"cebimdeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • جيبي
        
    • فى جيبى
        
    Dışarıdan bakıldığında içki içiyor, dart oynuyor, cebimdeki kutusundan yaban mersini yiyor gibi görünebilirim ama hepsi sürecin birer parçası. Open Subtitles ربما ظاهريًا سيبدو انني أشرب وألعب السهام واكل زبيب من علبة بداخل جيبي لكن كل هذه الامور جزء من العملية
    cebimdeki son kuruşu bu sosisli arabasına ve 12.000 donmuş sosisli sandviçe neden mi yatırdım? Open Subtitles الآن, لماذا أنا صرفت آخر بنس في جيبي ـ ـ ـ ـ ـ ـ على هذه العربه و على 12 ألف نقانق مجمده؟
    Dans ediyordum, bacaklarımı ayırayım dedim ve cebimdeki anahtarların üstüne oturdum. Open Subtitles لقد كنت أرقص .. وفعلت حركة الانفراشة وجلست على مفتاح سيارتي في جيبي
    O paralar benim cebimdeki para gibi değerli değil. Open Subtitles عن ماذا تتحدث؟ ذلك المال لا يُساوي النسيج الكتاني في جيبي
    cebimdeki para ve iyi bir at sizi bekliyor. Open Subtitles المال فى جيبى و هناك حصان جيد بإنتظارك ..
    Sanırım cebimdeki kanun belgesi öyle söylüyor. Open Subtitles وأعتقد أن الشهادة القانونية في جيبي تقول ذلك
    cebimdeki dolarların sayısından daha fazla sıfır var. Open Subtitles عدد الأصفار أكثر بكثير مما أملك في جيبي من الدولارات
    cebimdeki 6 dolarla bir yabancının dairesine gitmek için taksi tuttum. Open Subtitles أخذت سيارة أجرة لشقة غريب ومعي 6 دولارات في جيبي.
    Beni rehabilitasyona yatırdığın gün bu telefon kartı cebimdeki tek şeydi. Open Subtitles اليوم الذي أخذتني فيه لمركز إعادة التأهيل كانت بطاقة الهاتف هذه هي كل ما أحمله في جيبي
    Talyum, cebimdeki bir tuz paketindeydi. Open Subtitles كان بحوزتي الثيليوم في كيس ملح مخبأ في جيبي
    Şu anda tek arkadaşım cebimdeki paralar. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجعلني برُفقة الآن هو جيبي الملىء بالنقود الصلبة
    Çok sıcak. cebimdeki tereyağı eriyor. Open Subtitles إنه حار الزبده التي في جيبي تذوب
    Bundan bir şey bulup bulmayacağını bilmiyorum, ama senden o kayak çantasındaki epitellerle, sağ cebimdeki mendildekini karşılaştırmanı istiyorum. Open Subtitles لا أعلم هل ستخرجي بشيء من هذا ولكن أريدك أن تقارني الأنسجة الباطنية الأنثوية التي وجدتها في اللوح الثلجي إزاء المنديل في جيبي الأيمن
    Vermeye razıyım ama cebimdeki telsizi bana uzatman daha mantıklı olacaktır ki adamlarımı durdurayım. Open Subtitles سأجيبك... سيكون ذلك أسهل... إذا ناولتني الهاتف من جيبي...
    Böylece İngiliz cebimdeki İngiliz altınımı kendine çekti. Open Subtitles وهكذا سلبت مالي الإنكليزي... من جيبي الإنكليزي.
    cebimdeki mürekkep sızdıran kalem yüzünden oluyormuş. Open Subtitles انها مجرد من ركلة جزاء المتسرب في جيبي.
    cebimdeki son kuruşu, terimin son damlasını sizin için harcıyorum Open Subtitles أعطيكِ الوبر من جيبي. أعطيكِ عرقي ودمي.
    cebimdeki bu şeyler tarafından temsil edileceğiz. Open Subtitles سوف تمثلنا هذه الاشياء الموجوده في جيبي
    İçinizden birisi fiyatı tam tahmin etti ve fazladan cebimdeki 500 doları kazandı. Open Subtitles أحدهم إعترى الثمن الصحيح و سيتحصل على علاوة بـ 500 دولار سأخرجها حالا من جيبي!
    Bu kanıt torbasının içinde cebimdeki bozukluklar var. Open Subtitles داخل حقيبة الدليل هذه جيبي يتغير
    cebimdeki tabancadan çıkan kurşun ya seni ya da beni hedef alacak. Open Subtitles الرصاصة التى ستنطلق من هذا المسدس موجودة فى جيبى وهى اما ستصيبك أو تصيبنى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more