Hiç düşünmeden cırcır böceğinin peşine düşerler. Sanırım cır cır ötmeleri sinirlerine dokunuyor. | Open Subtitles | إنهم يلاحقون الصراصير أياً كانوا جوعانين أم لا أظن أن صوت الزقزقة تزعجهم. |
cırcır böcekleri ötüyor, ve çok yorulan insanlar dinlenerek kendine geliyorlar. | Open Subtitles | تغني الصراصير و الرجل يشعر بهذا بجهد كبير يعيد نفسه براحة |
Biliyor musun baba... dişi cırcır böceklerini etkilemek için ötermiş. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أَبّ، كَانتْ أنت مدرك الذي الكريكت الذكر يُزقزقُ لكي يَجْذبَ الكريكت النسائي؟ |
cırcır böceği dostum, benim yüzümden çok üzülecek. | Open Subtitles | إن (جيمني ذا كريكيت) سيكون مستاءا مني يا رجل |
cırcır ile düşünceleriniz direkt olarak internete aksın. | Open Subtitles | اذهب مباشرة من أفكارك ''إلى الإنترنت عن طريق ''شيتر |
cırcır böceği. | Open Subtitles | إنها الصرّار |
Kulaklarımdaki hevesle ailenin sohbetini, gülüşünü, rüzgarın ulamasını ve hatta cırcır böceğinin cıvıldamasını duyardım. | TED | بأذان حريصة كنتُ أستمع إلى ثرثرة العائلة وضحكاتهم وعواء الرياح وحتى نقيق الصراصير |
Tragerlar'ın evinin duvarları ortadan kalktıkça Amanda'nın evine giden yoldaki cırcır böceklerinin senfonisini duyabiliyordum. | Open Subtitles | لاكن قريبا ً ستختفي جدران بيت تريغر أستطيع سماع سمفونية خطوات الصراصير كل الطرق تؤدي إلى بيت أماندا |
Son iki haftadır mangalda timsah ve cırcır böcekleri hakkında konuşup duruyorsun. | Open Subtitles | لقد تكلمت كثيرا عن حفلات الشواء وعن الصراصير |
lanet böcek cırcır ötmeye başlıyor. | Open Subtitles | كما أنا أَبْدأُ بالغَفوة مِنْ، الكريكت يَبْدأُ stridulating ثانيةً. |
Evet, bu cırcır böceği şanslı! | Open Subtitles | نعم، هذا الكريكت محظوظة |
Ve ben cırcır böceğiyle uğraşamam. | Open Subtitles | (وأنا لا يمكنني العبث مع (جيمني ذا كريكيت (جيمني ذا كريكيت شخصية كرتونية) |
Oradan da cırcır'daki herkese gidiyor. Evet. | Open Subtitles | . ''وبعدها إلى كلّ واحد على ''شيتر . أجل |
- cırcır böceği! cırcır böceği! - Gitmemiz gerek. | Open Subtitles | كريكت ، كريكت علينا التحرك شرطة بوسطن أوه ، لا ، لا ، هيا |
Aslına bakarsan son zamanlarda hiç cırcır böceği sesi duymadım. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا مَا سَمعتُ أيّ صراصير مؤخراً، الآن بأنّك تَذْكرُه. |
cırcır böceklerimi aldılar. | Open Subtitles | لقد تخلوا عن صراصيري |
Örnek olarak cırcır böceği ve çekirgelerle akraba olan katididleri ele alalım. | TED | على سبيل المثال، في الجنادب وهي قريبة لصراصير الليل والجراد النطاط |
Ben çekirge olurum, sen de cırcır böceği sevgilim olursun. | Open Subtitles | أنا سأتنكر في هيئة جُندب وأنت يمكن أن تكون صديقتي الجدجد |
Beni tek anlayan sensin Cırcır:) | Open Subtitles | أنت واحد فقط الذي يفهمني ، السقسقة - السقسقة. |
Ama, rüzgar ılık eserken ve cırcır böcekleri öterken zamanı durduran bir aşkı düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن أحياناً , عندما تهب نسمة دافئة أو يغني الزيز أحلم بحب يضعف القدر أمامه ويبقى صامداً |
Daha çok yabanarısının bir uzantısıdır. Tıpkı cırcır böceğinin at kılı solucanının uzantısı olduğu gibi. | TED | إنه يمثل توسعًا للدبور، كما كان صرصور الليل يمثل توسعًا للدودة المعقدة جدًا. |