"canlandırmak" - Translation from Turkish to Arabic

• إحياء
• تنشيط
• لإعادة
• لاحياء
• إنعاش
• لإنعاش
• إعادة تمثيل

Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim.
سنعيد إحياء تقليد غابر، فقررنا تتويج خليفتنا أثناء حياتنا

Baba kız olarak ilişkimizi yeniden canlandırmak için beni yemin törenine götürmek istiyor.
إنه يريد مني أن آخذ تعهد بالعزوبية حتى نتمكن من إحياء علاقة الأب-الابنة

Adam Fransız, o çok... heybetli biri. Şehri canlandırmak için çok fazla para topladı.
عريق، يستثمر أموال لا حصر لها من أجل تنشيط المدينة.

Kitap dünyasını canlandırmak için satışlara dair ihtiyaçlarınızı dile getirdiğiniz için teşekkürler.
شكراً لتعليقكِ بخصوص الحاجة لكتب متنوعه من أجل تنشيط نشر الصناعه

Neden pankreası canlandırmak için hastalığın başında, belkide henüz semptomatik olmadan, pankreasa enjeksiyon yapamıyoruz ?
لماذا لا نستطيع أن نحقن البنكرياس بشيء لإعادة تحفيز البنكرياس في بداية المرض؟ بل قبل بداية ظهور أعراضه؟

Şeytan'ı, Bayan Telfer. Bu kitap Şeytan'ı canlandırmak için yazılmıştı.
الشيطان , يا سيدة تيلفر هذا الكتاب مصمم لاحياء الشيطان

Ve yeni hayatımı temsil eden o çalıyı gübreliyor Evliliğimi yeniden canlandırmak yani toprağı kazıp köpeği çıkarmak istersem; çalıyı yani kendimi öldürmüş olacağım.
ويستخدم كسماد للشجرة التي تمثل حياتي الجديدة. إذن لو حاولت إنعاش الزواج... بمعنى :

Bu hâle düşmene neden olan kariyerini canlandırmak yerine seni o klinikte mutlu, sağlıklı ve uyuşturucudan uzak bir halde kendi başına bırakmalıydım.
أنت فعلتها لي كان علي أن أترككِ سعيدة و صحية ورزينة في مركز إعادة التأهيل بدلاً من إحياء المهنة

Neden bir insan yüzyıllar öncesinden mistik bir öcüyü canlandırmak ister ki?
لماذا يرغب شخص في إعادة إحياء خُرافة عن بعبع قديم

Eski hatıraları yeniden canlandırmak ne kadar da güzel.
ما أبهج إعادة إحياء ذكريات جميلة.

Abby'le savaşı yeniden canlandırmak istiyoruz.
أريدك أنت و (أبي) ان تعيدوا إحياء المعركة

Soylu bir çağı canlandırmak için hafta sonlarını harcıyorlar.
{\pos(192,220)}تمضي عطلات نهاية الأسبوع في إحياء حقبة عريقة

¿Ölü dokuyu canlandırmak?
إحياء الأنسجة الميتة؟

Park, halkın ilgisini canlandırmak için birkaç senede bir yeni bir eğlence programına ihtiyaç duyuyor.
المتنزة بحاجة لشيء جذاب جديد لكل بضعة أعوام من أجل تنشيط إهتمام الجمهور.

Başpiskopos, kiliseniz mahalleyi canlandırmak için çok sayıda proje gerçekleştiriyor.
يا رئيس الأساقفة، أبرشيتك تقوم حاليًّا بالعديد من المشاريع التي تهدف إلى تنشيط الحي

Filmin süresini insanlara zaman ayırmakla değiştirmek kadar basit bir şey olabilir ya da bitkin bir ilişkiyi, birlikte yeni bir şeyler yaparak canlandırmak, uzun yürüyüşler veya gece buluşmaları... ya da senelerdir konuşmadığınız aile ferdine ulaşmak olabilir, çünkü şu pek bilindik aile kavgaları kin tutan insanları olumsuz anlamda etkiler.
قد يكون شيء بسيط مثل استبدال الوقت أمام الشاشة بالوقت مع الناس أو تنشيط علاقة قديمة عن طريق القيام بشيء جديد معا، التمشي لمسافات طويلة أو مواعدة ليلية، أو التواصل مع أفراد الأسرة الذين لم تتحدث معهم منذ سنوات، لأن تلك النزاعات العائلية تجرّ خسائر فادحة على الناس الذين يحملون الأحقاد.

Bu dünyayı yeniden canlandırmak için bir yol. İşte bu bakış açısından çok heyecan verici olan da budur.
هذه طريقة لإعادة الأرض هذا هو ماهو مثير جدا حول هذا التصور

Tabi ki güzeller ama bunları, bir şeyi canlandırmak için kullanamayız.
طبعاً أنها جميلة ولكننا لا نستطيع استخدامها لإعادة أي شيء

Benimkini canlandırmak zorunda değilsin.
لستِ مضطرة لاحياء تاريخي أنا

Ülke ekonomisini canlandırmak için yapıyor.
أليسَ لأجل إنعاش الاقتصاد الوطني؟

Evet, evlat, bakalım şu senin paslı hafızanı canlandırmak için yapabileceğimiz bir şey var mı.
حسنا يا ولد دعنا نرى إذا كان بمقدورنا فعل شيء لإنعاش لذاكرتك تلك القديمه و الصدئه

Çavuş Weigart, 3. saldırıyı vardiya değişimi sırasında yeniden canlandırmak istiyoruz. Neden?
رقيب ويجارت , نرغب فى إعادة تمثيل إطلاق النار الثالث أثناء تغير المناوبة