"cebinden" - Translation from Turkish to Arabic

    • جيبك
        
    • جيبه
        
    • جيب
        
    • جيوبك
        
    • جيبها
        
    • جيوبه
        
    • جيبكَ
        
    • بجيبه
        
    • من مالك
        
    • هاتفك المحمول
        
    • أما تجلب ليّ المال
        
    • بهاتفك الخلوي
        
    • جيبة
        
    Bak ne diyeceğim, önce arka cebinden yirmi ikiliğimi çıkart. Open Subtitles سأخبرك ماذا، أخرج سلاحي عيار 22 من جيبك الخلفي أولا
    Sonra verginin hatalı olduğunu anlayınca da kendi cebinden para vereceksin. Open Subtitles ثم اذا أخطأت فى حساب ضرائبك تدفع من جيبك
    Aramızda, uğraşlarımıza kendi cebinden maddi destek çıkabilecek biri var. Open Subtitles هناك شخص بيننا يمكنه دعم هذا المسعى من جيبه الخاص..
    Adli tıp, cesedi taşırlarken bir tanesinin Casey'nin cebinden düştüğünü düşünüyor. Open Subtitles المعمل الجنائيّ يظن أن قرصًا سقط من جيبه إبّان نقل جثمانه.
    Sonra kurbanının cebinden anahtarı alır ve gerisini biliyorsunuz. Open Subtitles ثم أخذ المفتاح من جيب الضحية و أنتم تعرفون البقية
    Bu üniformanın cebinden kondüktörlerin kullandığı bir anahtar çıktı. Open Subtitles وفى جيب بنطلون الستره كان يوجد المفتاح المشترك
    Öyleyse, çıkar ellerini cebinden, hislerine de bir son ver. Open Subtitles حسناً , أخرج يديك من جيوبك . و توقف عن الشعور بهذا
    Sonra verginin hatalı olduğunu anlayınca da kendi cebinden para vereceksin. Open Subtitles وبعد ذلك اذا قدرت الضرائب خطأ ستدفع من جيبك الخاص
    Kendi cebinden ödemek üzeresin. Parmak hesabı yapsan iyi olur. Open Subtitles ستضطر للدفع من جيبك عاجلا، يجدر بك تعلّم الحساب
    Hayır. Sapı son birkaç dakikadır cebinden sarkıyordu. Open Subtitles لا، المقبض كان خارجاً من جيبك لأخر بِضع دقائق.
    Kendi cebinden ödeyeceksin, seçim masrafları sayılıyor. Open Subtitles يخرج من جيبك الخاص بناءً على نفقات الحملة وما شابه
    İmzaladığın kartı cebinden çıkarmanı ve bugünkü gösteriden bilet koçanını alarak onları paranın tam ortasına koymanı istiyorum. Open Subtitles أودّك أن تخرج البطاقة التي وقّعت عليها من جيبك وأودّك أن تُخرج عقِب تذكرة عرض الليلة وتسقطهما وسط النقود
    cebinden yıpranmış bir kağıt parçası çıkardı ve kısık sesle okumaya başladı. İki küçük çocuğuna bir mesaj yazmıştı. TED أخذ ورقة متهالكة من جيبه وبدأ بهدوء قراءة الكلمات التي كتبها كرسالة لطفليه الاثنين.
    Mantosunun cebinden bir not defteri çıkardı ve enine doğru bir çizgi çizdi. Open Subtitles أخرج مذكرة من جيبه وكانت مفكرة كبيرة نوعًا ما
    Evsiz bir adamın yanında durdu. cebinden 100 dolar çıkardı... ve pencereden sarkıp... Open Subtitles وأخرج صديقي ورقة بمئة دولار من جيبه واخرج رأسه من النافذه
    Paul Allen'in evine gittiğimde, cesetten kurtulmadan önce... cebinden aldığım anahtarları kullandım. Open Subtitles لما وصلت إلى منزل بول ألين قمت باستخدام المفاتيح التي أخذتها من جيبه
    Onu belki biri bıraktı, ya da belki kurbanın cebinden düştü, sanki biri cesedi taşırken olduğu gibi, bir arabadan sözgelimi. Open Subtitles ربما أوقعه شخص أو ربما وقع من جيب الضحية وكأن شخص كان يحمل الجثة من سيارة
    Oyun ismi olarak. Parayi aracinin cebinden kendi cebine indirmek. Open Subtitles اسم اللعبة انقل المال من جيب زبونك لجيبك
    Eteğinin cebinden bir parça pişmiş balık lokması çıkardı ve yemeye başladı. Open Subtitles أخرجت من جيب تنورتها كِسرة من سمك مطبوخ وشرعت في أكله
    Manzaranı bozmak istemem ama ellerini cebinden çıkar ve buradan defol git. Open Subtitles لا أريد قطع مشاهدتك لكن , إخرج يداك من جيوبك و إرحل من هنا
    Niye cebinden İtalya'dan dönüş bileti çıktı? Open Subtitles لما توجد تذكرة سفر فى جيبها من ايطاليا ؟
    Geceleri kalkar. Her gün cebinden farklı şeyler olur. Open Subtitles إنه يستيقظ ليلا و في كل يوم تجد شيء مختلفا في جيوبه.
    Bu çeyreklik mahkemede cebinden düştü. Open Subtitles هذا الرّبعُ سقطَ مِن جيبكَ بالمحكمةِ.
    cebinden çıkan ufak tutarlardaki fişleri de göz önünde bulundurursak... Open Subtitles أمرين مثل تلك مع رزمة المال من الفئات الورقيّة الصغيرة التي عُثر عليها بجيبه...
    Bu yerin parasını kendi cebinden mi ödüyorsun? Open Subtitles هل تدفعين من مالك قيمة هذا المكان؟ ماذا تعني؟
    Şimdi senin cebinden mesaj gönderdi. Open Subtitles ‫لقد أرسل للتو رسالة ‫من هاتفك المحمول
    Karısından al ya da kendi cebinden öde. Hiç s*kimde değil. Ama sakın bana eksik bir defterle gelme. Open Subtitles أما تجلب ليّ المال من زوجته أو تسدده أنت، لا يهمنيّ، لكن لا تعطيني سجل يعج بالفوضى.
    Haber vermeden cebinden aradım, kusura bakma. Open Subtitles آسفة على المفاجأة ولاتصالي بهاتفك الخلوي.
    Ekstra salsa konusunda hiç çekinmedi ve sol ön cebinden çıkardığı parayla nakit ödedi. Open Subtitles طلب معها صلصة إضافية، ودفع نقدًا من جيبة الأمامي الأيسر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more