"ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL cehalet DEĞİL, BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUNU SANMAKTIR." | Open Subtitles | ليس الجهل هو العائق الأكبر في وجه الاكتشاف؛ وإنما هو وهم المعرفة. |
"cehalet" kelimesini, elbette kısmen de olsa bilinçli bir şekilde tahrik etmek için kullanıyorum, çünkü cehaletin çok fazla kötü çağrışımı var ve bunların hiçbirini kastetmiyorum. | TED | وأستعمل الآن كلمة ''جهل''، بطبيعة الحال، متعمدا أن أكون مستفزا بشكل ما، لأن الجهل يملك الكثير من الدلالات السلبية وبالتأكيد لا أقصد أي من تلك الدلالات. |
Bence mükemmel bir düşünce, bütünüyle bilinçli cehalet. | TED | أظن أنها فكرة ممتازة: الجهل الواعي التام. |
Açılış konuşmaları yargılamayı; iyiyle kötü, gerçekle cehalet arasındaki muazzam bir mücadele olarak sundu. | Open Subtitles | قدّمت البيانات الإفتتاحيّة على أنّ المحاكمة صراع كبير بين الخير والشرّ, بين الحقيقة والجهل. |
Psikanalistler, insanların bilgi için ihtiraslı olmadığını ama cehalet için ihtiraslı olduğunu çok iyi biliyorlar. | TED | يعرف الأخصائيون النفسيون جيدًا أن الناس عكس المتوقع لا يمتلكون شغف المعرفة لكن يتحَرون إلى الجهل |
Başka bir grup, daha geniş bir Amerikalı grubu aldık ve soruyu cehalet örtüsü ile sorduk. | TED | لذلك أخذنا مجموعة كبيرة أخرى من الأمريكيين وسألناهم السؤال بحجاب الجهل. |
Teknemizle, Dünya'mızla olan ilişkimizi gerçekten düşünürsek daha çok cehalet ve açgözlülük hikâyesi olabilir. | TED | إذا فكرنا حقاً بعلاقتنا مع قاربنا، مع أرضنا، ربما نجد المزيد من قصة الجهل والجشع. |
* Kafeslenmiş ruhlar ağlar siyah diller yalan söyler * cehalet duvarlarının arkasında * bana kayıtsızlıkla zırhlanmış | Open Subtitles | أرواح صغيرة تصرخ ألسن سوداء تكذب خلف كلام الجهل مسلحين بالتجاهل ضدي |
Üç boyutlu haritaya baktığımızda bariz bir cehalet konisi görüyoruz. | Open Subtitles | وإن نظرنا إلى الخريطة ثلاثية الأبعاد سنرى قمعاً من الجهل لا تخطئه العين |
Çocukların sizin gibi cehalet içinde yetiştirilmesi mi gerekir? | Open Subtitles | أتعتقد أن الأطفال يجب أن يربوا في الجهل بعاداتنا؟ |
insanlar gerçeği bilmek istemediği için cehalet bu kadar uzun süre baskın geldi. | Open Subtitles | وقد ساد الجهل فقط لأن الناس لا يريدون معرفة الحقيقة. |
İhtiyacın olan her şey var: cehalet ve minnettarlık. | Open Subtitles | لذا لديه كل ما تحتاجينه في عشيقك من الجهل والامتنان |
cehalet mutluluktur, adamım. | Open Subtitles | إن الجهل يُعد نعمة يا صاح, لقد كنتُ بخير مسبقًا. |
Burada çok fazla kin var, çok fazla cehalet... çok fazla mantıksız uyum var. | Open Subtitles | يوجد هنا الكثير من الكراهيه و الجهل الزائد لا تلتزمون بشيئ |
Yemek Servisini düzenleyen kukla ustalarının, menüden cehalet ve adaletsizliği çıkarmalarının vakti geldi de geçiyor. | Open Subtitles | انه وقت مناسب للرؤساء التافهين لاخذ الجهل والظلم من قائمة الطعام |
Ben cehaletten kaçtım sonunda cehalet Azrail'im oldu. | Open Subtitles | لقد هربت من الجهل. والآن أنا أموت بسبب الجهل. |
cehalet uydurmak için burda arkadaş oldular | Open Subtitles | ليس له داعىّ إختلاق الجهل وعدم المعرفه فنحنُ هُنا جميعاً أصدقاء. |
Şimdi, bu cehalet, malesef, sosyal seviyede pek yardımcı değil. | TED | لكن يبقى جهل الحقيقة عاملًا معيقًا على المستوى الاجتماعي |
En sevdiğim ilham kaynağım Emily Dickinson'ın bir sözü ile başlayacağım. "Merak ne bilgidir ne de cehalet. | TED | سوف أبدأ بملهمتي المفضلة, اميلي ديكينسون التي قالت ان التساؤل لا يعتبر معرفة و لا هو جهل |
"Görmeden inananlara ne mutlu". - Yaşasın körü körüne inanç ve cehalet! | Open Subtitles | "سعداء هم أولئك الذي لا يرون لكنهم يؤمنون" يحيا الإيمان الأعمى والجهل |
O buralı değil. cehalet ona bunları yaptırmış. | Open Subtitles | إنها ليس من هنا لقد فعل هذا عن جهالة |
Dedektif, eğer cehalet bir uyuşturucu olsaydı senin kafan her daim iyi olurdu. | Open Subtitles | أيها المحقق، لو كان التجاهل مخدر، لكنت مرتفعاً طوال الوقت |
cehalet mutluluk verebilir ama yine de cehalettir. | Open Subtitles | قد تسمونه نعمة الجهل لكنه مازال جهلاً |