"cazibesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • سحر
        
    • جاذبية
        
    • سحرها
        
    • إغراء
        
    • سحره
        
    • جاذبيته
        
    • جاذبيّة
        
    • وسامتهُ
        
    Bence acayip bir cazibesi var, değil mi? Open Subtitles لَهُ سحر مُتَأَكِّد، أنت هَلْ لا يُوافقُ؟
    Brighton'daki eğlencelerin benim için hiçbir cazibesi yok. Kitap okumayı tercih ederim. Open Subtitles لن يكون لمتع برايتون اي سحر علي، فانا افضل بشكل لا نهائي كتاب عليها.
    Kavanozlardaki turşusu çıkmış şeylerin çok çekici olduğunu biliyorum ve güneyin cazibesi ve garajda asılı duran jambonlar onlar iyice küfle kaplanmadan üzerlerinde penisilin yetiştirebilirdin... Open Subtitles أعرف أن المكان ساحر مع أواني المخللات و سحر الجنوب و الخنازير التي تقبع في الجراج حتى تتعفن و يظهر عليها فطر عفن الخبز
    Bayanlar ve baylar, bu akşamın başrol cazibesi için dikkat lütfen. Open Subtitles أيها السيدات والسادة، الأنتباه، رجاءً لهذا المساء جاذبية موضوعية
    Bir kadın böyle şeyler yaparsa cazibesi kaybolur. Open Subtitles إذا كانت المرأة مثل تلك الأشياء سحرها يختفي
    Yani, yaşlı bir kadının cazibesi reddedilemez. Open Subtitles أعني، إنّ إغراء النساء الأكبر سنّاً أمر لا يُنكر
    Onun kendinden emin tavrı, cazibesi ve yeteneği her zaman ona istediğini kazandırır. Open Subtitles مواقفه الواثقة سحره , موهبته كلها تساعده للحصول على ما يريد
    Ama gücün cazibesi en bilge insanları bile içine çeker. Open Subtitles ولكن سحر القوة يجذب أحكم الرجال إلى هلاكهم.
    Ancak bu seçimin cazibesi burada bitmiyor. TED لكن سحر الإنتخابات لا يتوقف هناك.
    Ormanlarımızın cazibesi işte bu: Sessizlik ve güzellik. Open Subtitles هذا سحر غابتنا بهدوئها وجمالها
    Eski Tobin cazibesi miydi, yoksa... Open Subtitles ...هل كان ذلك سحر عائلة توبن اخرج من هنا
    Ben eminim ki sen böyle kaba ve cazibesi sıfır olan bir adamın nasıl 12 yıl boyunca istihbaratın işlerini yönettiğini merak ediyorsundur. Open Subtitles وأظن كنت أتساءل كيف مثل هذا الرجل مثقف مع... حسنا ، صفر سحر ملحوظ
    "Efendim, kızınıza saygısızlık ettiğmiz için özürlerimi sunuyorum." dedim. - Eski Güneyli cazibesi demek? Open Subtitles "قلت "سيدي، أنا آسف حقا لعدم احترام ابنتك جيد، سحر الجنوب؟
    Aile işletmelerinin ayrı bir cazibesi oluyor. Open Subtitles ثمة سحر خاص بالعمل التجاري العائلي.
    Kırmızı organzenin cazibesi vualden çok. Open Subtitles الأحمر الأرجواني لديه جاذبية أكبر من الفويل
    Ben de, geleceğin Hindistan'a vaat ettiklerinin, tüm bunlarla ve başka şeylerle olan ilişkisine mi bağlı diye merak ettim, mesela güç. Hindistan kültürünün cazibesi, insanların başka bir ifadeyle "yumuşak güç" dediği şey. TED ولذلك تساءلت، هل ما يومئ إليه المستقبل عن ماهية الهند هو أن تكون مزيجا من هذه الأشياء متحالفة مع شيء آخر، قوة القدوة، جاذبية حضارة الهند، الذي، بمسمى آخر، يطلق عليه الناس "القوة الناعمة".
    Yine de Azgın Kurbağa Tepinmesinin kendine özgü bir cazibesi olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles على الرغم، من أنني أظن أن رقصة الجاز لا تخلو من سحرها.
    Sadece bir bakirenin cazibesi, iki yurda da barış getirebilirdi. Open Subtitles فقط إغراء عذراء يَجْلبُسلامَإلىكلتاالبيوت.
    5 yıldızlı otel değil ama kendine özgü cazibesi vardır. Open Subtitles إنه ليس منتجع خمس نجوم لكنه لديه سحره الخاص
    Biraz daha iyi yerlerde var , ama bu barakanin cazibesi var. Open Subtitles المكان ألطف من المكان الآخر لكن للكوخ جاذبيته الخاصة.
    Gücün cazibesi. Open Subtitles نعم. جاذبيّة السُلطة.
    cazibesi ve şiddet patlamalarıyla tanınır. Open Subtitles معروفٌ عنه وسامتهُ وإنفعالاته العنيفة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more