"cam bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • زجاجي
        
    • زجاجية
        
    • زجاجيّ
        
    • زجاجيّة
        
    Zamanımın çoğunu cam bir odanın içinde çalışarak, sakince geçiririm. Open Subtitles أعمل معظم الأحيان في مختبر زجاجي ضيّق، وأحيا حياة هادئة
    Tam anlamıyla sevgi dolu hayranlarının üstünde dalgalanan plastik cam bir güvertenin üstündeydi. Yukarıdaki İsa'yı methetmekten başka şansı yoktu. TED كان يقف على سطح زجاجي عائم تمامًا فوق معجبيه المحبين، ولم يكن لديهم أي خيار سوى تمجيد المسيح فوقهم.
    Sonra, çözeltinin ince bir film şeklinde yayılmasını sağlamak için çözeltiyi cam bir tüpte aşırı hızlı bir şekilde dakikada 5000 devir hızda döndürdüler. TED بعد ذلك، يقومون بإدارة المحلول في أنبوبة زجاجية بسرعة 5000 دورة في الدقيقة فتجعل المحلول ينتشر على طبقة رقيقة
    Darwin'in, cam bir sandıkta makarna sakladığı ve bazı olağandışı araçlar kullanarak istemli kasılmalarla onları hareket ettirdiği doğru değil mi? Open Subtitles أليس صحيحا أن داروين أبقى قطعة مكرونة في علبة زجاجية حتى بطرق إستثنائية بدأت بالتحرّك فعلا حركة طوعية؟
    Seni, şöminenin üstünde cam bir kavanoza koymalılarmış. Open Subtitles كان يجدر بهم وضعك بوعاء زجاجيّ فوق رفّ المدفأة
    Suç mahallinde çekilmiş ve resimde cam bir göz var. Open Subtitles انظروا لهذه الصورة. إنّها من مسرح الجريمة، وإنّها لعين زجاجيّة مكسورة.
    Boşlukta asılı duran yürüyebileceğini cam bir köprü var. TED هناك جسر زجاجي يمكنك المشي عبره ذلك معلّق في الفراغ.
    Londra'da 44 gün cam bir kutuda su dışında birşey olmadan yaşadım. TED لقد عشت في لندن في صندوق زجاجي لمدة ٤٤ يوما من غير شيء إلا الماء
    Ne zaman bir çocuk ölürse, bazen en sevdiği oyuncağı da cam bir kafeste saklarlar mezar taşının yanına veya lahitine koyarlardı. Open Subtitles عندما يوت طفل أحياناً يدفنون معه اللعبة المفضلة للطفل في صندوق زجاجي يجلنب بقاياه في الضريح
    Tamamen izole edilmiş cam bir hapiste kalıyor. Open Subtitles إنّه معزول تماماً في مكعب زجاجي في قعر الصومعة
    Tam anlamıyla cam bir evde oturan adamın dediklerine bak. Open Subtitles من الرجل الذي يعيش بمعنى الكلمه في بيت زجاجي
    Ama bu sefer cam bir kutuda kilitli olmayacağım. Open Subtitles فقط في هذه المرة لن أكون محجوزاً في صندوق زجاجي.
    Ağzına veya istersen cam bir sehpaya. Open Subtitles يمكنهن أن يفعلوها في فمك أو على طاولة زجاجية
    Tanrım, kim cam bir ofiste çalışmak ister ki? Open Subtitles لا أفهم لماذا لا أحد يختار أن يعمل في مكاتب زجاجية
    Ona bir otelde kaldığımı ve cam bir masanın üzerine düştüğümü söyledim. Open Subtitles حسننا, لقد اخبرته انني اقيم في فندق و انني وقعت من على طاولة زجاجية
    Annem gittikten sonra beni cam bir masadan itti. Open Subtitles لقد دفعنى لأسقط على منضدة زجاجية حتى يوسع أمّي ضربًا.
    Hatırlıyorum, bir gün sokakta yürüyordum sokak yeni boyanmıştı ve yeni bir ağacın dikildiği bir yerde bir dükkan sahibini ve karısını dükkanlarına cam bir ön cephe koyarken gördüm. TED أتذكر في يوم ما كنت امشي في احد الشوارع التي كانت قد قمنا بطلائها قريبا و التي كنا بصدد غرس الأشجار بها رأيت صاحب محل و زوجته يقومان بتركيب واجهة زجاجية للمحل
    Sanki cam bir masada misket oynuyormuş gibiyim. Open Subtitles الأمروكأنه... التقرب من طاولة زجاجية وبيدك قطعة رخامية
    Sürgülü cam bir kapı da olabilir. Open Subtitles و ربما أنّه رميَ خلال بابٌ زجاجيّ
    Öksüz. Tom Norman onu cam bir kabinde sergilerdi. Open Subtitles (توم نورمان) جعلّها تعرّض في صندوق زجاجيّ
    USB bellek ve cam bir göz. Open Subtitles قرص صلب خارجي وعين زجاجيّة.
    Ceplerinde cam bir boncuk taşırlarmış. Open Subtitles إنّهم يحملون حبّة زجاجيّة في جيوبهم...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more