu çok utanç verici birşey. Sadece arkadaşlarınla takılacağını söylemiştin. Arkamı döndüm ve sen buzların üzerindeydin. | Open Subtitles | قلت إنك ستخرجين مع أصدقائك فقط فأدير ظهري وأجدك على الجليد |
İnceleme için tüm buzların çözülmesi mi gerekiyor? | Open Subtitles | هل يجب أن نذوب الجليد تماما لتفحصيها؟ لا. |
Toprak üzerindeki kar eriyor olabilir, ancak denizdeki buzların erimesine daha zaman var. | Open Subtitles | قد يختفي الجليد حالياً من الأرض لكن لم يذب ثلج البحر بعد |
buzların kırılmasıyla, kutup ayısının yaklaşması bile zor. | Open Subtitles | بعدما تفرّقت صفائح الجليد لا يستطيع الدبّ حتى الاقتراب منها |
Onlar artık zombi ayılar aşırı sıcaklamış, aç buzların dönüşüne özlem duyan. | Open Subtitles | ..إنها دببة شبه ميّتة ..تعاني من فرط الحرارة، و جائعة و متلهّفة لرؤية الجليد مجددًا |
Yani eğer benimle o içkiyi içmezsen otel odamdaki buzların israf olacağı anlamına geliyor. | Open Subtitles | ما يعني أن الجليد في غرفتي بالفندق ستذهب سدى إلا إذا كان لديك هذا الشراب معي |
Ama belli ki, buzların arkasındaki Karanlık Reyon'da kanıtlar varmış. | Open Subtitles | ولكن على مايبدو ان هناك دليل في الجناح المظلم لما وراء الجليد |
Altı yedi yaşlarımdayken dedem bana Kuzey ve Güney Kutbu'ndaki buzların eriyeceğini anlatırdı. | Open Subtitles | أخبرني جدي عن ذوبان الجليد مستقبلًا بالقطب الجنوبي |
Çünkü size şunu söyleyebilirim ki, buzların umrunda değil. | TED | لأني أعلمكم أن الجليد لا يهتم. |
Balığa çıktığımızda, buzullardan kırılıp, denize düşen ... buzların çıkardığı sesleri duyardık. | Open Subtitles | سمعت عندما ذهبنا الصيد... صوت صدى للكسر الجليد في الأنهار الجليدية , الذي سقط في البحر. |
buzların çözülmesini sağlayacak, ihtiyacımız olan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتَ الشخص المناسب لإذابة الجليد |
Ve kırılan buzların yarattığı basınç sonucu kırıldı. | Open Subtitles | و تحت الضغط و الجليد ... تكسرت السفينة أخيراً |
buzların kapanması endişesi var hala. | Open Subtitles | لا تزال هناك مخاوف من تكون الجليد مجددا |
Bunlar toprağın hayvanları, buzların değil. | Open Subtitles | حيوانات الأرض ليست مثل حيوانات الجليد |
Burada kalırsanız buzların üstünde sadece kanınız kalacak zaten. | Open Subtitles | بل دماؤكم على الجليد هي كل ما سيتبقّى... |