| Birbirlerine canlarını emanet etmişlerdir. | TED | كانوا يضعون حياتهم في أيدي بعضهم البعض. |
| Onları koruyacak savunacak, canlarını kendi canından değerli göreceksin. | Open Subtitles | لتقييم حياتهم فوق نفسك ويجب أن يموتوا في المعركة |
| Kontrol edilemeyen bir yangın otlak boyunca ilerlediği için üç aslan ve üç antilop canlarını kurtarmak için kaçarlar. | TED | مع تصاعد وتيرة حرائق الغابات من خلال المراعي يحاول ثلاثة من الأسود وثلاثة من الحيوانات البرية الفرار للنجاة بحياتهم |
| Khe Sanh'da, Long Duc'da ve 364. tepede bu gençler canlarını verdiler. | Open Subtitles | في "كهي سان" و "لان دوك" والهضبة 364 هؤلاء الشباب ضحـّوا بحياتهم |
| Ülkeleri için canlarını feda etmeliydiler! | Open Subtitles | من الواجب عليهم أن يضحوا بأرواحهم من أجل البلاد |
| Kardeşlerimizi denize vermeye girişirken canlarını onurlandırıyoruz. | Open Subtitles | كما نستعد لنهب اخواننا وأخواتنا للبحر، فسنشرف حيواتهم |
| Dün gece şehrimizi kurtarmak için çekinmeden canlarını veren bu cesur kahramanlar kimdi? | Open Subtitles | من هم أولئك الشجعان الذين ضحوا بحياتهم لإنقاذ مدينتنا الليلة؟ |
| Kendi canlarını alan askerler hakkında bir takım cevaplar verebileceğini umuyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أتمنّى بأنّك يمكن أن تجيب الأسئلة حول جنود البحرية الذين أخذوا حياتهم الخاصة. |
| Birkaç hafta süren kuşatmadan sonra Britanya Kraliçesi ve askerleri yüce gönüllük gösterip canlarını bağışlayan ve yeni fetihlere yelken açan Sezar'a teslim oldu. | Open Subtitles | بعد عدة أسابيع من الحصار ملكة بريطانيا وجنودها استسلموا للقيصر والذي أظهر شهامة منقطعة النظير وقرر الحفاظ على حياتهم |
| ÜIkeleri için canlarını vermeye yemin ettiler, tıpkı benim gibi. | Open Subtitles | لقد أقسموا علي أعطاء حياتهم لبلادهم, مثلي |
| Bütün dekorasyon ekibi -- canlarını kurtarmak için kaçamazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون الضرب برؤوسهم لينقذوا حياتهم. |
| Bütün dekorasyon ekibi -- canlarını kurtarmak için kaçamazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون الضرب برؤوسهم لينقذوا حياتهم. |
| Doğal olmayan şey, üç insanın, teröristin canlarını anında alabilme gücünüzdür. | Open Subtitles | الشيئ الغير طبيعي هو القوة التي تملكها لتقتل ثلاثة أشخاص إرهابيين وتسلبهم حياتهم في لحظة |
| Sayısız nesilden insan onu bulmak ve gazabı ortaya dökülmeden önce onu yok etmek için canlarını feda etti. | Open Subtitles | أجيال لا تحصي من قومي ضحوا بحياتهم للبحث عنه ليدمروه قبل أن يطلق له العنان |
| Bizim de iki kardeşimiz tanrılarına hizmet için canlarını verdiler. | Open Subtitles | أثنين من أخوتنا ضحوا بحياتهم أيضاً لخدمة الألهة |
| Denizaşırı ülkelerde canlarını riske atan, silahlı kuvvetlerimizin cesur erkek ve kadınlarının, Amerika'daki aileleri için kaygı duymak zorunda kalmaması gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن رجال و نساء قواتنا المسلحة الشجعان الذين يخاطرون بحياتهم فى الخارج أن يقلقوا على عائلاتهم فى أمريكا |
| İnsanlar ülkelerinden uzakta yurdumuz için canlarını tehlikeye atarken aptal bebeklerle oynamak doğru değil. | Open Subtitles | ليس من الصحيح أن ألعب بدمى سخيفة بينما الناس في الخارج، يخاطرون بأرواحهم من أجل الوطن |
| O kadar fazla trans insan-- özellikle beyaz olmayan kadınlar-- kendi canlarını almaktan bir küçük düşürücü yorum uzakta ki. | TED | هناك العديد من الناس المتحولين جنسيًا... خاصة النساء من غير البيض... على بُعد تعليق واحد مهين لفقد حيواتهم. |
| canlarını alan uçak kazası öylesine sert, öylesine gerçekti ki cesetleri teşhis edilemedi. | Open Subtitles | تحطمت الطائرة وخطفت أرواحهم كان هذا خطيرا و بسيطا ولم يتم تمييز أجسادهم |
| Bu canlarını almam gereken üç ebeveynle elde edebileceğim bir şey. | Open Subtitles | وهذا الدور يمكن شغله بواسطة الثلاثة آباء الذين اضطررت إلى خطفهم |
| - canlarını bağışladığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنك ستصفح عنهم |